Marcel Wanders, Quasar İstanbul'un lobisi için heykel tasarlıyor!
Dünyada Philippe Starck’tan sonra en çok tanınan tasarımcı Marcel Wanders.25 yıllık kariyerini Amsterdam’da “Pinned up at the Stedelijk” adlı sergiyle paylaşıyor. Wanders Quasar İstanbul'un lobisinde yer alacak, İstanbul’u anlatacak bir heykel tasarlıyor
New York Times onu yukarıdaki başlıkla anlatıyor, “Sürekli fikirler üretiyor ve her zaman enerjisi var” diye de ekliyor. Dünyada Philippe Starck’tan sonra en çok tanınan tasarımcı Marcel Wanders. Tutkala bulanmış halattan yaptığı düğüm sandalyesi bugün New York’taki MoMa gibi modern sanat müzelerinde sergileniyor. Üflediğinizde kendi kendine sönen mum şeklindeki elektrikli lamba da onun tasarımlarından. Moooi adlı bir de markası var.
Ayrıca iç mimaride de dikkat çekiyor. Hatta Amsterdam’daki Andaz otel de onun imzasını taşıyor. Eski bir kütüphane binasını alıp otele çevirmişler. Marcel sadece otelin mimarı değil, aynı zamanda ortaklarından da. Marcel Wanders 25 yıllık çalışmasını bir retrospektif sergisiyle takipçileriyle paylaşıyor.
1 Şubat’ta açılan “Pinned up at the Stedelijk” adlı sergi Amsterdam’ın tek modern sanat müzesinde 15 Haziran’a kadar devam edecek.
“İstanbul ikiyüzlü bir kadına benziyor”
Peki ama Amsterdam’daki bu sergi bizi niye ilgilendiriyor? Sergide en çok dikkat çekenlerden biri “Quasar head” adlı kadın heykeli. Heykel 15 Haziran’dan sonra hemen İstanbul’a gelecek. Çünkü İstanbul’da bir gayrimenkul projesi için özel olarak tasarlanmış. Quasar İstanbul yönetimi Marcel Wanders ile bir araya gelip projeleri için lobide yer alacak, İstanbul’u anlatacak bir heykel tasarlamasını istemişler.
Marcel “İstanbul’u ikiyüzlü bir kadına benzetiyorum” diyor. “Bir tarafı Asyalı, bir tarafı Avrupalı” diye de ekliyor. Çok sevdiğimiz Doğu-Batı sentezinden yakalıyor bizi. Kendisi heykelin Avrupalı yanını daha çok beğendiğini itiraf ediyor. “Lobide yer alacak heykel kendi çevresinde dönecek, böylece kimse bir tercih yapmak zorunda kalmayacak” diye konuşuyor. Heykelde lale figürü de dikkat çekiyor. “Biliyorsunuz, Amsterdam laleleriyle ünlü ve bu laleler aslında sizden bize gelmiş” diyor. Böylece Hollanda-Türkiye dostluğunun da altını çiziyor.
“Baykam bir hayata dört yaşam sığdırmış”
Wanders İstanbul’u ikiyüzlü bir kadına benzetirken, sadece iki kıtadan yola çıkmıyor tabii. İstanbul’u gayet iyi biliyor. Nişanlısının en yakın arkadaşı yaşadığı için İstanbul’a sık sık gelip gidiyor. Hatta bir keresinde tesadüf eseri kendisini Bedri Baykam’ın evinde bir partide bulmuş. Bedri Baykam’la hâlâ yakın arkadaşlar hatta sergi için Bedri Baykam ve eşi Sibel de Amsterdam’da.
Marcel, Baykam’dan ne kadar etkilendiğini anlata anlata bitiremiyor: “Ben kendimi aynı anda birkaç şey birden yapabiliyor sanıyordum, onunla tanışana kadar. O bir hayata dört ayrı yaşam sığdırmış, daha 7 yaşında dünya çapında ressam, sonra başarılı tenisçi, sonra sanatı kadar politik duruşuyla da önemli bir figür.” Daha sonra ekibine dönerek “Bedri politik duruşundan dolayı bıçaklandı” diye bir de ekleme yapıyor.
“Benim de tasarımlarımda her zaman siyasi bir gündem vardır.
Çeşitli kültürlerden unsurları dener ve ödünç alır, onları bir objede yan yana koymaya çalışırım. Bu, birlikte yaşamanın mümkün olduğu mesajını verir” diye kendi duruşunu da anlatıyor hemen sonrasında.
Baykam’ın evindeki partiden çıkışta galerisine gittiklerini, gece galeride özel bir tur yaptıklarını
ve bundan ne kadar etkilendiğini de söylemeden geçmiyor.
Düğünü İstanbul’da olabilir
Marcel Wanders İstanbul maceralarından hemen sonra aşk hayatını anlatmaya başlıyor, nişanlısıyla nasıl tanıştığını da öğreniyoruz böylece. Yakında evleneceklerini söylediğinde “E, artık düğünü İstanbul’da yapın” diyoruz. “Çok iyi fikir, neden olmasın, ikimiz de İstanbul’u çok seviyoruz” diyor. Belli ki Marcel İstanbul’da yaptığı projeyi çok önemsiyor. Bundan sonrası için başka teklifler de almış. Artık İstanbul’a daha sık geleceği kesin. Zaten niyetli olduğu, kariyerinin 25 yılını anlatan serginin bir gece öncesinde zamanını Türkiye’den gelen gazetecilere ayırmasından belli. Karnını doyurup müzeye geri dönmesi gerekiyor. Ama sohbet uzuyor Marcel’in İstanbul hikayeleriyle. Artık Marcel düğününü İstanbul’da yaparsa hiç şaşırmam.
Favorisi şarap kulesi
İstanbul’da Wanders imzalı başka neler olacak? “Quasar head” adlı heykelin yanı sıra Quasar İstanbul’un sosyal alanlarını ve residence kulesini de tasarlamış. “Favorin hangisi?” dediğimizde “şarap kavı” cevabını veriyor. 8 metrelik yüksek tavanlı bir mahzende şaraplardan kule yapmış, kulenin etrafında dönen merpenlerden inip çıkılacak. “Çok etkileyici bir yer oldu” diyor heyecanla: “Havuzda yemek yiyebileceksiniz. Havuzun içi kışın restoran olacak, yazın da restoranda yüzebileceksiniz.”
Milliyet Pazar / Çağdaş Ertuna