Marmara Denizi'nde tsunami tehlikesi! Tam 2 bin bina çökme riskiyle karşı karşıya!
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Bal yaptığı açıklamada olası bir İstanbul depreminde Marmara Denizi'nde tsunamiyi tetikleyebilecek üç büyük çukur olduğunu söyleyerek, 2 bin binanın çökme riski olduğunu kaydetti.
Asrın felaketi şeklinde nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra olası bir İstanbul depreminde etkilenecek iller arasında yer alan Tekirdağ'da, NKÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı'nda Rektör Prof. Dr. Mümin Şahin'in talimatıyla kurulan uzmanlardan oluşan bir ekip şehirde depreme karşı riskli binaları belirleme çalışmaları başlattı.
Konu ile ilgil olarak paylaşılan detaylara göre söz konusu çalışma kapsamında depremden etkilenmesi beklenen Tekirdağ genelinde yaklaşık olarak100 bin yapı stoku taranıp, durumları tespit edildi. Tekirdağ merkezindeki 55 bin binanın 6 bin tanesinin 1998’den sonra yapıldığı belirlendi.
'TEKİRDAĞ'DA 1500-2000 BİNANIN GÖÇMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ'
NKÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Öğretim Görevlisi Ahmet Bal konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 25 sene geçti. Söz konusu bu süreçte çok önemli çalışmalar gerçekleştirildi. Namık Kemal Üniversitesi olarak biz öncelikle Tekirdağ'ımızdaki ilçelerimizle birlikte ciddi tarama yöntemlerini kullanarak binalarımızın taranmasını sağladık ve belli oranda da bunu gerçekleştirdik. Yaklaşık olarak 100 bine yakın yapı stoku taranmış oldu ve bu binalarıla ilgili durumlar tespit edildi. Gerçekleştirilen hızlı taramada tüm Tekirdağ ilçeleri dahil 1500- 2 bin binanın göçmesini öngörüyoruz" ifadelerini kullandı.
'MARMARA DENİZİ'NDE TSUNAMİYİ TETİKLEYECEK 3 BÜYÜK ÇUKUR VAR'
Konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada binaların taranmasının kendileri için yeterli olmadığını dile getiren Ahmet Bal, depremde 2. bir afet olan tsunaminin söz konusu olduğunu söyledi.
Ahmet Bal, Marmara Denizi'nin iç deniz olmasına rağmen 3 büyük çukurun tsunami riskini tetikleyen çukurlar olduğunu kaydederek şunları dile getirdi: “Söz konusu bu 3 çukurun iki tanesi Tekirdağ'da bulunuyor. Bir tanesi Marmaraereğlisi açıklarında yaklaşık olarak 1300 metre derinliğe sahip, diğeri de Kumbağ açıklarında 1160 metre derinliği olan çukurlar. Söz konusu bu çukurların üzerinde çökeller söz konusu.
-Depremin hareketinin tetiklenmesiyle birlikte bu çökeller kayabilir. Eğer bu çökeller kayarsa da biz açıkçası Tekirdağ sahillerinde, örnek vermek gerekirse Marmaraereğlisi ve Süleymanpaşa'ya kadar geçen o hat içerisinde 2 metreye yakın bir dalga yüksekliği bekliyoruz.
-Söz konusu bu dalgaların da minimum 50 metre sahilden içeriye doğru girmesini öngörüyoruz. Özellikle Tekirdağ ili için konuşmam gerekirse depremden sonra bir tsunami beklentisi de bulunuyor.
-Tekirdağ, kıyı şeridi oldukça uzun olan ve önemli miktarda nüfus barındıran bir şehrimiz. Bu nedenle Tekirdağ'da ciddi bir tsunami riski de bulunuyor.
Dr. Ahmet Bal konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada yaklaşık bin metre olan Çınarcık çukurunun 1999 yılındaki 17 Ağustos depreminde Gölcük Değirmendere'de dalga yüksekliğini 4,5 metreye ulaştırdığını dile getirerek, “Çalışmalarımızın odaklandığı nokta olarak da genel vaziyette şu an için tsunamiye odaklanmış durumdayız. Çünkü 1999 yılında meydana gelendepremde denizin yaklaşık 200- 300 metre içerilere kadar girdiğini gördük. Tekirdağ'da da benzer durum oluşabilir" dedi.
'TEKİRDAĞ'DA YAPILAŞMA DENİZ BÖLGESİNDEN UZAKLAŞTIRILMALI'
Açıklamasında Tekirdağ ilinde yapı stoklarının iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Ahmet Bal, “Yalnızca depreme dayanıklı algısı depremle ilgili olmamalı, ayrıca tsunami ilgili de depreme dirençli binalar yapmalıyız. Sahil bölgesinde özellikle denize çok yakın yapılaşmalar var, Tekirdağ ilinde. Söz konusu bu yapılaşmalar aynı zamanda eskiden yapıldığı için de malzeme kaliteleri düşük olduğu için de şu an için ciddi risk barındırmakta. Öncelikle tsunami ile ilgili sismolog ve jeofizikçi hocalarımızın belirlemiş olduğu bazı bölgeler var. Tekirdağ ilinde de bu alanlar belli. Eğer Marmara Denizi için konuşursak Tekirdağ burada en önemli noktada yer alıyor. Bizim şu anda inşaat mühendisleri olarak öncelikle buradaki sahile yakın alanları taramamız gerekiyor ve bunların yalnızca deprem direnci değil, aynı zamanda tsunamiye karşı dirençli olacak duruma getirilmeleri gerekli. Yapılaşmanın kesinlikle deniz bölgesinden biraz uzaklaştırılması, geriye çekilmesi gerekli. Aslında kıyı kanununun uygulanması gerekli” ifadelerini kullandı.
Mağdur ev sahibi isyan etti: El insaf! Ne sözleşme ne de mahkeme çözüm olmuyor!
