Mardan Palace Otel neden icralık oldu?
Mardan Palace, bugünlerde borçlar nedeniyle ihtişamını kaybetti. Telman İsmailov’un “Aile mirası olarak yüzyıllar boyunca yaşayacak” dediği Mardan Palace Otel, neden icraya düştü?
2009’un mayıs ayında görkemli açılışıyla dikkatleri üzerine toplayan Mardan Palace, bugünlerde borçlar nedeniyle ihtişamını kaybetti. Azeri kökenli işadamı Telman İsmailov’un yaklaşık 1,4 milyar dolar tutarındaki yatırımı, Antalya’nın en pahalı ve görkemli oteli olarak ün yapmıştı. Altın tozuyla kaplı trabzanlar, açılış için dünya starlarına ödenen milyon dolarlar, Burj el-Arab’dan, Çırağan Kempinski’den ve dünyanın en iyi otellerinden transfer edilen yöneticiler, otelin lüks ve ihtişamını özetliyor. Yedi sene sonunda, Mardan Palace için 2015, borçlarla yaşanan sıkıntılı dönemin tavan yaptığı bir yıl. Otel geçtiğimiz aylarda icralık oldu ve satışa sunuldu. Otelin ihalesinde başlangıç bedeli olarak belirlenen rakam ise 325 milyon TL olarak belirlendi.
İş bu noktaya nasıl geldi sorusunun detaylarında, İsmailov’u borç krizine adım adım sürükleyen nedenlere bakmak gerekiyor. Bir zamanlar çok yakın ilişkiler içinde olduğu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den aldığı derin darbe, borç yükünün ana nedeni. Rusya küresel finans kriziyle boğuşurken, İsmailov’un Antalya’da açtığı Avrupa’nın en lüks oteli Rus lider tarafından hiç hoş karşılanmamış, bu konuda eleştirilerde bulunmuştu. Putin’in ilk hamlesi, İsmailov’a ait ünlü Moskova’daki Çerkez pazarına yapılan baskın ve 2 milyar dolar değerindeki 6 bin konteynere el konması olmuştu. Sıkıntılı günler, bu operasyonla başladı. Moskova’daki bankalardan da kredi çeken İsmailov’un 400 milyon euro’yu geçen borcu, belleklere kazındı. İşadamı borçlara rağmen Antalya’daki yatırıma devam etti.
Gelişmeleri yakından takip edenler ve turizm sektörü uzmanları ise İsmailov’un yanlışlarını, “alt yapısı olmayan, temelsiz kararlara” bağlıyorlar. Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu, “Yanlış yer seçimi, yanlış yönetici ve yanlış fizibilite diye özetleyebileceğimiz yanlışlıklar zinciri, otelin yaşadığı sıkıntının nedenleri” diyor. Köfteoğlu, Antalya’nın Kundu bölgesindeki otellerin çoğunun “her şey dahil” ve ucuza pazarlandığını, böyle bir durumda odaları pahalıya satmanın mümkün olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Bu yatırım Bodrum, Çeşme veya Alaçatı’da olsaydı yer seçimi açısından doğru bir adım atılmış olurdu. Bunun dışında açılıştan itibaren yaratmak istenen ‘lüks’ algısını yönetebilecek doğru yönetici bulunamadı. Başlarda işi bilen yetişmiş personel transfer ettiler. Kârlar düşmeye başlayınca eğitimsiz ve sıradan personelle yola devam ettiler.”
2013 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, Rusya’nın 57’nci zengini İsmailov, 2009 yılında otel açılışıyla ilgili yaptığı basın toplantısında “Tesisten ne kazanacağınızı düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Şu kadar kazanacağım diyemem. Bir beklentim yok. Bakacağız” demiş ve şöyle devam etmişti: “Burası prestijli bir yatırım. Türkiye’deki ilk projem. Beni tanısınlar, özümün neler yapabileceğini görsünler istedim. Buraya harcadığım para ile beş otel yapmayı ben de bilirdim. Ya da 1,4 milyar doları enerji işine yatırırdım. Yılda da 300 milyon dolar kazanırdım. Ancak ben kalıcı bir şey yapmak istedim.”
