Mardin Kent Müzesi ve Sanat Galerisi açıldı!
Sakıp Sabancı Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi açıldı
Mardin Kalesi'nin eteklerinde, Sultan II. Abdülhamid zamanında süvari kışlası olarak inşa edilen, daha sonra askerlik şubesi ve vergi dairesi yapılan görkemli taş bina, geçen akşam yepyeni çehresi ve ışıltılı görünüşüyle şehrin alışık olmadığı bir kalabalığı ağırlıyordu.
Bu yeni yapının 'dam'ında toplanmış kalabalığı oluşturanlar, arkalarında 'kalenin bedenleri', önlerinde Mezopotamya denizi (artık bilmeyen yok, Mardinliler geceleri bu ovayı deniz görür ve hakikaten öyledir), Antakya Medeniyetler Korosu'nun söylediği üç semavi dine ait ilahileri dinlerken, birbirine benzer mimiklerle 'bu müze Mardin'e çok yakıştı' diyordu. Gökte ayın ondördü, şehri gümüş bir aydınlığa bürümüştü ve güzel şeylerden söz etmek için zaman da, zemin de müsaitti. Açılış için 1 Ekim özellikle seçilmişti. Güler Sabancı, misafirlerine ay seyri yaptırmakta kararlıydı. Havaalanından şehre giderken, ısrarla "Ay kaçta doğar Mardin'de?" diye sorması boşuna değildi.
Sabancı Vakfı'nın yaklaşık üç yıllık bir çalışma sonunda hayata geçirdiği Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, önceki akşam, İstanbul'dan giden bir uçak dolusu davetlinin ve Mardinlilerin katıldığı törenle açıldı. Müze, Mardin doğumlu İstanbul Valisi Muammer Güler'in fikri, Sakıp Sabancı'nın da vasiyetiydi. Ev sahipleri, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sakıp Ağa'nın eşi Türkan Sabancı, kızı Dilek Sabancı ve Mardin Valisi Hasan Duruer'di. Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay kurdeleyi kestiğinde, Sakıp Ağa'nın vasiyeti yerine getirilmiş oluyordu.
Mardin'in kendisinin görkemli bir müze olduğundan şüphe yok. Gerdanlık biçimindeki doğal görünüşü ve zarif taş yapıları, göğün mavisinde kaybolup giden minareleri ile görenlere başka bir zamana ait olduğu izlenimi veren şehir, çok kültürlü geçmişi ve taşıdığı medeniyet izleriyle dün olduğu gibi bugün de bir barış adası. Ne var ki, bütün şehirler gibi o da hafızasını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Kentin alamet-i farikası olan zanaatler yok oluyor, geçmişten gelen ne varsa, insanlarla birlikte yitip gidiyor. Şehirlerin sosyal hafızası diyebileceğimiz kent müzeleri, bu yok oluşları yavaşlatan mekânlar. Bütün birikimini ve sevgisini Sakıp Sabancı Kent Müzesi'ne aktaran Nazan Ölçer haklı. "İnsan anılarıyla yaşıyor. Kentler de. Kent biricik olmalı, diğerlerine benzememeli."
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, çirkin yapıları ayıklayarak şehri yeniden asıl kimliğini kazandırmaya çalışan Vali Hasan Duruer'in seçtiği "2013'e kadar UNESCO'nun Tarihi Kentler Listesi'ne girmek, 2023 yılına kadar da Avrupa Kültür Başkenti olmak" hedefinde bir sıçrama noktası olacak. Müzede, Mardin ve çevresinden toplanan gündelik hayata ait nesneler; telkari kutular, anahtarlar, yazmalar, aile albümleri, askerlik tezkereleri çoğalmayı, şehrin kimliğini yansıtır hale gelmeyi bekliyor. Taş ve bakır ustalarının balmumu canlandırmaları, görenleri şaşırtacak kadar gerçeğine yakın. Güler Sabancı, müzeyi Mardinlilere emanet ettiklerini söylerken Nazan Ölçer, Mardinlileri kendi müzelerine katkıda bulunmaya çağırıyor.
