*İki yıl önce ‘Best Model’ yarışmasında birinci seçildim, o gece yarışmadan iki saat sonra aradılar. Biz de kutlamada bir kulüpteydik. “Dizi için görüşmeye gelir misiniz?” dediler, “Tabii “ dedik ve ertesi gün işi aldım. Bir gecede hayatım değişti.
*Yaşam standardım değişti. Güzel giyinmek zorundayız. Güzel yerlere gitmek zorundayız. Böyle olunca masraf da çoğalıyor. Kendimize bakmak zorundayız, yememize, içmemize, kilomuza, diyetimize, yüzümüze gözümüze, cildimize bakmalıyız. Kendimizi devamlı yenilemek ve değiştirmek zorundayız. Çok büyük sorumluluk aldım.
*Beni beğeniyorlar. Yarışmada hiç iddialı değildim. ‘4’üncü, 5’inci olurum’ diyordum. Hatta ben, finale bile kalamam diyordum, kendime güvenim yoktu. Bir işe başlarken o da benim totemim galiba, kötü düşünüyorum, çok iyi oluyor. Diziye başlarken de öyle oldu. Görüşmeye giderken, “Yaaa gidelim ne olacak” dedim ama oldu.
*Esmer kızlardan hoşlanıyorum. Çok uzun boylu olmayacak. Gözleri anlamlı bakmalı. Mantıklı hareket etmesi lazım, duygularıyla hareket etmemesi lazım. Ben de öyle bir adamım. Bazen duygusal tarafım ağır basıyor ama ben onu kontrol etmeye çalışıyorum. Bana değer verecek. Bana canımcicim demeyecek ama hareketleriyle sevdiğini belli edecek. Lafta herkes birbirine aşkım, cicim, bitanem der. Bana yapmacık geliyor onlar. Önemli olan o sevgiyi gösterebilmek. Doğal olacak. Beni kıskanabilir. Bundan hoşlanabilirim.
*Büyük konuşmayayım ama sanmıyorum, evlenmem. Çünkü biraz kıskancım. Sevdiğim kadını kıskanırım. Profesyonellik falan diyorlar, öpüşme sahneleri için. Yok, ben kaldıramam. Orada mantığım devreden çıkıyor, duygularım bastırıyor. Oyuncu olan biriyle birliktelik zor olur. Ama bunu becerenleri tebrik ediyorum. Sonuçta sizin olan bir şeye oyun amaçlı dahi olsa dokunmasını izin veremem. Anneler, babalar beni evlatları gibi seviyor
*Sesli çekim yapıyoruz, o yüzden hiç konuşmamaları gerekiyor “Çağatay” diyemiyorlar. Kağıtlara yazıyorlar “Gelsene”, “Çağatay seni seviyoruz” Motive edici şeyler bunlar. İşime daha sıkı sarılıyorum. Anneler ve babalar bana “Emir” diyorlar. Onlar beni ailenin çocuğu gibi seviyorlar, bu çok hoşuma gidiyor.
*Para kazanıyorum, buradan kazandığım parayla geçiniyorum, set yoğunluğundan şikayet edemem. Karşılığını alıyoruz, bu yüzden hiçbir şikayetim yok.
*Evlilik teklifleri alıyorum. Genelde yüzüme karşı cesaret edemiyorlar söylemeye, biri vesile oluyor. Ne bileyim, menajerimi arıyorlar, ajansa mektup yazıyorlar, bana mektup gönderiyorlar, arabamın üstüne not bırakıyorlar. Çünkü dizide oynattık arabayı 15-20 bölüm. Oradan tanıyorlar. Arabanın üstüne güller atıyorlar. Bütün bunlar hoşuma gidiyor.
*5 kazanıyorsam 3’ünü mutlaka kenara atıyorum. Şu anda bir dükkana diktim gözümü. Ev almak istemiyorum, öncelikle bir dükkan almak istiyorum. Güzel merkezi bir yerde olacak. Kirasının getirisi iyi olacak. Yatırım amaçlı alacağım. Güzel insanlara kapılar daha kolay açılıyor
Hürriyet