Malatya'da Sürdürülebilir Kentleşme ve Kentlilik sempozyumu başladı!
Malatya Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM), valilik, belediye ve bazı sivil toplum kuruluşları iş birliği ile düzenlenen "Sürdürülebilir Kentleşme ve Kentlilik" konulu sempozyum, Ramada Otelde başladı
Malatya Valisi Ulvi Saran, "Yaklaşık 750 Malatyalının sadece üçte ikisi kentte yaşıyor" dedi. Malatya Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM), valilik, belediye ve bazı sivil toplum kuruluşları iş birliği ile düzenlenen "Sürdürülebilir Kentleşme ve Kentlilik" konulu sempozyum, Ramada Otelde başladı.
Malatya Valisi Ulvi Saran, sempozyumun açılışındaki konuşmasında,
kentlerin sadece fiziki yapıların, caddelerin, sokakların ve bir imar düzeninin
bulunduğu yerler olmadığını söyledi.
Herkesin mutlaka bir kent çevresinde yaşadığını belirten Saran, şunları
kaydetti:
"Yaklaşık 750 bin Malatyalının sadece üçte ikisi kentte yaşıyor. Bir çok
ilde yaşayan Malatyalılar var. Diğer ilçelerimizde de kent bir yapı olduğunu
dikkate alırsak, Malatyanın demografik yapısı içerisindeki ağırlığının burada ne
kadar önemli yansımaları olabileceğini hep birlikte görebilmekteyiz. Toplumsal
hayatımızı, tüm yönleriyle bizi çevreleyen kavramlar ve kurumlar kentlerde
kurulmuştur. Devletler de kentlerde kurulmuştur. Ticari yapı, ekonomik sistemler
burada kurulmuşlardır. Bilim ve sanat, kültür tüm yönleriyle kentlerde
gelişmiştir. Estetik zevkler, düşünce dünyasının getirdiği kazanımlar kentlerde
sağlanmıştır. Bizi böylesine kuşatan, iç ve düşünce dünyamızı, hayatımızı
böylesine anlamlandıran çevrenin elbette ki nasıl gelişip ilerleyeceğini
konuşmamış gerekiyor."
Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır da şehirlerin, insanların toplu
yaşadıkları mekanlar olduğunu, sadece biyolojik ihtiyaçların karşılandığı yer
olarak kalmaması gerektiğini ifade etti.
Çakır, şöyle konuştu:
"1950li yıllardaki Devlet Planlama Teşkilatı raporlarına baktığımız
zaman, ülkemizde kırsal nüfusun yüzde 70, kentsel nüfusun ise yüzde 30 olduğunu
görüyoruz. Bugüne baktığımız da ise bunun tam tersi olduğunu görüyoruz. Bu
noktada kentlileşmede daha da ileri gitmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Şehri
oluştururken göçle gelen vatandaşlarımızın şehre ait olduğunu düşündürerek
yetiştirmemiz ve bu duyguyu yaratmamız gerekiyor. Gelen göçü şehrin birer üyesi
haline dönüştürmemiz şart. Bir yandan şehirleşme, modernleşme, mimar bütünlüğü ve
alt yapı sorunların çözülmesi gibi çalışmalarımızı sürdürürken, bir yandan da
sosyal kültürel ve eğitsel anlamda yoğun çalışmalar ortaya koymalıyız. Bu
çalışmalarımızı da gelecek nesillerimizin seçeneklerini aza indirmemek için
sürdürülebilir yapmalıyız."
BİLSAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer ise iki yıl önce
başlattıkları Ulusal Malatya Sempozyumu kapsamında "Sürdürülebilir Kentleşme ve
Kentlilik" konularını ele aldıklarını ifade etti.
-12 BİLİMSEL OTURUMDA, 48 BİLDİRİ SUNULACAK-
Gezer, 12 bilimsel oturumda, 48 bildirimin sunulacağı sempozyumun temel
amacının, kamu ve özel sektör, üniversiteler, belediyeler, meslek odaları ve
sivil toplum kuruluşları gibi paydaşları bir araya getirerek, bilgi ve
birikimlerin paylaşımlarını sağlamak olduğunu söyledi. Gezer, bu yolla Malatyada
kent ve kentlilik alanında belirlenecek projeksiyonların daha gerçekçi olacağını
kaydetti.
Gezer, şunları anlattı:
"Günümüzde kentleşmenin artığı ve buna bağlı olarak sürdürülebilirlik
olgusunun her geçen gün daha çok önemsendiği bir dönemde yaşıyoruz. Birleşmiş
Milletler uzmanlarının yaptığı hesaplamalara göre 2008 yılında tarihte ilk defa
şehirde yaşayan insanların sayısı kırsalda yaşayan insanların sayısını geçmiş
bulunmaktadır. Artık dünya nüfusunun yüzde 50sinden fazlası, Türkiye nüfusunun
ise yüzde 75ten fazlası, Malatya nüfusunun ise yüzde 65ten fazlası ise
şehirlerde yaşamaktadır. Kentler insanların tarihsel yürüyüşü içinde insanoğlu
tarafından ortaya çıkarılmış en orijinal ve karmaşık yapılardır. Şehirler tarih
içinde her zaman önem taşımıştır. Büyük filozlar, düşünürler, tüm aksiyon
adamaları ve peygamberler hep şehirlerde ortaya çıkmıştır."
Şehirler hakkında konuşmanın, insanlar hakkında konuşmakla eş değer
olduğunu belirten Gezer, "Bu yüzden güzel anlamlı ve insan niteliğinde olan
şehirler kurmak bir coğrafyada yaşayan insanların potansiyel yeteneklerini ortaya
koymada ve varoluş amaçlarını gerçekleştirmede en çok katkıyı sunan unsurların
başında gelir. Bir yerin şehir olması için oraya bir ruh ve kimlik kazandırılması
gerekir" diye konuştu.
AA