Köşe yazıları

Kripto paralarda dolandırıcılık dava süreçleri!

Milliyet Gazetesi köşe yazarlarından Zafer İşeri bugünkü köşe yazısında kripto para ile dolandırıcılık suçlarını kaleme aldı. İşte İşeri'nin o yazısı...

Dijital para olarak bilinen kripto paralar şifrelemeyle korunan para birimi oluyor. Kripto paralar için blockhain teknolojisi kullanılıyor. Kripto paralarda transferler dijital cüzdan ve kripto para borsaları (aracı kurumlar) vasıtasıyla gerçekleşiyor. Kripto varlıklara yönelik yasal düzenlemeler de hayata geçiyor. 16 Nisan tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’te, “Bu yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder” tanımına yer verildi. 

Koronavirüs salgını ile birlikte kripto paralarda meydana gelen yükseliş sonrası kripto paralara ilgi dünya genelinde ve ülkemizde bir hayli arttı. Türkiye nüfus oranı göz önüne alındığında kripto para kullanımında Avrupa'da ilk sırada dünyada ise dördüncü sırada yer alıyor. Kullanımı yaygınlaştıkça ve borsayla ilgili herhangi regülasyon olmaması nedeniyle bu yatırım araçları hukuki açıdan tartışmaları beraberinde getirdi. Ayrıca bu birimler suçlarda vasıta olarak kullanılmaya başlanınca tartışmalar daha da arttı.

Kripto para kullanımının suç olup olmadığına bakıldığında ise Anayasa m.38’e göre, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır ceza verilemez.” maddeleri yer alıyor. 

Yasalara göre Türk hukukunda kripto para kullanımı herhangi bir suç teşkil etmiyor.  Bu sebeple kripto para kullanımı suç değil ancak, Nisan tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’te  m.3/2’de, “Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz” hükmü yer alıyor.  Bu düzenlemeye dayalı olarak ceza ve güvenlik tedbiri bulunmuyor. Bunun nedeni ise Anayasa'ya göre; güvenlik tedbirine kanunilik ilkesi gereği yalnızca kanun ile gerçekleşebilir. TCMB tarafından yapılan düzenleme, genel düzenleyici idari işlem niteliğine sahip yönetmeliktir. 

Anonim özelliğe sahip olan kripto paralar kara para aklamada oldukça fazla kullanılmaya başlandı. Bu durumla birlikte Bu noktada Türk Ceza Kanunu m.282/1, “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurtdışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” hükmü söz konusu oluyor. Kısacası kripto paraların kullanılmasıyla, suç amaçlı  malvarlığının kaçırılması kripto paraların gayrimeşru kaynağı gizlemek için kullanılması, kripto paralarla meşru yolla elde edilmeyen değerler için meşru yolla elde edildiği yolunda izlenim yaratılması gibi durumlarda ceza verilmesine engel hiç bir durum bulunmuyor. 

Kripto para yatırımları genel olarak kripto para borsaları üzerinden gerçekleştiği için küresel anlamda çok sayıda kripto para üreticisi ortaya çıktı. Türkiye'de kripto para üretimine yönelik denetimin bulunmaması nedeniyle de bu tip borsaların sayısı da her geçen gün artıyor.

Kripto para borsaları son dönemde aracı kurum sahibi kişilerin, müşterilerinin cüzdanlarını boşaltarak kaçma girişiminde bulunuyor. Bu noktada, Türk Ceza Kanunu bakımından m.157 ve 158’de düzenlenen dolandırıcılık suçu gündeme gelecektir. TCK m.157, “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası verilir” hükmü geçerli oluyor. Aracı kurum sahipleri müşterilerini kandırarak onların cüzdanlarını boşaltması ve müşterilerinin mali durumuna zarar vermesi ve bu cüzdanlardan menfaat sağladığı göz önünde bulundurulduğunda dolandırıcılık suçu işlenmiş oluyor. Bu noktada  değerlendirilmesi gereken konulardan biri de TCK’da m.158’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun olup olmadığı oluyor. Bu durum verilecek hapis cezasının miktarını da etkiliyor. Verilecek ceza 3 ila 10 yıl arasında değişiyor. 

TCK m.158/1, dolandırıcılık suçunun bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının aracı olarak kullanılması, TCK m.158/h ise dolandırıcılık suçunun tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket için işlem yapan kişilerin ticari faaliyetleri esnasında kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti dahilinde suçun işlenmesini cezanın yükselmesine neden olan nitelikli hal olarak planlandı. Müşterilerin kripto para cüzdanlarının boşaltılmasında bilişim sistemleri aracılığıyla hesapların boşaltılması ve nakil işlemlerin yapılması söz konusu oluyor, bu bakımdan düşünüldüğünde kripto paralar ile ilgili dolandırıcılık suçu düşünebilir. Aracı kurumlar, ticari şirket statüsüne sahip oluyor ve faaliyet alanları kripto para alım - satım işlemlerine aracılık etmektir. Medyaya yansımış olan  aracı kurum sahiplerine yönelik isnatlar göz önünde bulundurulduğunda  bu eylemlerin şirket faaliyeti kapsamında işlendiği değerlendirilebilir, bu noktada da sanıkların nitelikli dolandırıcılık ile yargılanması mümkün hale gelecek. 

Kripto para piyasalarında dolandırıldığını düşünenler belgeleriyle bağlı oldukları savcılığa şikayet talebinde bulunabilir.  Savcılık tarafından yapılan inceleme sonucunda suçun işlendiğine yönelik yeterli şüphe oluşturuyorsa  iddianame düzenler ve yargılama gerçekleşir.

Kripto paralarda son durum ne?