Müzenin alt katında kurulan Dilek Sabancı Sanat Galerisi, iç açıcı ve büyük kentlerdeki galerilerin kıskanacağı bir mekân. Galeri ilk misafirlerini Sabancı Müzesi koleksiyonundan seçilen "Doğa, İnsan ve Deniz" başlıklı sergi ile ağırladı. Sergide Hikmet Onat'tan İbrahim Safi'ye, Şeref Akdik'ten Devrim Erbil'e, Adnan Çoker'den Selma Gürbüz'e kadar modern ve çağdaş 47 Türk ressamının 75 eseri yer alıyor.
Müzenin ve sanat galerisinin açılışında Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın konuşmaları, son zamanlarda daha bir üzerine basarak söylediğimiz 'birlikte yaşamak' kavramını pekiştiriyordu. Aydın, "Bu topraklarda kardeşlikten başka bir yol bize haramdır." derken Günay, "Tarihin hangi döneminden bu yana ne varsa, dönem ayrımı, inanç, kültür, eğitim, dil, din ayrımı yapmaksızın hepsini kıskançlıkla sahipleniyoruz.'' diye konuştu. Bu mesajların verilebileceği en doğru yerlerden biri elbette Mardin'di. Başta da dediğim gibi zaman da, zemin de buna müsaitti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ve diğer semavi dinlerin temsilcilerinin törende bulunuşu bir yana, daha müzeye girer girmez gördüğünüz Müslüman, Süryani ve Ermeni mezar taşlarının yan yana duruşu başka da söze gerek bırakmıyordu.
Ali ÇOLAK/Zaman
İlgili haber:
Sabancı Mardin Kent Müzesi açıldı
Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler
Mardin'in kent müzesi 7 milyon liraya açıldı
Medeniyetlerin beşiği Mardin'de artık bir kent müzesi var. Sabancı Vakfı, Prof. Metin Sözen ve Mardinli İstanbul Valisi Muammer Güler'in desteğiyle hayata geçirilen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, 1645 metrekare üzerine kuruldu.
Mardin'i her yönüyle anlatan müzede Mardin mutfağı, sabunları, bakırcılığı, kapı tokmakları, taş işçiliği, diğer dini inançlarla ortak kutlanan bayramları hakkında bilgileri ya da bölgenin ilk matbaasını görmek mümkün.
2000 yılında kurulan Tarihi Kentler Birliği, ÇEKÜL Vakfı'nın önerisiyle üye 200 yerleşme yerinde birer tarihi yapının kurtarılarak kent müzesine dönüştürülmesi konusunda karar almıştı. Bunun üzerine 2000-2005 yılları arasında Mardin'de de kent müzesi kurulması için çalışmalar başlatıldı. Uzun süren mekân arayışından sonra, II. Abdülhamid döneminde Diyarbakır Valisi Hacı Hasan Paşa tarafından 1889'da Süvari Kışlası olarak inşa edilen yapının kent müzesi olması için restore edilmesine karar verildi. Mardinli İstanbul Valisi Muammer Güler ve Prof. Metin Sözen, müzeye katkıda bulunmak amacıyla Sakıp Sabancı'yla görüşünce Dilek Sabancı'nın da katkıda bulunduğu çalışmalar 2006'da başlatıldı.
Geçen yıl inşaatı biten müze binasının eserlerini bulma çalışmaları son bir yıldır Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer ve Prof. Metin Deniz tarafından yapılıyor. Eskiye ulaşmakta zorluk yaşadığını söyleyen Ölçer, günümüzden yola çıktıklarını anlatıyor:
"Şu anki kültür üzerinden eskiye doğru gittik. Buranın maden, taş, takı işçiliği, müziği gibi zanaatlerini kullandık. Bunun için de Mardinliler Eğitim ve Kültür Vakfı ve burada yaşayan halkın çok yardımı oldu. Sonuçta halk kültürü çabuk unutulan bir şey. İnsanlar hep daha modern olanı istiyor, kullandıkları eşyaları saklamıyor, geleneklerinden çabuk kopabiliyorlar. Ama böyle bir koleksiyon sergileyeceğimizi öğrenen halk, son güne kadar ellerinde bohçalarla geldiler. İçlerinde 100 yıllık kıyafetler, yatak örtüleri, eşyalar vardı."
