Leyla Yücel: İnsanlar rezidans yaşamdan sıkılacak!

Alkor Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı ve mimar Leyla Yücel'e göre insanlar ileride rezidans yaşamından sıkılıp doğayla iç içe olan evlere dönecekler.

Alkor Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı ve mimar Leyla Yücel'e göre hayal ettiğiniz eve kavuşmak için büyük bütçelere sahip olmanıza gerek yok. Yücel, çok düşük maliyetle de sıra dışı evler yaratılabileceğini söylüyor: "Mimar, her bütçeye ve talebe göre yaşam alanlarını düzenler. Tasarım yeteneği, ekonomik bütçelerle de harikalar yaratabilir!" 

Son zamanlarda en çok tercih edilen yapılar, rezidanslar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Bence ileride rezidans yaşamından sıkılıp doğayla iç içe olan evlere dönecekler. İnsanın özünde illa ki bir maneviyat vardır ve bu manevi güç er ya da geç o kişiyi özüne, teneke saksılarda menekşe yetiştirilen bahçeli, ferah, küçük evlere dönmesini emredecektir. Çünkü aslolan evlerin kendileri dev evlerde yaşanan hayatlardır. 

Doğayla iç içe. bahçeli bir eve sahip olabilmek yüksek bütçeler gerektirmez mi? 

Doğru tasarım ve uygulama, zaman ve ekonomik anlamda kazanç sağlar. Mimar her bütçeye ve talebe göre yaşam alanları düzenler. Tasarım yeteneği olduktan sonra düşük bütçelerle de harikalar yaratılabilir. Mesela çok düşük maliyetli bir malzeme seçimi ile sıra dışı bir tasarım etkili sonuçlar verebilir. 

Türkiye'deki güzellikler, tarihi doku yeterince korunuyor mu sizce? 

Türkiye'de güzelliğini koruyan şehirler var. Kastamonu evleri. Safranbolu evleri. Şirince evleri. Kapadokya ve Harran ilk aklıma gelenler. Ama yine de tarihi ve modernliği bir arada barındıran en güzel şehir tartışmasız İstanbul'dur. Bu güzel şehrin ki özelliğini de ayrı ayrı yaşayarak sonsuza kadar korumalıyız. Ama İstanbul bir tahribata uğradı. Yeteri kadar korunmadı ve korunmuyor da. Kendi geçmişimizin izlerini rant uğruna yok ediyoruz. Yaşanmışlıkları devasa yükseklikte gökdelenlerle eziyoruz. Bu gidişle yeni kuşaklar tarihimizi sadece kitaplardan öğrenecek. 

Başarılı bir mimar olmanın püf noktası nedir? 

Bir mimar kendi geleneğinden beslenir. Elbette bir Ülkenin, bir toplumun geleneği, göreneği, örfü adeti, yaşam biçimi doğrudan mimarlıkla İlişkilidir. Geleneksel yapılar bizim mirasımız olduğu kadar aynamızda da. Onları ne kadar korursak kendimizi daha iyi ifade edebilir, dünya kültürel mirasında yerimizi saygınca alabiliriz. Bir mimarın görevi aynı zamanda, eskiye saygı duyarak yenilikleri çağın ihtiyaçlarına, yeni malzemeler ve teknolojiyi kullanarak yansıtmaktr. 

Hürriyet kelebek