Genel

'Küçük ev' akımı Türkiye'de yaygınlaşıyor!

Arabanın arkasına takarak istenilen her alana yerleşme fırsatı sunan "tiny house" (küçük ev) ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avrupa'dan sonra Türkiye'de de ilgi gördü.

Küçük ev akımı ABD'de özellikle 2008 küresel ekonomik krizi döneminde insanların alternatif konut arayışlarının ardından batı ülkelerinde de gelişmeye başlayarak kendine bir sektör oluşturdu. 

Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; küçük bir evde yaşamanın ötesinde bir sosyal hareketlenme olduğu kaydedilen akım, minimalizm ve özgür yaşam felsefesiyle birleştiriliyor. Yaşanılan alanı küçültmenin, sadeleştirmenin ve daha az eşyayla yaşamanın yanı sıra, bu akımla insanlar çevreyle dost bir şekilde sağlıklı yaşamayı, doğada vakit geçirmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı amaçlıyor. Bunlara ek olarak küçük evler, mobil yaşama, günlük harcamalar, ev için ödenen vergiler ve bakım masraflarının azaltılması gibi avantajlar bulunuyor.

- "Fiyatları 90 bin-200 bin lira aralığında değişiyor"

Küçük evlerin inşaat maliyeti, inşaat ruhsatı, zemin etüdü, vergiler ve resmi harç bedelleri gibi harcamalardan kaçınmak isteyenler için uygun olduğunu söyleyen Casa Lokomotif'in kurucusu Yüksek Mimar Pelin Düştegör, "Küçük ev sahipleri, imarlı alanlar dışında imarsız alanlar, zeytin bahçeleri, sit alanları ve kamp alanlarında da özgürlük getiren, çevre dostu, doğayla iç içe ve mobil bir yaşama sahip olabiliyor. Bu evler aynı zamanda Türkiye gibi deprem riski yüksek bir ülkede de avantajlar sağlayabilir. Küçük evlerin yaklaşık 2 yıl sonra Türkiye'de daha da yaygınlaşacağından ümitliyim" diye konuştu.

Küçük evlerin enerji ihtiyacının güneş panelleri ve inverter aracılığıyla, su ihtiyacının mobilyaların arkasına ya da şaseye gömülebilen su depolarıyla karşılandığını söyleyen Düştegör, ocakların gazla çalıştığını, klozetin ise elektrikle çalışan kompost ya da kasetli tuvalet şeklinde dizayn edilebildiğini belirtti.

Düştegör, şu açıklamalarda bulundu:

"Amerika'da ve Yeni Zelanda'da görülen küçük ev örneklerinin ağırlığı 10 bin 500 kilogramı bulabiliyor fakat Türkiye'de ruhsat alabilmek için ürünün en fazla 3 bin 500 kilogram olması gerekiyor. Bu da mobil evlerin büyüklüğünün yaklaşık 20 metrekare civarında olması anlamına geliyor. Küçük evi çekmeye uygun aracı olmayanlar ürünü satın aldıkları firma ya da tekme çekiciler aracılığıyla yer değiştirebiliyor. Ürünlerin fiyatları ise 90 bin ile 200 bin lira aralığında değişiyor."

Bu evlere kasko ise yapılabildiğini aktaran Düştegör, firmaların anlaştığı bankalardan da kredi alınabildiğini kaydetti.

- "Tıpkı bir ev gibi tasarlanıyor"

Saly Karavan'ın endüstri ürünleri tasarımcısı Merve Başoğlu ise küçük evlerin müşterilere ev konforunu her yere taşıma imkanı verdiğini sözlerine ekleyen küçük ev akımının Türkiye'de de yavaş yavaş yaygınlaştığını ifade etti.

Müşterilerin isteklerine göre evlerin fiyat aralıklarında ve donanımlarında değişiklik yapıldığını söyleyen Başoğlu, küçük evlerin karavanlardan farklı olarak tıpkı bir ev gibi tasarlandığını ve içlerinde çamaşır makinesi, kurutma makinesi, mutfak, bulaşık makinesi, buzdolabı, fırın, ev tipi banyo, mobilyalar gibi ihtiyaç duyulabilecek tüm donanımların olduğunu sözlerine ekledi.

Karavan ruhsatı ve plakaya sahip küçük evlerin motoru olmadığı için herhangi bir vergi ödemesinin de olmadığını kaydeden Başoğlu, bunların yılda bir defa muayene ettirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Bu akımın Türkiye'de yaygınlaşması için önünde birtakım engeller oluştuğunu ifade eden Başoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Bundan 5 yıl öncesine kıyasla küçük ev akımında bir artış var fakat akımın hızlı bir şekilde hepimize uygun hale gelmesinin önünde bazı engeller var. Türkiye'de bu ürünler daha çok arazi sahibi olup ev yapamayan ya da ev yapmakla uğraşmak istemeyen, Ege ve Akdeniz tarafında arazi alan kişilerce tercih ediliyor. Evlerin yaklaşık 3 bin 500 kilograma ulaşabilen ağırlıklarından dolayı bunları taşıyabilecek pikap tarzı araca sahip olunması gerekiyor. Araçların yakıt masrafları, güçleri, fiyatları ve uygun arazilerin yurt dışına göre daha az olması yaygınlaşma sürecini etkileyen önemli etkenler."