BÖLGENİN İLK MATBAASI BURADA
Bu kadar yoğun ilgi beklemeyen müze yetkilileri tarihi eser sayılabilecek bu eşyaların çoğunu depoya kaldırmak zorunda kaldı. Çünkü bu kadar çok sergileme vitrinine ihtiyaç duyacaklarını hiç düşünmediler.
Müze katında Mardin mutfağı, sabunları, bakırcılığı, kapı tokmakları, taş işçiliği, diğer dini inançlarla ortak kutlanan bayramları hakkında bilgileri ya da bir kiliseden alınan bölgenin ilk matbaasını görmek mümkün. Hatta bu matbaada Süryanice ve Arapça basılan kitapları da... Müze katındaki göz alıcı diğer şeylerse sahne tasarımcısı Prof. Metin Deniz'in hazırladığı canlandırmalar. Bu sayede taş işçiliği ya da kıyafetler hakkında daha net bir izlenim elde edilebiliyor.
SABANCI KOLEKSİYONU MARDİN'E TAŞINDI
Kent Müzesi'nin alt katındaki sanat galerisi, ismini Dilek Sabancı'dan alıyor. 47 sanatçının 75 eseri "Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Koleksiyonu'ndan Seçmelerle - Doğa, İnsan ve Deniz" başlığıyla bir sene boyunca Mardin'de sergilenecek. Hikmet Onat'dan İbrahim Safi'ye, Şeref Akdik'ten Abidin Dino'ya, Adnan Çoker'den Selma Gürbüz'e kadar Türk resim tarihinin erken döneminden yakın döneme kadar olan dönemi farklı sanatçıların eserleri anlatıyor. Serginin uzun süre burada kalacağını söyleyen Nazan Ölçer, ileride bu galeride Mardinli ya da Mardin'de eğitim almış sanatçıların eserlerinin sergileneceğini özellikle vurguluyor.
Sakıp Sabancı Müzesi, Mardin Kent Müzesi'ne koleksiyonlarından seçtiği kaftan ve halılarla da destek veriyor.
MİMARİDE KENT KİMLİĞİ VURGUSU
Restorasyon çalışmalarına 2006'da başlanan müze, 1645 metrekarelik alanın 1600 metrekaresinin yeniden inşa edilmesi ile tamamlandı. Toplamda Sabancı Vakfı tarafınfan 7 milyon TL harcandı.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi'nin ince uzun yapısı doğrusal bir yürüme aksında sergileme birimlerinden oluşuyor. Mekânsal bütünlüğün vurgulandığı sergileme düzeninde Mardin kenti kimliğine özgü özellikler dikkat çekiyor.
Deniz İNCEOĞLU/Hürriyet
Mardin'in de Sabancı Müzesi var
Sabancı grubunun başkanı merhum Sakıp Ağa'nın vasiyeti gerçekleştirildi. Mardin'e Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile Kültür ve Turizm Bakanı Günay'ın da katılımıyla Sakıp Sabancı Müzesi açıldı
Sakıp Sabancı'nın vasiyeti üzerine Sabancı Vakfı tarafından Mardin'de yaptırılan Sabancı Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi görkemli bir törenle sanatsaverlerin hizmetine açıldı.
ANKARA VE İSTANBUL MARDİN'DEYDİ!
Açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, İstanbul Valisi Muammer Güler, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Türkiye Ermenileri Patrik Vekili Aram Ateşyan, Fener Rum Patriği Dimitris Bartholomeos, Türkiye Musevi Cemaati Hahambaşı İsak Haleva, Mardin ve Midyat Süryani Metropolitleri Saliba Özmen ve Samuel Aktaş ile Güler Sabancı, Dilek Sabancı, Türkan Sabancı, Mardin Valisi Hasan Duruer, iş ve sanat dünyasından çok sayıda seçkin davetli katıldı.
GÜNEY'İN EMSALSİZ ŞEHRİ
Törende bir konuşma yapan Bakan Günay, "Güzel Anadolu'nun emsalsiz şehri" Mardin'in 3 semavi dinin bir arada yaşadığı ender kentlerden biri olduğunu belirterek, Sabancı Vakfı tarafından yapılan kent müzesi ve sanat galerisinin 7 bin yıllık Mardin'in tarihini dünyaya yansıtacağını söyledi.
Star
Mardin, Sabancı ile dünya turizmine kapı açtı
İstanbul IMF-Dünya Bankası toplantıları maratonu yaşarken, kalkıp Mardin'e günübirliğine gidilir mi?
Doğu'da, Güneydoğu'da `kalkınma' adına taş üstüne taş koyanların çabasını görmek adına koşa koşa gidilir.
Özel uçakta, rahmetli Sakıp Sabancı'nın eşi Türkan hanım, kızı Dilek Sabancı ve yeğeni Güler Sabancı konuklarını karşılıyor.
Bir uçak dolusu insan Mardin'e doğru yola koyuluyoruz.
Mardin için "12 bin yıllık tarihe sahip, müze kent" denir, var olan haliyle `dünya turizminin gözdesi olduğu' savunulur.
Taş üstüne taş koymayınca, durup dururken turistler akın etmiyor.
Açılışına gittiğimiz Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ile Dilek Sabancı Sanat Galerisi, Mardin'in zenginliğine zenginlik katmış, yerli-yabancı turistlere kapı açmış.
Bu iki alanda yapılanlar sadece, Sabancı Vakfı'nın 7 milyon TL harcamasıyla da sınırlı değil, işin içinde alın teri var. Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, müzenin yaratılışında, galeride sergilenen Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonundan eserlerin seçilmesinde mesai harcamış. Sabancı Vakfı çalışanları günlerce, aylarca işin başında durmuş.
Sakıp Sabancı hayattayken, İstanbul Valisi, Mardinli Muammer Güler kapısını çalıyor. Amacı memleketine `bir şeyler yaptırtmak'.
ÇEKÜL Vakfı Prof. Dr. Metin Sözen ile hayalleri, belki sadece bir okul. Sakıp beyin ömrü yetmiyor ama Dilek Sabancı ve Güler Sabancı'nın hamiliğinde iş, 1645 metrekarelik restorasyon alanı, 1600 metrekarelik yeniden inşa edilen alan ile dev bir sanat merkezi haline dönüşüyor.
Mardin'in bir kent müzesi vardı. Ancak o müze sınırlı alanı, sınırlı arkeolojik eserlerin olduğu mütevazı bir müze.
Sakıp Sabancı'nın adını taşıyan müze ise daha kapısında insanı etkiliyor.
19. yüzyılın sonlarında Ermeni asıllı mimar Serkis Elyas Lole'nin askeri kışla olarak yarattığı binanın ana girişi incelikli taş işçiliğiyle dikkat çekiyor. Taç kapıyı çevreleyen kemerde, asma dalı, üzüm salkımı motifleri, Mardin taşına işlenmesi insanı büyülüyor. Giriş kemerinin üstünde 2. Abdülhamit dönemi Osmanlı Tuğrası.
İki katlı bina yerli-yabancı turistlere bölge adına fazlasıyla bilgi veriyor.