İsmailov’un “kalıcı” şeyler yapma arzusu epey pahalıya patladı diyebiliriz. Ekin Grubu bünyesindeki Turizmgazetesi.com ve Resort dergilerinin editörü Fehmi Köfteoğlu da, Mardan Palace’ın, kurulduğu günden beri kendini en üst kesime hitap ederek “lüks ötesi” konaklama tesisi olarak içinde eğlence, iş toplantıları spor etkinlikleri olan kompleks söylemiyle tanıttığını hatırlatıyor. Köfteoğlu, ancak kurulduğu günden, icralık duruma düşünceye kadar tesisin bu yönde çalışması olmadığına değiniyor ve şu bilgileri paylaşıyor: “Antalya gibi bir yerde, üst düzey gelir kesimine hitap edecek yerlere ihtiyaç var. Tesis, lüks olarak öne çıkarıldı. Donanımında kullanılan malzeme tesisin lüks olma niteliğini artırmadı, aksine ezdi. Proje hazırlanırken, hedef kitle doğru seçilmedi. Lüks ötesi diye işletmeye açılan tesis bir süre sonra bölgedeki diğer sıradan oteller gibi ‘her şey dahil’ sistemine geçti. Sistem kötü değil ama tesis kendisini diğerlerinden farklı olarak anlatmıştı” diyor.
Sosyal mecrada otelle ilgili eleştirilerini paylaşan müşteriler ve onlardan gelen şikayetler, bardağı taşıran son damlalar olarak gösterilebilir. Özetle, otelin müşteri memnuniyeti konusunda pek de başaralı olmadığını söylemek mümkün. Antalya’ya organizasyon için giden ve Mardan Palace’ta üç gece kalan bir otel müşterisi, “Mardan Palace son derece şaşalı idi ama işletmecilik kalitesizdi. Ciddi paralar ödediğim otelde, işletme zafiyeti fazla idi” diyor. Otelle ilgili şikayetlerin sayısı, son üç yılda kalite, iş disiplinsizliği ve personel hataları olmak üzere üç konuda artmış. Otelin stratejik hatalarında başka detaya dikkat çeken Kerem Köfteoğlu, “Fizibiliteyi yanlış yapmışlar. İşin içinde başka hesaplar yoksa, bana göre birileri İsmailov’a yanlış bilgiler vermiş. Doğru raporlar verilmiş olsaydı Kundu bölgesine 1,4 milyar dolar yatırım yapmazdı. Tedarikçilerin de kendisini kandırdığını düşünüyorum. Tedarikçi herkese bir liraya sattığı ürünü Mardan’a ‘lüks’ fiyattan faturalandırmış olabilir. Sonuç itibariyle tüm bu hataları üst üste koyduğumuzda iflas geldi, çattı” diyor.
297 metre uzunluğunda Avrupa’nın en büyük havuzu, teknoloji harikası mutfaklar, kendi kendine ısısını belirleyen akıllı dolaplar, yabancı otellerden transfer edilen yöneticiler, hizmet vereceklere ödenen yüksek paralar... İsmailov’ın lüks yatırımında öne çıkan detaylar bunlar. Daha çok kuruştan çok, sonuca bakan yönetici tipi. İsmailov açılışta şunları söylüyordu: “Kuruş hesabı yaparsan, hem geç, hem güç olur. Üstelik daha da pahalıya çıkar. Ben istedim ki, paraya kıyayım, hem en iyi adamlarla çalışayım en iyisini yapayım, hem de iki sene yerine bir senede bitireyim oteli.”
Otelin icralık olmasıyla ilgili açıklama yapan Mardan Palace Genel Müdürü Çetin Pehlivan, 2009 yılından bugüne otelle ilgili spekülatif haberlerin çıktığını, kıskandıracak derecedeki yatırımlar için bu durumun beklenen süreçler olduğunu söylüyor. Otelin CEO’su Natik Abbasov ise Sabah gazetesine yaptığı açıklamada, farklı alanlarda faaliyetlerini sürdüren şirketler grubunun, turizm alanındaki ilk projesi olan Mardan Palace Oteli’nin; Türk bankaları ile olan kredi ilişkilerinden doğan hukuki yansımaların, söz konusu haberlere konu olmasının olağan durum olduğunu söyledi ve “Şirketin hukuki danışmanları çözüm sürecinde belli aşamaya geldi. Misafir ağırlamayı sürdürüyoruz” dedi.
İsmailov’un, otelin açıldığı dönemde dile getirdiği “Hayatımda sahip olduğum hiçbir şeyi dönüp satmadım. Sadece Kremlin’in hemen yanında ofis merkezi yapmıştım. Orayı sattım. Çocuklarıma ve torunlarıma tembih edeceğim. Onlar da burayı satmayacak. Burası bir aile mirası olarak, yüzyıllar boyunca yaşayacak” prensibinin ne kadar geçerli olacağını zaman gösterecek.
Fortune