Konutun krizde yarattığı fırsatlar!
Konutun ulusal boyutta yarattığı fırsatı değerlendirmek için, konut alıcıları ve üreticileri desteklenmeli ve onlara güven verilmelidir.
Son günlerde elektronik iletiyle gelen okuyucu mektuplarının tamamına yakını, konut almak isteyenlere aitti. Hani öyle tereddüdü olanlardan değil, gerçekten alıcı olanlardan gelen mektuplardı bunlar...
Tüm sektörlerde ciddi sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, konut alımına bu denli büyük bir talebin (belki de bekleyen birikmiş talebin)olması, düşündürücü ve umut vericidir. Piyasaya yön verenlerin ciddi olarak düşünmeleri gereken bir konudur bu. Aynı zamanda çok önemli bir fırsattır.
Öteden beri altını çizerek defalarca belirttiğimiz gibi, konut sektörü kriz dönemlerinin tek kurtarıcısıdır.
Parasının eriyip gitmesini istemeyenler, geleceklerini garanti altına almak isteyenler için konut sektörü ciddi bir güvenli limandır. Bu limana ulaşmak isteyenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Konut talebini yaşama geçirmek için konut alıcılarına ciddi desteklerin verilmesi gerekir. Bu desteklerden en önemlisi piyasalarda ortaya çıkan güven sorunudur. Bu güven sorunu ivedilikle ve güçlü önlemlerle çözülmelidir.
Konut alım talebini belirten bazı okuyucularımın (*) sordukları ya da üzerinde durdukları bazı hususları, konut piyasalarının önünü açmak açısından belirtmekte yarar vardır:
Vergiler ve harçlar: Konut üretimi, alımı ve satımı sürecinde ortaya çıkan vergiler ve harçlar azaltılmalı, konut üretimi ucuzlatılmalı, konut alımları özendirilmelidir.
Kredi faizleri: Bankaların konut kredisi vermesindeki tıkanıklığın önü açılmalı, kredi faiz oranlarının düşünülmesi için ciddi önlemler alınmalıdır.
Üretici firma güvencesi: Konut üreten firmaların ne denli güvenli olduğu, konutları zamanında teslim edip edemeyeceği konusundaki müşteri kuşkuları giderilmelidir. Bu konuda özellikle üretici firmalar, müşterilerine güven verebilecek somut önlemler almalıdırlar. Konut alıcıları da firmaları iyice incelemeli, firmanın geçmiş performanslarını ve sorumluluk bilincinin nasıl olduğunu araştırmalıdır.
Konut almak için uygun zaman: Konut alıcıları, konut kredi faiz oranları ile konut fiyatları arasında yakın bir ilişki olduğunun bilincinde olmalıdır. Kredi faiz oranları düştüğünde konuta olan talep ciddi olarak artmakta, faiz oranlarının düşmesinin yarattığı kazançtan çok daha fazlası, konut fiyatlarının artması ile ödenmektedir. Bu nedenle, ödeme gücünü dengeleyebilen konut alıcıları güvendikleri firmaların güvenilir konutlarını almaktan çekinmemelidirler. Konut alımı için yeterli potansiyele sahip olanların, iyi bir çalışma yaparak fazlaca geç kalmadan konut almalarında yarar vardır.
Konut fiyatlarının düşme beklentisi: Konut fiyatlarının düşeceği beklentisinde olan konut alıcıları, konut ve arsa maliyetlerini göz önüne alarak gerçekçi olmalıdırlar. Konut fiyatlarının daha fazla düşeceği beklentisi, nitelikli firmaların nitelikli konutları için pek olası görülmemektedir.
Konut işletme giderleri: Konutların işletim giderleri her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Üreticilerin İşletim giderlerini azaltacak şekilde proje geliştirmesi, işletim firmaları ve site yöneticilerinin de maliyetleri azaltacak önlemleri alması önem kazanmaktadır.
Küçük konut talebi: Öteden beri özellikle İstanbul'da küçük konutlara yönelik ciddi bir talep oluşmuştu. Son dönemlerde ortaya çıkan durgunluk, küçük konutlara olan talebi belirgin bir şekilde arttırmıştır. Bu talep artışının hızlanarak devam etmesi beklenmektedir.
Tercih edilen bölgeler: İstanbul başta olmak üzere, birçok büyük şehirde konut talepleri artmaktadır. Okuyucu mektuplarından anlaşıldığına göre, İstanbul'un dışında Antalya ve İzmir'in Çeşme bölgesine belirli bir talep olduğu görülmektedir. Özellikte İstanbul'un hemen her bölgesinin belirli bir gelişme potansiyeli vardır. Ancak, ulaşım ve alt yapı olanakları hızlı gelişme gösteren bölgelere olan talep hızı yüksektir. Konut yeri seçiminde İstanbul'un ulaşım sorunları dikkate alınarak öncelikle iş yeri, çocukların okulu ve ev arasındaki mesafeyi eniyileyecek (optimize edecek) bir bölgenin seçilmesi, yaşam standardının yükselmesi açısından önemli görülmektedir. İstanbul'un raylı sistem yapısında ortaya çıkan gelişmeler talebi raylı sistemlerin bulunduğu güzergâhlara taşıyacaktır. Bu nedenle konut yeri seçiminde bu hususun da dikkate alınmasında yarar vardır.
Sonuç olarak, konuta olan talep birikimi giderek artmaktadır. Konuta yönelik ciddi bir talebin olması, ülkemizin durgunluktan çıkması için büyük bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek için, konut alıcılarına ve üreticilerine güven verilmeli, konut alımı desteklenmeli, konutlara kredi verilmesi özendirilmeli, kredi faizleri ile vergiler ve harçlar düşürülmelidir. 300'e yakın sektörü doğrudan ve dolaylı yönden destekleyen konut sektörünün önünü açmak, toplumda bir görevdeşlik (sinerji)yaratacak ve ülkemiz ciddi bir açılıma yönelecektir. Bu fırsat kaçırılmamalıdır.
(*): Bu yazıda değindiğim konulara ilişkin elektronik ileti gönderen bazı okuyucularım:
Emel Demlik, Özmen Altuntaş, Alaattin Yıl, Murat Aktüre, Şaban Berge,Ergün Tan, Rıza Durak, Elif Polat, Gülsüm Yımaz, Serkan İsken, Hüseyin Yıldız, Emre Simav, Cesur Can, Rasime Farhat, Mehmet Genç, Ali Osman, Murat Tok,...