Mardin'den ressam çıkar
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ile Dilek Sabancı Sanat Galerisi'ni işin üstadı Raffi Portakal'ın rehberliğinde geziyorum. Müze, etnografik bir müze. Mardin ve çevresindeki halkın günlük hayatını çok da güzel anlatıyor. Raffi Portakal bazı eserlerin önünde durup, mesela bir seramik vazonun önünde "Bak" diyor, "Mezopotamya kültürünün ürettiği önemli eserlerden biri."
Sonra bir alt kata iniyoruz, Dilek Sabancı Sanat Galerisi'ne... Açıkçası büyüleniyorum.
Türk resim sanatının önemli imzaları sergileniyor. Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonundan seçilen 47 sanatçının 75 eseri.
Raffi Portakal, Hikmet Onat'ın peyzajında durup kalıyor. Bu eserin Mardin'e getirilmesi bile yeterince radikal bir adım. İbrahim Safi, Abidin Dino, Cemal Tollu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Erol Akyavaş, Komet, Ömer Uluç eserleri ziyaretçilerini belki de en çok Mardinli çocukları bekliyor.
Dilek Sabancı nitekim şunu söylüyor:
"Galeri, belki Mardinli çocuklarımızın, kendi sergilerine ev sahipliği yapacak, çocuklarımıza düşler kurdurtacak, `bir gün burada benim de eserlerim sergilensin' diye onlara azim verecek."
Sabancı'ya kucak açtılar, Vali Güler'e kızdılar
Sabancı imzası taşıyan müze ile galerinin açılış törenindeyiz. Mardinliler akın etmiş, törene, kokteyle. Çoktan sahiplenmişler belli ki. Sohbet ediyoruz.
Birisi şunları söylüyor:
"Benim oğlum yedi yıldır dağda. Biz diyoruz ki, gelin bu kanı durduralım artık. Biliyor musunuz eskiden ben `kahrolsun kapitalistler' derdim.
Şimdi diyorum ki Allah razı olsun, Sabancı'dan. Sabancı'nın yatırımı bu bölgeye umut veriyor."
İstanbul Valisi, hemşerileri Muammer Güler'e ise tepkililer.
"Sanat merkezi açıyorsun, niye siyaseti karıştırıyorsun" diyorlar.
Muammer Güler, "1949'da PTT memurunun sekiz çocuğundan ikincisi olarak doğdum. Bu topraklara borcumuz vardı" diye söze başlayıp,
"TC vatandaşlığı unvanı hepimize yeter de artar bile. Allah devlete zeval vermesin" dedi.
Konuştuklarım da diyor ki, "Bu söylem, korucuların eğitimsiz olanlarının söylemi."
Törende Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da vardı. İki bakan da, siyaset koridorlarına girmeden Mardinlilere ve Sabancı'ların İstanbul'dan gelen konuklarına seslendi.
Funda ÖZKAN/Radikal
Mardin'e çokkültürlü kent müzesi
Mardin'in eski Süvari Kışlası, artık Sakıp Sabancı Kent Müzesi. Farklılıkları önemseyen bir kentlilik anlayışıyla kurulan müze, Dilek Sabancı Sanat Galerisi'yle birlikte bölgede önemli bir merkez olacak
Bir zamanlar bir Mardin beyine ait olan eski Belediye binası, biraz ilerisinde camları kırık ve görkemli eski hükümet konağı, çevrede tipik Mardin evleri ve hepsinin ortasında belli ki el değmiş, yenilenmiş, canlanmış bir yapı; Mardin Kent Müzesi. Önceki gün açılan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, kentin bu eski merkezinin parlak geleceği için atılmış ilk önemli adım oldu.
Sabancı Vakfı'nın açtığı müzenin, temel motivasyonu Mardinlilerden geliyor. Memleketi Mardin için bir şeyler yapmak isteyen İstanbul Valisi Muammer Güler, Prof. Metin Sözen'in önerdiği projeyi yıllar önce Sakıp Sabancı'ya sunmuş ve olumlu cevap almış. Sakıp Sabancı'nın ölümünden sonra da ailesi projeyle ilgilenmiş, devlet kurumları ve Mardinlilerin de desteğiyle kent müzesi gerçekleşmiş.
