Genel

Kredi faizleri 1.60'lara çıktığında konut sektörü darbe yer!

'İSTANBULREstate' 18 milyar dolarlık projelere ev sahipliği yaparken yeni açılımlara da sahne oldu. İlginç oturumlarda sektörün durumu, sürdürülebilirlik, enerji ve çevre başlıkları yanı sıra sosyal boyutu da ele alındı

Konut Yatırımları oturumunda Emre Torun, en büyük riskin faiz artışları olduğunu söyledi.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından geçen hafta İstanbul'da düzenlenen ve Gayrimenkul zirvesi ve fuarını aynı çatı altında birleştiren, 'İSTANBUL REstate' 18 milyar dolarlık projelere ev sahipliği yaparken sektörle ilgili yeni açılımlara sahne oldu. 'Konut Yatırımları' konulu oturumda, sektör aktörleri önemli tespitleri dile getirdi. Görüşlerden bazıları şöyle:
Torunlar GYO Yönetim Kurulu Üyesi Emre Torun: En büyük riski faiz artışları olarak görüyoruz. Konut kredisi faizleri 2006 yılında olduğu gibi yüzde 1.60-1.70'lere çıktığı anda konut sektörü darbe yer. Bu arada herkes kendi kafasına göre reklam veriyor, istediği vaatleri sunuyor. Bunların biraz daha denetim altına alınması lazım. Sadece halka açık şirketler değil, sektörün tamamı denetlenmeli.

BDDK fazla sıkıştırıyor

Yorum İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ağca: Devletin, uzun vadeli kentsel dönüşüm projelerine değişik fonlardan yapılacak destek ve kredilendirmeleri mutlaka desteklemesi gerekir. BDDK konut kredilerine yüzde 75 sınırlaması getirdi. Gerek konutun satış fiyatları gerekse onun vade ve ödeme şekilleri, piyasanın kendi şartlarında zaten şekilleniyor. Bu konunun piyasa serbest koşullarına bırakılmasını arzu ediyoruz. Bankalar, yüzde 75 sınır için BDDK'nin ikazı ile karşılaşıyor. BDDK; bankaları, daha fazla sıkıştırmamalı.

İyi ve kötü'nün ayrıştığı dönem

Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya:
Türk ekonomisi hızlı gelişiyor, makas değiştiriyor. Burada en rekabetçi piyasa gayrimenkul piyasası. şžu anda türbülans sonrası dönemi yaşıyoruz. Rekabetin koşullarına uyan gayrimenkul geliştiricileri başarılı oluyor. İyi ve kötünün ayrıştığı dönemdeyiz. Rekabetin olduğu bir dönem bizi bekliyor.

Yeşil GYO Yönetim Kurulu Başkanı Engin Yeşil: Türkiye'de en çok düşük fiyatlı yüksek nitelikli konutlara talep var. Gayrimenkul sektöründe yatırım yapan herkes bugün kar ediyor. Üzün vadede bundan kar etmemek mümkün değil zaten. Siz hiçbir şey yapmazsanız İstanbul'un, Türkiye'nin değeri artıyor. Bir de doğru düzgün bir projeye yatırım yaparsanız karlı çıkmamanız imkansız.

Denge kurmalısınız

MİT Gayrimenkul Bölümü Başkanı Dr. Brian Anthony Ciochetti: Nüfusu 10 milyonun üzerinde olan şehir sayısı 26. Gayrimenkul sermayesi artık küresel hale gelmiştir. Küresel pazarlarda, dünyanın dört bir yanında yatırım yapacak pazarlar aranmaktadır, fakat her zaman için risk ve geri dönüş konusu düşünülmelidir. 'Kanal İstanbul'u soruyorsanız, genel olarak bu meseleler dünyanın dört bir yanında sık sık gündeme gelir. Bu da büyüme ve sürdürülebilirlik arasındaki denge ile ilişkilidir. Dolayısıyla bir yandan daha fazla konuta, ulaşıma, ticarete, binaya ihtiyaç vardır, öte yandan da sürdürülebilirlik konusuna karşı hassas davranmanız gerekecektir. Yapılan proje sonucunda doğal habitatın nasıl etkileneceği de önemli. Dolayısıyla harekete geçmek çok kolay ama bunun olumsuz bir sonucu olursa geri döndürmek çok zor olur. İhtiyatlı davranmakta her zaman fayda var... SİNPAşž GYO İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk çelik: 90 lardan sonra kişilerin gelir düzeyi arttıkça ve toplumun yapısı değiştikçe sitelere ihtiyaç duyuldu. Sorun yalnızca güvenlik ihtiyacı değil. Gelirler bu düzeyde kalacaksa gayrimenkul sektörü de bu seviyelerde kalır.

