Köprü ve otoyollar paket halinde özelleştirilecek!
İki köprü ve 10 otoyolu kapsayan özelleştirmede, otoyollar ve köprüleri tek tek satmak yerine, bir paket halinde tek satış yapılacak olmasının, ihalenin başarısız olmasına veya karayollarından elde edilecek gelirin düşük kalmasına yol açabileceği kaydedil
Köprü ve otoyolların 25 yıllığına özelleştirilmesi için açılan ihalenin yöntemi eleştiri konusu oldu. Köprü ve otoyollar tek paket halinde, işletme hakkı devri yöntemi ile özelleştirilecek. Söz konusu özelleştirme, fiili teslim tarihinden itibaren 25 yıl süre için gerçekleştirilecek. İhaleye son teklif verme tarihi 15 Aralık 2011 olarak açıklandı. İhale için Türkiye'den ve yurtdışından çok sayıda büyük şirket ilgi gösterirken, Özelleştirme İhalesi'nin yöntemi eleştiri konusu oldu. İki köprü ve 10 otoyolu kapsayan özelleştirmenin, otoyollar ve köprüleri tek tek satmak yerine, bir paket halinde tek satış yapılacak olmasının, ihalenin başarısız olmasına veya karayollarından elde edilecek gelirin düşük kalmasına yol açabileceği kaydediliyor. İhalenin bir bütün halinde yapılması yerine 12 ayrı ihale yapılmasının daha sağlıklı olacağı belirtiliyor.
RAKAM BÜYÜDÜKÇE KATILIM AZALIYOR
Konuyla ilgili açıklamada bulunan müzayede uzmanlarının görüşüne göre, milyarlarca dolarlık ihalelere büyük çaplı holdingler bile tek başlarına giremiyor, ancak birlikte ya da uluslararası şirketlerle oluşturulan konsorsiyumlar aracılığıyla teklif verebiliyor. Bu ise ihaleye katılımın ve rekabetin düşük kalmasına yol açıyor. Rakam büyüdükçe, katılım azalıyor
ANADOLU ŞİRKETLERİ DE PAY ALIR
Bütün yerine parça parça satışlarda rakam bölündüğü için şirketlerin tek başlarına da ihaleye girebilmeleri mümkün olabiliyor. Bu durum rekabeti artırdığı için özelleştirmeden gelecek gelirin de yükselmesini sağlıyor. Parça satışlar Anadolu sermayesinin de özelleştirmelerden tek tek ya da yerel konsorsiyumlarla istifade edebilmesine kapı aralıyor. Uzmanlar, otoyol ve köprülerin parça parça ihale edilmesi halinde, yerel bazda güçlü olan firmaların tek başlarına ya da konsorsiyum oluşturarak, kendi bölgelerindeki otoyollara talip olabileceğini ifade ediyor.
İŞLEYİŞ AÇISINDAN SORUN OLMAZ
Otoyol ve köprü gibi birbiriyle bağlantılı birimlerin tek bir elden idare ediliyor olmasının işleyiş açısından daha sağlıklı gibi görünebileceğine de vurgu yapan uzmanlar, teknolojide gelinen noktanın ve otoyolların işletimiyle ilgili mevzuatın tek tek satışın önünde engel gibi duran bu sebebi ortadan kaldığını belirtiyor.
Bütün satış yerine tek tek ihalenin daha doğru olacağını ortaya koyan bir gelişmenin ihale için yapılan konsorsiyumlar olduğu ifade ediliyor. Türkiye'nin dev şirketleri de köprü ve otoyol ihalesine katılmak için zemin yoklaması yapıyor. Bu şirketlerden bazıları uluslar arası firmalarla ortak girişim grubu kurma çalışmalarına yönelik bir mutabakat sözleşmesi imzalandığı duyurmuştu.
1975 KM OTOYOL VE KÖPRÜ VAR
Özelleştirme işlemi, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğunda olup, yapım, bakım, onarım ve işletimini üstlendiği; Edirne-İstanbul-Ankara, Pozantı-Tarsus-Mersin, Tarsus-Adana-Gaziantep, Toprakkale-İskenderun, Gaziantep-Şanlıurfa, İzmir-Çeşme, İzmir-Aydın Otoyolları, İzmir ve Ankara Çevre Otoyolları, Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Çevre Otoyolu ile bunların bağlantı yolları ve bunlar üzerindeki hizmet tesisleri, bakım ve işletme tesisleri, ücret toplama merkezleri ve diğer mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıkları özelleştirme kapsam ve programına alınmış, bağlantı yolları ile birlikte toplam 1975 km uzunluğundaki otoyol ve köprüleri kapsıyor.
KRİTERE UYMAYANA CEZA
Yapılacak olan özelleştirmede işleticinin uyacağı minimum bakım, onarım ve işletim esasları belirlenecek, Karayolları Genel Müdürlüğü denetleyici kuruluş olarak işletim süresi boyunca devrede kalacak. Sözleşme hükümlerine ve bakım, onarım, işletim kriterlerine uyulmadığı taktirde, sözleşmenin feshine kadar bile gidilebilecek.
Kızılay bile hatasından döndü
Türk Kızılayı, daha önce toptan satışa çıkardığı için alıcı bulamadığı Dragos Konakları'nı bu kez tek tek satışa çıkardı. Türk Kızılayı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, İstanbul Maltepe'deki Dragos Konakları, açık arttırma usulüyle 30 Ekim'de İstanbul Türk Kızılayı Kartal Bölgesel Kan Merkezi'nde ihaleye çıkacak. Dairelerin ihalede 850 bin ile 2 milyon lira arasında muhammen bedellerle satışa sunulması bekleniyor.