19. yüzyılda Süvari Kışlası olarak yapılan, en son Vergi Dairesi olarak kullanılan yapı, üç yıllık bir çalışmayla yenilendi. Müze ve galerinin kurulmasında Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer görev almış. Müze için sahne tasarımcısı ve mimar Metin Deniz de çalışmış. Müzede, kentin tarihini, kültürünü, gündelik yaşamını aktaran çeşitli objeler, fotoğraflar ve açıklayıcı panolar yer alıyor. Eşyaların tamamı Mardinlilerden toplanmış. Bu konuda özellikle İstanbul'daki Mardinliler Derneği'nden (MAREV) destek görmüşler. Kişisel koleksiyonlardan yapılan bağışlar arasında, farklı dinlere ait mezar taşları, giysiler, ev eşyaları, Süryani manastırlarında basılmış dua kitapları, çeşitli dillerde basılmış kitap ve dergiler, eski paralar, bir telkari tezgahı ve değerli telkari takılar, dibek taşları, çatılara konulan sedirlerden biri, hatta dikiş makinaları, baskı makinaları ve bir eski teyp makinası bile var. Tüm bu malzeme, özellikle Mardin'in çokkültürlü yapısına vurgu yapan bir bütün oluşturuyor. Müslüman, Süryani, Hristiyan Mardinliler'in, Türkçe, Arapça, Kürtçe, Süryanice konuşarak sürdürdükleri ve hâlâ izleri görülebilen o meşhur `Mardin ruhuna' sadık bir müze bu. Nitekim müzenin açılışı sırasında hem Güler Sabancı, hem Kültür ve Turizm Bakanı, kentin bu kimliğinin altını çizdiler.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, `etnografya müzeleri' ile `kent müzeleri' arasındaki temel farkın da görülebilir olduğu önemli bir örnek. Cumhuriyet'in erken dönem kurumları olan, Türkiye'nin pek çok kentinde, kasabasında hâlâ görebileceğiniz etnografya müzelerinin `tekleştirici' yaklaşımı, artık kentleri `çokkültürlü' sivil bir alan olarak tanımlayan yaklaşımdan oldukça farklı. İlkinde ulusun geçmişini korumak ve `halk kültürünü' tanımlamak öne çıkarken, ikincisinde en popüler tabirle `yaşantı'yı aktarmaya çalışan bir yaklaşım var. Yani modern dönemlere de bakan, gündelik hayatın ayrıntılarına merakla eğilen ve kentin farklılıklarını göstermeye gayret eden kurumlar kent müzeleri. Bu nedenle, sadece otantik kostümler giymiş balmumu mankenler değil, ama mesela 50'lerde, 60'larda çok önemsenen dikiş makinaları da yer alıyor bu müzede ya da Yezidiler, Süryaniler hakkında çok yakında basılmış Türkçe olmayan kitaplar da...
Genç sanatçılara müjde!
Kent Müzesi, kent kültürü, kent tarihi hakkında çalışmalar, yayınlar, toplantılarla epey hareketli olabilecek bir kurum. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ise beraberindeki Dilek Sabancı Sanat Galerisi'yle enerji potansiyelini ikiye katlıyor. Dilek Sabancı'nın adını taşıyan bu galeri, Türk resim tarihinin önemli örneklerinden oluşan `Doğa, İnsan ve Deniz' başlıklı bir sergiyle açıldı. İstanbul'daki Sakıp Sabancı Müzesi'nden gelen resimler bir yıl boyunca Mardin'de sergilenecek. Bunu bir hazırlık süresi olarak kabul etmek gerek. Çünkü bu tür büyük sergiler kadar, belki de daha önemli bir şey, bölgedeki sanatçı potansiyelini daha da hareketlendirecek bir merkez olmak. Malum, sadece Diyarbakır'da değil, Mardin'de, Batman'da ve başka yerlerde de önemli işler yapan sanatçı grupları var. Diyarbakırlı sanatçılar uluslararası çağdaş sanat aleminde varlıklarını çoktan ortaya koydu. Bu varoluş, genişleyerek sürerken, Mardin Müzesi de bunun önemli bir destekleyicisi olmaya aday. Müzeye yaptığımız seyahat sırasında konuştuğumuz Güler Sabancı'nın ve Nazan Ölçer'in de bu potansiyelin çok farkında olduklarını gördük. Buradan aldığımız cesaretle galerinin, yerel zenaatlere değil, bölgesel sanatçılara öncelik vereceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi'nin hemen yanındaki Hükümet Konağı da Artuklu Üniversitesi'nin Mimarlık Fakültesi olarak düzenlenecekmiş. Yani, eskinin `hükümet meydanı' yakında kentin `kültür adası'na dönüşecek; darısı başka kentlerin de başına.
