Sektörel

Küresel konut fiyatları artışında dünya üçüncüsüyüz!

Türkiye 2012 Haziran itibariyle küresel konut fiyatları artışında dünya üçüncüsü oldu. Korkmak mı lazım? Zannetmiyorum.

Bakın nasıl düşünüyorum. Bu hafta sonu İsrail'in başkenti Tel Aviv'deydim. Tel Aviv'i ziyareti hep severim. Güzel bir Doğu Akdeniz liman kentidir. Öncesi olmayan bir şehirdir. Sonradan gelmiş, tarihten önceden beri var olan Yafa’yı yalayıp yutmuştur. Beyrut’u, İskenderiye’yi ve de İzmir’i andırır. İki yıldır Tel Aviv’e uğramamıştım. Bu kez dikkatimi yapılmış ve yapılmakta olan yüksek yüksek yeni binalar çekti. Bildiğimiz Tel Aviv’de öyle gökdelenler azdır. Evler en fazla üç katlıdır. Tel Aviv, bu kez sanki Ankara ve İstanbul gibi yoğun bir inşaat faaliyeti içindeydi. Konut yapımı hızlanmıştı. Elbette nedenini merak ettim. Sorumun cevabını dönüş uçağında Haaretz gazetesinden okuyabildim. İsrail’de konut fiyatları son beş yıl içinde yüzde 52,7 artmış. Hong Kong ve Çin’den sonra İsrail konut fiyatları artışında dünya üçüncüsü olmuş. Ama onların üçüncülüğü son beş yılda; 2012 haziran itibariyle İsrail’de yıllık fiyatlar düşüyor. Merak edip baktım, Türkiye son bir yılın üçüncüsüydü. Küresel Konut Fiyatları Endeksi öyle diyor.


Londra merkezli Knight Frank gayrimenkul şirketi 55 ülkeyi kapsayan bir Küresel Konut Fiyatları Endeksi yayımlıyor. Veriler ev sahiplerinin satmaya razı oldukları fiyatları gösteriyor. Yani işlem fiyatları değil, talep edilen fiyatlar. Ama yine de bir fikir verebilir. Bu verilere göre, Türkiye’de konut fiyatları 2012 yılı haziranı ile 2011 yılı haziranı arasında yüzde 10,5 civarında artmış. Aynı oran, Brezilya’da yüzde 18,4 ve Avusturya’da yüzde 11. Rusya ise hemen Türkiye’nin ardından geliyor, orada da yüzde 10’luk bir artış olmuş. Peki, bu ne anlama geliyor? Gelin ben size hızla birkaç sonuç çıkarayım.


Birincisi, bu küresel konut fiyatları her ülke için genel bir ortalamayı yansıtıyor. Her ortalama gibi de hikâyenin yalnızca bir bölümünü anlatıyor. İzaha muhtaç. Mesela Bodrum’daki konut fiyatları artışı ile bu genel ortalamayı karşılaştırsak, herhalde aradaki farka pek şaşırırız. Arazi daha sınırlı olunca, talep daha hızlı fiyat etkisi yaratıyor herhalde. Dünyanın başka ülkeleri ile kıyaslandığında, Türkiye’de konut fiyatları daha hızlı artıyor. Daha doğrusu 2012’de başka ülkelerin konut fiyatları kriz ya da alınan tedbirlerin etkisiyle tersine dönerken bizimki henüz tam dönmemiş. Mesela İsrail Merkez Bankası’nın aldığı tedbirlerle İsrail’de konut fiyatları son bir yılda sabit kalmış. Bu ne demek? Oradaki soğutma operasyonu daha etkili demek.


İkincisi, bu rakamlara bakınca, Türkiye’de konut fiyatlarını şişiren bir balondan bahsetmemek lazım. Ülkelere bakarken herhalde enflasyon oranlarını da dikkate almak gerekiyor. Köşe ve de oda komşum Fatih Özatay bir süredir Türkiye’de, yüzde 8’lerdeki son derece yüksek bir enflasyon oranını nasıl kanıksadığımızı giderek artan bir sıklıkla vurguluyor. Pek de iyi yapıyor. Türkiye’deki yüksek enflasyon oranı ile bu konut fiyatı artışını düzeltirsek, daha ılımlı bir konut fiyat artışı kalıyor elimizde. Derdimiz konut fiyatlarında köpük meselesi ise buradaki reel artış daha sınırlı gibi duruyor. Bizde imar alanlarının sıkı kayıtlara bağlı olmaması, herhalde bir esneklik yaratıyor. Ayrıca oralarda şehirler dikine, bizim buralarda ise enine büyüyor. Bunun bir nedeni ve de etkisi olmalı değil mi? Bu da ikinci nokta.


Üçüncü nokta ise Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) web sitesinden geliyor. Türkiye’de çimento satışları son üç yıldır ilk kez bu haziran ayında düştü. Daha önce 2008 krizi nedeniyle de düşmüştü. En son Haziran 2012 bülteni yayımlandı TÇMB sitesinde. Vaziyet orada görünüyor. Ege’de ve Doğu Anadolu’da hâlâ bir hareket var ama işin merkezi Marmara ve İç Anadolu’da işler kötü. Çimento satışları iç piyasada konuta yönelimin bir göstergesi ise o vakit konut fiyatlarında gevşemeyi beklemek lazım. Bunları alt alta yazınca, konut fiyatlarından kaynaklanan ciddi bir tehlike beklememek gerekiyor. Türkiye ekonomisi serinliyor. Yaz sıcaklarından sonra serinlik iyidir. Serinlik, ekonomi için iyi haberdir. Siyaset gündemi için ise kötü haberdir. Bir taraftaki riskleri azaltır, diğer taraftakileri ise arttırır.

Radikal/Güven Sak