25 YIL İÇİN ÖZELLEŞTİRİLECEK
Resmi Gazete'de yayınlanan duyuruya göre ihaleye son teklif verme tarihi 15 Aralık 2011. Geçici teminat tutarının 200 milyon dolar olacağı ihalede, ihale şartname bedeli de 50 bin dolar olacak. Özelleştirme işlemi, hepsi birlikte tek paket halinde, İşletme Hakkı Devri Yöntemi ile fiili teslim tarihinden itibaren 25 yıllık süre için gerçekleştirilecek. Halen var olan personel ile iş ve taşıt araçları özelleştirmeye konu olmayacak, özelleştirme sonrasında Karayolları Genel Müdürlüğü denetim ve kontrol yetkisine sahip olacak. Bu konularla ilgili yasal düzenlemeler ise 13 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da yer aldı. Özelleştirme sonrasında işletici ile imzalanacak olan sözleşme, İmtiyaz Sözleşmesi niteliğinde bulunuyor. İmtiyaz sözleşmelerinde en önemli husus ise bu sözleşmelere Danıştay'ın görüşünün alınması gerekliliği oluşturuyor. Yani sözleşmeler en yüksek yargı denetiminden geçiyor. Bu nedenle otoyol kullanıcılarının ve kamu yararının aleyhinde bir düzenleme yapılması söz konusu olmayacağı gibi, ileride de işleticinin lehine herhangi bir düzenlemenin ilave edilmesi de söz konusu değil
Otoyollar para basıyor
2009 yılında otoyol geçişlerinden 603 milyon 910 bin 565 lira gelir elde edilirken, 2010 yılında bu rakam 689 milyon 858 lira olarak gerçekleşti. Köprü ve otoyollardan bu yılın ilk yarısında 360 milyon 139 bin lira gelir elde edildi. Bu yıl Ocak-Haziran döneminde Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini kullanan 76 milyon 973 bin 864 araç, 110 milyon 635 bin 436 lira para ödedi. Aynı dönemde otoyolları kullanan 94 milyon 662 bin 208 araçtan ise 249 milyon 504 bin 215 lira gelir elde edildi. 1970'te yapımına başlanan ve Cumhuriyet'in 50. yılı olan 1973'te açılan Boğaziçi Köprüsü'nün inşaatı 21.7 milyon dolara mal oldu. 1986-1988 arasında inşa edilen FSM Köprüsü'nün maliyeti de 400 milyon dolardı.
KEYFİ FİYAT YOK
Ayrıca fiyat artışlarında 6001 sayılı Kanun'un çıktığı tarihte yürürlükte olan ve halen geçerliliğini koruyan otoyol ve köprü geçiş ücretleri esas alınarak, sadece sözleşmelerde belirlenecek olan ücret artış oranları uygulanabilecek. İşleticinin hiçbir şekilde keyfi fiyat belirlemesi söz konusu olmayacak.
Elektrik ihalelerinde itibar kaybedilmişti
Dev elektrik dağıtım bölgelerinin toplu halde bazı ortaklıklara ihale süreciyle verilmesinin ardından yaşanan yasal ve finansal aksaklıklar aynı durumun otoyol ve köprüler için de yaşanabileceği endişesini ön plana çıkarıyor. Sancılı elektrik özelleştirme süreci mercek altına alındığında, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (ÖİB), Hazine'ye 248 milyon dolar irat ettirmesi yaşanan finansal sıkıntıyı en iyi şekilde belgeliyor. İhalelerinin tamamlanmasının ardından mayıs sonunda başlayan devir sürecinde en fazla para kaybeden şirket MMEKA olmuştu. Buna göre Mehmet Emin Karamehmet ve Mehmet Kazancı ortaklığı MMEKA, teminat olarak Boğaziçi Elektrik ihalesinde 35 milyon dolar, Başkent Doğalgaz ihalesinde de 108 milyon dolar olmak üzere toplam 143 milyon dolar para kaybetti. Elektrik ihalelerinde yaşanan sıkıntıyı en iyi gözler önüne seren süreç ise BEDAŞ'ta yaşandı. Bu süreçte, MMEKA gerekli teminatı yatıramamış, dolayısıyla ihalede en iyi ikinci teklifi 2 milyar 751 milyon dolarla veren Cemil Kazancı'nın Aksa Grubu'na devir şansı doğmuştu. Aksa Grubu da 55 milyon dolarlık ek teminatı ÖİB'e ödemeyerek hem 20 milyon doları yakmış hemde ihaleyi baltalamıştı. Karamehmet, Başkent ve BEDAŞ ihalesini 4.2 milyar dolara almıştı
DAHA KÜÇÜK BÖLGELERE AYRILSIN
BEDAŞ ihalesinde olduğu gibi, özelleştirmedekibu tarz sorunlar Türkiye'nin imajı açısından da önemli bir prestij kaybı oluşturuyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız da bunun farkında olduklarını belirtirken, ihalede çok vakit kaybedildiğini vurgulamıştı. Bu tarz sorunların yaşanmaması için uzmanlar, yüksek bedelleri olan elektrik dağıtım bölgelerinin, 'kendi içlerinde daha küçük bölgelere ayrılmasının' sorunun çözümünde etkili olacağını belirtiyor. Böylelikle, hem daha küçük meblağlara malolacak dağıtım bölgeleri için şirketler ödeme sorunu yaşamayacak, hem de daha fazla bölgenin ihaleye çıkarılmasıyla daha fazla şirket kazanacak. Süreçlerin daha hızlı ilerlemesi de vatandaşa olumlu yansıyacak.
Yeni Şafak