Garanti Mortgage Genel Müdürü Cemal Onaran: Amerika'da bir kişi hayatı boyunca 8 defa ev değiştirir. Türkler hayatları boyunca bir ev alıp oturmak istiyorlardı. Bu artık değişti. Dikkat edin piyasadaki projelerde 1+1'ler ya da 2+1'ler diğerlerinden daha çok. Türkiye'de konuta ciddi bir talep var. Bu talep de doğal olarak bankacıların iştahını kabartıyor.

239 milyar dolarlık stok var

Zirvede açıklanan 'Gelişen Ülkeler ve Türkiye'de Gayrimenkul Sektörü; Değerlendirme ve Öngörüler' raporuna göre, Türkiye'de gayrimenkul stoku 2010 yılında artarak 239 milyar dolara ulaştı. 2020 yılında bu stokun 582 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

Rapor, Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından, 'İSTANBUL REstate'deki 'Küresel Kriz Sonrası Yıldızı Parlayan Ülkeler' oturumunda açıklandı. Rapora göre, ekonomik büyüme hızı bakımından Türkiye, Katar, Hindistan, çin ve Endonezya'nın gerisinde.

Türkiye'de konut gelişme alanı orta segmentte bulunurken konut finansman sistemi gelişiyor, lüks konut ve rezidans pazarı ise istikrarlı gelişme gösteriyor.

İstanbul şehirlerin küresel konum sıralamasında 27. sırada, küresel finans merkezi sıralamasında 71. sırada yer alıyor. Küresel finans merkezi sıralamasında şžanghay 5'inci, Pekin 17'nci, Doha 30'uncu sırada bulunuyor.

İstanbul, ofis piyasasında da istikrarlı gelişme gösteriyor. Otel piyasasında ise odabaşı gelirlerde yükselme var.

Rapora göre, yatırım yapılabilir gayrimenkul stokunda gelişme öngörülerine bakıldığında, Türkiye'de gayrimenkul stoku 2010 yılında artarak 239 milyar dolara ulaştı. 2020 yılında bu stokun 582 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

İmar hakları menkulleştirilmeli

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Işık Gökkaya: Denetimsiz bir şekilde başlayan kentleşme ve bu sürecin planlı bir şekilde yürütülememesi sonucu düzensiz ve çarpık kentleşme ortaya çıktı. şžehirlerin daha düzenli ve yaşanabilir hale gelmesi amacıyla oluşturulan kentsel dönüşüm projeleri hazırlanmalı ve yeşil alan dengesi kurulmuş, ulaşım altyapısı oluşturulmuş, ekolojik mimari tasarımı yapılmış, enerji tasarrufu sağlayan, karbondioksit salınımını azaltan kentlerin oluşturulması hedeflenmeli. çevreye önemli katkılarda bulunan ve hatta kendi enerjisini üreten yeşil binalar da önem taşıyor. Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için imar hakkı transferi ve imar haklarının menkulleştirilmesi sağlanmalıdır. İmar hakkı transferi var olan, imar hakkının bir başka projeye transferini sağlarken imar haklarının menkulleştirilmesi ise arsa sahibinin imar hakkını kullanmayıp, bu hakkı, yerel yönetim işbirliği ile serbest piyasa koşullarında, bir başka projede kullanılmak üzere likidite çevirmesi üzerine kurulmuştur İmar yasasında düzenleme ile bu iki yöntem hayata geçmeli.
Cumhuriyet/Fatma Koşar