Genel

Levent Eyüboğlu:Ras alKhaimah Emirliği ile anlaşma imzaladık!

Bu yıl 10.’su Turkmall’un sponsorluğunda gerçekleşen Perakende Günleri’nde Turkmall CEO’su Levent Eyüboğlu ‘Ülkeler, Öyküler, Fırsatlar’ başlığı altında bir konuşma yaptı

Levent Eyüboğlu, konuşmasında, “Öncelikle perakende günlerinin 10. yılında sponsor olup perakendeye olan desteğimizi Turkmall olarak göstermekten gerçekten mutluyuz. Bütün Soysal ekibine bu perakende günlerini 10. yıla getirdiği için teşekkür etmek istiyorum. Onlar büyük bir alkışı hak ettiler izin verirseniz… Şimdi diyeceksiniz ki bu adam her seferinde çıkıp konuşuyor, bir şeyler söylüyor, gerçekten söyleyecek bir şeyi var mı Aslında Development olmanın, proje geliştirmeci olmanın nankör bir tarafı var. Nankör bir meslek. Bir tane proje yapıyoruz, bu projeyle 7, 8, 9, 10 bazen 12 sene uğraşıyoruz.

Forum İstanbul projesi mesela Hans Otto Nagel (Turkmall İcra Kurulu Başkanı) bilir, biz onunla çalışmaya başladığımız zaman dosyalarca projeleri vardı, her halde bir 30 tane proje çizdik, bir kısmını çöpe attık 12 yıl sonra hayata geçti ve Forum İstanbul açıldı. Bir daha sizi tanıyan olmayacak. Nankör bir meslek bitiriyorsunuz, alışveriş merkezini açıyorsunuz, herkes giriyor içeriye ondan sonra sizi hatırlayan kimse olmuyor. İçerideki dükkanlar ciro yaptı mı yapmadı mı Tabii açılana tabii inşaat süresince biz kralız gidiyoruz, bak orası olmamış orayı değiştir, yeniden yap gibi. Tabii açıldıktan sonra sizi kimse tanımıyor, nankör meslek. Çünkü çalışanlar bizim en önemli değerimiz, onlar bizim için çok değerli. Ama proje geliştirmede de yetiştiriyorsunuz sonra da gidiyorlar diyorlar ki biz bu işi öğrendik bizim artık patronlara ihtiyacımız yok. Projeleri biz kendimiz yapalım. Bakarsanız şimdi bütün proje geliştirme şirketleri hep böyle olmuş, bölünmüş büyümüş, bölünmüş büyümüş.

O da işin ikinci bir nankör tarafı, üçüncü bir nankör tarafı da piyasa. Şimdi bir proje geliştirme için perakendeci gibi değil perakendeci her gün geliyorsun alışveriş yapıyorsun, LC Waikiki’den alışveriş yapıyorsun, Koton’da da öyle. Biz Turkmall olarak her gün proje geliştirmemiz mümkün mü Değil. O yüzden projeyi geliştirmeyi kestiğin andan itibaren sanki sen yoksun bittin, o yüzden diyorum nankör. Kusura bakmayın ben her perakende günlerinde bir kenarından çıkıp söyleyeceğim ki bizi unutmayın, hatırlayın diye, proje üretmeye de devam edeceğiz,  kendimizi hatırlatacağız. 10 yılda perakende de inanılmaz şeyler yaptık. Bugün kendimizden izin verirseniz şirketimizden bahsetmek istiyorum.

Pazartesi günü alt alta yazdım rakamları, bizim Turkmall olarak 25 farklı ülkeden 50 farklı ortağımız var. Bunların hepsiyle şimdiye kadar iş yapmışız, iş yapmaya devam ediyorum. Bu ortakları yukarıdan aşağıya dizdiğimizde Libya’dan, Fransa’dan, İngiltere’den, Amerika’dan, Kanada’dan, Almanya’dan, Bulgaristan’dan, Romanya’dan Yunanistan’dan, Gürcistan’dan, Ras al – Khaimah Emirliği, Kuveyt’ten farklı ortaklarla işler yapmışız. Türkiye’nin adını Turkmall ismini tüm dünyaya yaymışız. Bu konuda gerçekten mutluyuz, gururluyuz ve bunu daha da büyütmek istiyoruz. 10 tane farklı ülkeden yaklaşık 20 tane farklı banka ile çalışıyoruz. 300’den fazla şirket kurmuşuz, bu ne demek, bunun yarısı proje olduğu için 150 tane proje demek. Bu 150 projenin kenarından girip bir şeyler yapmışız. Yönetim kurulu başkanımız Otto bey var, ben ve bir ekibimiz var ve bu ekiple de daha güzel şeyler yapmak içinde dolaşıyoruz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Biraz da yaptığımız işlerden, seyahatlardan bahsetmek istiyorum. Bu seyahatlara gidebilmek için, bu ülkelere gidebilmek içinde evden ayrı kalmak gerekiyor.

