Yazlık

Küçük işletmeler ve esnaf kiraya çalışıyor

M. Ali Yıldırımtürk bugünkü yazısında Türkiye'de krizden etkilenen küçük esnaftan bahsediyor

Bir ülke ekonomik yönden, dışarıdan başka içeriden başka görünebilir mi? Ülkedeki yanlışlıkları eleştirmek doğaldır. Doğruları da alkışlamak gerekir. Bir yatırımcı yabancı bir ülkede yatırım yapacaksa, kendi ülkesinde yapacağı yatırıma göre iki defa düşünmez mi?
Üç hafta önce, Fitch Türkiye Genel Müdürü Ayşe Botan Berker, bir toplantıda 'Türkiye'nin kredi derecelendirme notunun neden yükseltilmediği eleştirilerine şöyle cevap verdi: "Biz, Türkiye değerlendirmesini yaparken Türkiye'deki ekonomistlerin görüşlerini alıyoruz. Bize kapalı kapılar ardında Türkiye hakkında çok fazla negatif şeyler anlatılıyor." İçeriden görünüm böyleyken, dışarıdan ülkeye bakanlar daha farklı konuşuyor. İki gün önce Templeton Asset Managment Ltd. Yönetim Kurulu Başkanı Mark Mobius'da ekonomik açıdan Türkiye'nin, Rusya ve Polonya'dan daha iyi bir yerde olduğunu söyledi. Mobius, Türk şirketleri ve ekonomisi konusunda pozitif düşündüklerini ve yatırım yapmaya devam edeceklerini ifade etti. Türkiye'nin kendini disipline alma konusunda başarılı olduğunu belirten Mobius, 'Türkiye'nin yaşadığı zorluklardan edindiği tecrübelerle uzun bir geçmişi var. Zor şartlara nasıl adapte olunur ve başa çıkılır iyi biliyor.' dedi. Türkiye ekonomisine yönelik bu iki bakış açısı gerçekten çok ilginç. Ancak, 'Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz' demek daha doğru olacak.

İhracata dayalı büyüme modeli uygulayan Türkiye, global finansal kriz sebebiyle daralan dış pazarlardan olumsuz etkilendi. Daha önce gerçekleştirilen yapısal reformlar sayesinde bankacılık ve finans sektörü global krize güçlü girdi. İçeride uygulanan enflasyonu düşürücü para politikasıyla zaten iç pazarda bir daralma yaşanıyordu. Bazı sektörlerde ihracatçıların iç pazara yönelmesiyle rekabet daha da arttı. İşsizliğin artması ve finansal krizin halk üzerinde oluşturduğu psikolojik baskıyla zorunlu ihtiyaçlar dışındaki harcamalar durma noktasına geldi. Yılın ilk çeyreğinde global finansal krizin negatif etkileri doruğa ulaştı. Hükümetin bazı sektörlerde vergi indirimi uygulamasıyla iç piyasa, sektör bazında yeniden hafifçe canlanmaya başladı. Global finansal krizin dünya üzerindeki etkisi azaldıkça Türkiye'nin iç ve dış ticaretindeki normalleşme, ekonomik ve siyasi istikrar sebebiyle daha hızlı olacaktır.

Düşen enflasyonla birlikte, global finansal krizin iç piyasada oluşturduğu rekabet ortamı küçük işletmeleri zora soktu. Mali yapısı zayıf olan küçük işletmelerde, bu dönemde kaynak ihtiyacı daha çok hissedildi. Enflasyondaki düşüş ve konut arzındaki artışla konutlarda ilk kez yeni kira sözleşmelerinde indirim uygulanmaya başladı. İşyeri kiralarında ise fiyatlar bazı yerlerde sabit, bazılarında ise yüzde 10 arttı. Yüksek kiralı konuttan daha düşük kiralı konuta geçmek, kişilere tasarruf sağlıyor. Ancak, işyeri için böyle bir değişiklik müşteri ve iş hacmi kaybına sebep olduğundan, yeni işyeri açmak kadar riskli oluyor. Mülkü kendine ait olan işletmeler, birkaç işyeri veya şubesi varsa, bunlardan birini kapatıp kiraya vererek masraflarını karşılamaya çalışıyor. Dolayısıyla küçülüyor. Günümüzde enflasyon düşüyor. Faiz oranları düşüyor. Ancak, işyeri kiraları hâlâ düşmüyor. Birçok sektörde küçük işletmeler masraflarını en aza indirdiği halde, işyeri kirasını karşılamakta zorlanıyor. Büyüyemediği gibi, ticaret hayatında varlığını sürdürme savaşı veriyor. Kısacası küçük işletmeler veya esnaf kiraya çalışıyor.
Zaman