Kışlaları müze yapalım
Sakıp Sabancı Kent Müzesi'nin bulunduğu yapı, 1889 yılında `Süvari Kışlası' olarak inşa edilmiş. Ermeni mimar Sarkis Elyas Lole'nin tasarladığı bina, kemerli cephesi, incelikli taş işçiliğiyle süslü ana kapısı ve temel malzemesiyle Mardin mimarisinin bir parçası. Kışlanın alt katında atlar, tonozlu yapısıyla etkileyici bir iç mekanı olan üst katı ise askerler kullanıyordu. Sonraki yıllarda Askerlik Şubesi, Jandarma Karakolu ve 90'lardan 2000'lerin başına kadar Vergi Dairesi olan yapı valiliğin de desteğiyle müzeye dönüştü. Restorasyon ve yeniden inşa edilen alanlarla birlikte müze üç bin metre kareden fazla bir mekana sahip.
Cem ERCİYES/Radikal
Sakıp Sabancı'nın vasiyeti Mardin'de hayat buldu
Sakıp Sabancı Vakfı tarafından 7 milyon TL'ye restore edilen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi törenle açıldı. Mardin'deki açılış töreninde konuşan Güler Sabancı, "Birlikte yaşama güzelliği var bu kentte. Sakıp Bey böyle biriydi... Bu müze ona yakışır diye düşündük. Türkan Sabancı ve Dilek Sabancı projeye sahip çıktı. Umarım Mardinliler de buraya sahip çıkar" dedi. Açılışa Turizm Bakanı'ndan Patrik Bartholomeos'a birçok davetli ve işadamı katıldı
Mardin şiirsel bir kent. İnsanı duygulandıran çok farklı bir atmosfere sahip. Önceki gün Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın davetiyle Mardin'deydik. Sabancı Vakfı tarafından restore edilen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi'nin açılışı yapıldı.
Mardin için `gündüzü mezarlık, gecesi gerdanlık' derler. Müzeye vardığımız saatlerde güneş batıyordu, Mezopotamya Havzası bir deniz gibi uzanıyordu. İşte bu büyülü atmosferde İstanbul'dan gelen çok sayıda konuğun da katılımıyla açılış yapıldı. Ve Güler Sabancı bence Mardin için söylenebilecek en güzel sözle başladı konuşmasına: "Mardin zamanın durduğu hissi veriyor insana..."
Sabancı Bey'in ruhu bizimle
Müzenin avlusu konuklarla doluydu, Mardinliler ise çoluk çocuk damlardaydı... "Birlikte yaşama güzelliği var bu kentte. Sakıp Bey de böyle biriydi. Bu müze ona yakışır diye düşündük. Türkan Sabancı ve Dilek Sabancı bu projeye sahip çıktı. Umarım Mardinliler ve ziyarete gelenler buraya sahip çıkacak. Burada bütün dini liderler var. Farklı dinlere inananlar, ruhun bedenden ayrıldıktan sonra da yaşadığına inanırlar. Biz bugün Sakıp Sabancı'nın ruhunun yaşadığına ve bizleri yukarıdan izlediğine inanıyoruz" diye devam etti Güler Sabancı konuşmasına.