Bu arada eşim Deniz’den özür diliyorum, o bana bu seyahatlerde çok torelans gösterdi. Kendisine teşekkür ediyorum. Şimdi, hikayelere gelelim, mesela Çin, Otto beyle gidiyoruz. Çin pazarında çok bir varlığımız yok ama Hu She, Nanjing, Pekin gibi şehirleri artı Shenyang gibi şehirleri dolaşıyoruz. Nanjin’de bir yerleşim yerinin kenarına getirdiler bizi, bir arazinin kenarına işte hızlı tren istasyonu yapılacak burayı size vereceğiz diyorlar. Bakıyorsunuz üzerinde binalar var ve yeni gözüküyor. Diyoruz ki bunları yıkabilir misiniz Biz bunları yıkacağız tear down diyor hiç sorun yok. Neden diyorum, eski bunlar eski diyorlar. Otto beye diyorum ki bu yapılar pek eskiye benzemiyor, Otto bey diyor ki, sen karıştırma.

Adamlar söz veriyor biz bunu yıkacağız diyorlar. Ben de bunun üstüne diyorum ki Otto beye şimdi bu arazileri yıktılar biz de geldik alışveriş merkezi yaptık. Sonra adamın biri geldi ona arazi gösteriyorlar bizim yaptığımız alışveriş merkezini gösterecekler ve diyecekler ki tear down, tear down. Bu eski eski şimdi biz bunu yıkacağız. Bu anlattığım Çin’deki bizim güzel hikayelerimizden biriydi. Yine Çin’de Hu She kentinde projeye başlamadan önce gittik belediye bize buradan üst geçit yapacağım, buradan yan yol yapacağım dedi. 6 ay sonra bu araziyi görmeye gittiğimizde Çin’de o arazinin çevresinde bütün üst yol, yan yol ve üst geçitlerini yapmışlar ve araziyi hazır hale getirmişler. Sonra zaten araziyi IKEA’ya teslim ettik. Onlar proje geliştirmeye devam ettiler. Yine bu hikayelerimizden biriydi.

Kayseri’de bir hikayemiz var, Forum Kayseri projesi yapılıyor. Forum Kayseri projesi aslında mevcut stadyumun ihale edilmesi sonucu satın almıştık. Projenin yüzde yüz finansmanını yapan bir Alman kuruluşu var. Onların projesi Alman firması bir tarih vermiş şu tarihe kadar stadyum yıkılacak. İhaleye kadar stadyum yıkılmaz ise paralarını geri çekiyorlar. Fakat işte klasik yeni stadyumu yapan firma maddi sıkıntıya düşüyor ve yeni stadyum bitmiyor eski stadyum kullanılmaya devam ediyor. Panik içindeyiz. Ocak ayına kadar bitmezse yeni stadyum, eski stadyum yıkılamayacak. Almanlar parayı çekiyor, hepimiz zordayız. Gidiyoruz geliyoruz diyoruz ki Kayserispor’a hiç hayatımda uğraşmadığım kadar futbolla uğraştım. Kayserispor için Nevşehir’de stadyum arıyoruz. Çevre illerde nerede stadyum var arıyoruz. Kayserispor’u ikna etmeye çalışıyoruz ki siz ocak ayından sonra ki dönemi Adana’da oynayın, ne bileyim Sivas’ta oynayın, Adana olabilir. Biz adamların tüm masraflarını, otobüsler, sandviclerini karşılayıp nihayet ikna ediyoruz. O dönemde sağolsun Belediye başkanı bize çok destek oldu ve bu krizi son anda hükümetin de desteğiyle bir ay içinde stadyumun yıkımına başlayıp o projeyi ayağı kaldırıyoruz.

