Maaşlarını değil portföylerini kullananlar konut alabiliyor!
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs krizi sonrasında ekonomik toparlanma küresel çapta eşitsiz bir biçimde ilerliyor. Uzmanlara göre zenginle fakir arasındaki makasın iyice açılmasından sonra maaş geliriyle ev sahibi olabilmek eski bir hayal olarak kalabilir.
Gayrimenkul sektörünün iş döngüsünü arttırdığı bilinen bir gerçek. Borsagundem'de yer alan habere göre, herkesin aynı derecede ekonomik toparlanmadan faydalanamadığını belirten K şeklindeki ekonomik toparlanmanın hakim olduğu küresel ekonomiye gayrimenkul piyasasının da eşlik ettiğini görmek bu sebeple çok garip bir tablo değil. Daha az kesin olan şeyse bunun daha geniş çaplı ekonomiler ve piyasalar için ne anlama geldiği.
MarkerWatch’un haberinde ABD merkezli gayrimenkul firması Redfin’in CEO’su Glenn Kelman, “Pandeminin kesinlikle varlıklılar ve yoksullar arasındaki uçurumu genişleten bir şey olduğunu düşünüyorum. İşe ilk başladığımda Amerikan rüyasının orta ve düşük gelirliler arasında ulaşılabilir bir hedef olduğunu gösteren bir anlayış vardı. Ancak bu yıldan sonra artık gayrimenkulün lüks bir varlık olduğunu görüyorum” şeklinde konuştu.
Yeni tip zenginliğin en açık işaretlerinden biri, imkanı olan insanların pandeminin risklerinden, hatta moral bozucu atmosferinden kaçmak istedikleri her yere gidebilmeleri, fakat imkanı olmayanların tek bir bölgede sıkışmış olmaları.
Kelman konuyla alakalı, “Hizmet verdiğimiz müşteriler, borsadan büyük kazançlar elde eden ve ülkenin herhangi bir yerinde çalışmakta özgür olan beyaz yakalı profesyonel işlerde çalışan insanlardır. Onlar için bu süreç bir felaket değil bir talih kuşu oldu” şeklinde konuştu.
Gayrimenkul sektöründe bir aydınlık bir de karanlık taraf söz konusu. Daha fazla imkanlara sahip insanlar daha düşük maliyetli alanlara yerleştiğinde, gayrimenkul değerlerinin artmasına yardımcı olabilir. Fakat bu durum aynı zamanda kültürel sorunlara da neden olabilir. Kelman, bu türden göçlerin fiyatları her yerde yukarı doğru baskılayıp, daha fazla insanın konut piyasasına erişimini zorlaştırabileceğinden bildiriyor. Gayrimenkul uzmanına göre piyasanın bu şekilde yükselmesiyle uzun süredir süren orta sınıfın ev sahibi olarak sınıf atlama hayali de tarihe karışabilir.
Kelman röportajında, “Bunun yaratacağı karşılanabilir fiyat sorunlarına dikkat etmek istiyorum. Söz konusu durum siyasi kargaşa ve endişe yaratır. Henüz bu sorunla iyi bir şekilde başa çıkabilen bir şehir yok. Ancak aynı zamanda bu sorunu yaşamak istemeyebilecek bir şehir de yok gibi görünüyor. Sonuç olarak şehirlere özellikle iyi meslekleri olan daha fazla insanın taşınasını isteniyor” şeklinde konuştu.
TS Lombard'ın Baş ABD Ekonomisti Steve Blitz, geçen seneki değişimleri biraz farklı bir bakış açısıyla inceliyor.
Blitz “Herhangi bir ekonomik bozulmanın en talihsiz yönü, piramidin en tepesindekilerin her zaman yaşamlarında en az kesinti ile yollarına devam etmeyi başarması ve daha az şanslı olanların da asıl yükü taşımasıdır. Bunda yeni bir şey yok” şeklinde konuştu.
Baş ekonomist bunun da ötesinde Koronavirüs göçünün gayrimenkul piyasası ve ekonomi için iyi bir şey olabileceğini düşünüyor.
Blitz büyük çoğunluğu 60’lı yaşlarda olan mevcut ev sahiplerinin senelerdir sahip oldukları gayrimenkullere sımsıkı sarılarak gençlerin pazara girmesini zorlaştırdığına değiniyor. Baş ekonomiste göre şimdiyse piyasanın değişmesiyle beraber bu kilit kırılmış olabilir. Blitz, “Son on yılda, istihdam için başka şehirlere taşınan insanlar açısından dikkat çeken bir hareketlilik eksikliği vardı. Daha fazla mobilite, daha iyi bir iş gücü anlamına gelir” açıklamasını yaptı.
Son olarak, Blitz, konut satın almanın oluşturduğu çarpan etkisiyle ekonomik hareketlilikte oluşan artışa dikkat çekiyor. Zira yeni taşınan bireylerin yaptığı alışverişler daha fazla kredi kartı kullanımı ya da daha iyi ücret alan inşaat işleri gibi birçok anlama geliyor.
Kelman’sa gayrimenkul sektörünün oluşturduğu ekonomik etkiye itiraz etmiyor, fakat finansal piyasaların toplumun bir kısmı için çalışırken diğer kısmını dışladığı çalışma biçiminden rahatsız olduğunu bildiriyor.
Gayrimenkul uzmanı, “Mart 2020 tam bir felaketti. Kredi piyasaları kapanarak ABD ekonomisini tehdit etmek üzereydi ve sisteme büyük miktarda teşvik sunuldu, ancak Amerika'nın sadece yarısı buna erişebiliyordu. İşçi sınıfının krediye erişim kabiliyetinde önemli bir değişim görülse de imkanları iyi olan insanlar beklemedikleri bir destek aldı. Karşılığında hisse senedi olarak para aldığınız mesleklerde çok fazla yükseliş görüyoruz ve finansal ve ekonomik göstergelerimiz bunun hesabını bile yapamıyor. Ev sattığımız insanlar maaşlarını değil portföylerini kullanıyorlar” açıklamasında bulundu.
Kelman röportajının sonunda, “Eskiden bir ev satın almayı karşılayabilmek için sıkı çalışmak yeterliydi. Bence bu gelecekte değişecek. Bu köklü bir dönüşüm süreci” şeklinde konuştu.