Restorasyonu 7 milyon liraya mal olan müzedeki eserler çevre müzelerden ödünç alınmış, Mardinliler Eğitim ve Kültür Dayanışma Vakfı (MAREV) da eserler bağışlamış. Mardin'in SİT alanı içerisinde yer alan ve Sultan II. Abdülhamit zamanında süvari kışlası olarak inşa edilen bina, daha sonra askerlik şubesi, vergi dairesi olarak kullanılmış. Mimarisi Serkis Elyas Lole'ye ait 2 katlı bina 3 yılda restore edilmiş. Dilek Sabancı konuşmasında bu müzenin Mardinli çocuklara ilham vermesini ve ileride Mardinlilerin de eserlerinin sergilendiği bir müze olmasını diledi.
Anadolu'ya borç ödüyorlar
Mardinli olan İstanbul Valisi Muammer Güler, "8 çocuklu bir aileden geliyorum. Birlik, beraberlik, kardeşlik, hoşgörü burada var. Türkiye'nin mayası burada var. Bu yere geldim. Bu salt benim maharetimle olmadı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı unvanı bana yeter" diye başladığı konuşmasında Sakıp Sabancı'nın vasiyetinin gerçekleşmiş olmasından duyduğu mutluluğu da konuklarla paylaştı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da Sabancı Ailesi'nin, doğdukları topraklardan edindikleri varlığın kökeninin farkında olan gerçek bir Anadolu ailesi olduğunu ve her vesileyle Anadolu'ya borçlarını fazlasıyla ödemeye çalıştığını anlattı. İnanç turizmini de canlandırmayı amaçladıkları söyledi.
Müzeyi gezen konuklar daha sonra müzenin terasında 3 semavi din ve 6 mezhebin mensuplarından oluşan Antakya Medeniyetler Korosu'nun konserini dinledi.
Mardin ne yazık ki çarpık yapılaşmadan nasibini almış bir kent. Ertuğrul Günay'ın da konuşmasında değindiği noktalardan biri buydu. 2013'e kadar UNESCO'nun Tarihi Kentleri arasına girmeyi amaçlayan Mardin'de umarız bu yapılanlar örnek olur ve belediye çarpık yapılaşmanın önüne geçer, güzelim taş evler çirkinlikler arasında kalmaz.
Alkol yasak sigara yasağı da teğet geçmiş!
* Açılışa, Sakıp Sabancı'ın eşi Türkan Sabancı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakçıoğlu, Fener Rum Patriği Dimitris Bartholomeos, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, Türkiye Ermenileri Patrik Vekili Aram Ateşyan, Oya- Bülent Eczacıbaşı, Halis Komili, Başaran Ulusoy'un da aralarında olduğu çok sayıda konuk da katıldı.
* Müzeye doğru yürürken Mardinlilerle sohbet ettim. Müzenin etkinlikler yapmasını beklediklerini anlattılar. Ne olabilir diye sordum, "Müzik dinletileri, kurslar olabilir" dediler. Bu arada Mardin Valisi kentte alkollü içki içilen yerleri sınırlandırmış. 2-3 yer dışında alkollü içki yok Mardin'de. Süryani şarapları malum çok ünlü. Bu yasak Mardin'e hiç yakışmamış. Bu arada bir gözlemim daha var. Sigara yasağı Mardin'i teğet geçmiş!
HOŞGÖRÜ VE SEVGİ MESAJI VERDİLER
Mardin'deki açılışta dini liderler biraraya geldi. Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Musevi Cemaati Hahambaşı İsak Haleva, Türkiye Ermenileri Patrik Vekili Aram Ateşyan, Süryani Patrik Vekili ve Diyarbakır-Mardin Metropoliti Salibe Özmen açılışta sevgi ve hoşgörü mesajı verdiler.
Elif ERGU/Vatan