Yine başka bir hikaye Türkiye’den, bu Multi’yle ilk ortaklığımız olan projede 2004 yılının kışı , Forum İstanbul projesi bizim için önemli bir proje bunun için çağırıyoruz adamları. Bu arada meteoroloji diyor ki müthiş bir kar yağacak. İstanbul felç olacak. Haber veriyoruz Hollanda’ya diyoruz ki gelmeyin çok kötü kar yağacak, bu proje ile ilgili sonra gelip çalışırsınız. Akşamüstü bizi arıyorlar diyorlar ki siz İstanbul’da hep böyle diyormuşsunuz. Birazcık kar yağınca felaket oldu, sokaklarda yürünmez dermişsiniz. Bizim burada korkumuz yok geleceğiz diyorlar ve geliyorlar. O dönem herhalde son zamanlarda gördüğümüz en kötü kıştı. Uçaklar 10 rötar yaptı. Adamları gidip havaalanından alamadık. Ofisimiz o zaman bir villadaydı önündeki ağaç devrildi ve Forum İstanbul İsviçre Alpleri gibiydi her taraf bembeyaz adamlara gösteriyoruz adamlar inanmıyor, buradan fotoğrafları gönderiyoruz Hollanda’ya onlar inanmıyor. Ama sonunda oraya bir kayak merkezi değil bir alışveriş merkezi yapma şansına da ulaştık.
Hikayeler bitmiyor.

Bir de Kongo hikayemiz var. Kongo’da şimdi nasıl gittiniz diyeceksiniz Kongo’ya şimdi Ras al – Khaimah Emirliği ile işbirliği anlaşması imzaladık. Arap Emirliklerinin 7 emirliklerinden bir tanesi onların yurtdışı bütün yatırımlarının proje geliştirmesi Turkmall tarafından yapılacak. Tabii projeler arasında Kongo’da bir proje var Kinshasa’da. Oraya kim gider mecburuz gitmemiz lazım. Kinshasa’ya gittik bakıyoruz yol yok yeni yeni yapılıyor. Aaa diyorum ne kadar güzel. Bayağı potansiyel var diyorum. Bir sürü geliştirilecek şey var diyorum. Neyse akşam oluyor oturuyoruz. Diyorlar ki bu ülkede hiç problem yok güvenlik sorunu yok diyorlar. Kendinizi rahat hissedin diyorlar. Sonra akşam oluyor geliyoruz akşam yemeğinde bir kapıdan geçiyoruz silahlı adamlar, bir kapıdan daha geçiyoruz yine silahlı adamlar, geçiyoruz yine açıyorlar kapıyı yine silahlı adamlar diyoruz ki hani siz güvenli demiştiniz. Yok yok diyorlar güvenli de size saldırmıyorlar da hırsızlığa geliyorlar.

Son olarak Libya’dan bahsedeyim ve bitireyim. Libya’da proje yapmak istediğiniz zaman, Libya’nın birkaç tane devlet yatırım fonu var. Bizlerle proje yapmak istiyorlar. İlk söyledikleri laf bunu tabii sonradan öğrendik, hazır projeniz varsa siz getirin biz ona göre arazi bulalım ve inşa edelim. Biz de anlatıyoruz böyle olmaz biz özgün proje yapıyoruz kente uygun, çevresine uygun diye. Adam bırak diyor ne anlatıyorsun bana bunları hazır proje varsa getir o projeyi biz arsa bulalım biz hemen inşaat yapalım diyor. Bizde ilk başta şaka yapıyorlar sandık ama adamlar gerçekten ciddi bu konuda ve hiç vakit kaybetmek istemiyorlar. Hatta Libya’da adamların bir lafı var. Libya’da randevulaşırsanız. Diyorlar ki seninle 12’de randevulaşalım. Beni bir gibi bekle. Saat iki gibi gelmemişsem, üç gibi ararsın, dört gibi hala yoksam, beş gibi gidebilirsin. İşte bizde böyle proje geliştirmeye çalışıyoruz. Hepinize çok teşekkür ediyorum” diyerek bitirdi.