Ticari

Mehmet Ali Aydınlar, yurt dışında hastane açacak!

Mehmet Ali Aydınlar'ın hedefinde Acıbadem Sigorta'yı bir numara yapıp yurtdışında hastaneler açmak var

Mehmet Ali Aydınlar, "sadece A segmentinde SGK ile de anlaşmadan büyümek zor diyenlere inat bu alanda devam etmeye kararlı. Hedefinde Acıbadem Sigorta'yı bir numara yapıp yurtdışında hastaneler açmak var.

EHMET ALİ AYDINlar'ın bir hastaneden çok beş yıldızlı oteli andıran Acıbadem Maslak'taki ofisi neredeyse çırılçıplak. Masasının üzerinde duran dizüstü bilgisayar dışında kişisel hiçbir eşyası yok. Geçen yıl hizmete açtığı bu hastane için 115 milyon dolar yatırım yaptı;"her şeyin en iyisini severim" mortosunun sonucu olarak. Hiçbir zaman para kazanmak için iş yapmadığını önceliğinin en iyisini yapmak olduğunu ve işinden zevk aldığını söylüyor: "Ha, para da kazandım ama en başından sadece bunu planlayarak çalışmadım."

Acıbadem Sağlık Grubu (ASG) geçen yıl 240 milyon dolar yatırım yaptı.

Aydınlar ile görüştüğümüz sırada açılmak üzere olan İstanbul Fulya ve bu ay hizmete girmesi planlanan Eskişehir ile birlikte hastane sayıları 11'e ulaşacak. Bodrum'da da 15 ila 20 milyon dolar yatırım yapacakları 22 bin metrekarelik bir hastanenin inşaatı devam ediyor. Yatırımlarının sonucunu hızlı alıyorlar. 2009'da Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Karları (FAVÖK) bir önceki yıla göre yüzde 24 artarken ciroları da yüzde 30 artarak 559 milyon liraya ulaştı.

Mehmet Ali Aydınlar iddialı bir işadamı. İddiasını, doğasından gelen bir özellikmiş gibi rahat taşıyor üzerinde. Acıbadem'in, alanında yani "A segmentinde rakipsiz olduğunu" söylerken basit bir gerçeği dile getiriyor sadece. Hızlı büyüyen rakiplerinden her söz açıldığında, "Ama rakibimiz sayılmazlar ki onlar" diyor ve ekliyor: "Biz A grubu hastanecilik yapıyoruz. Yanlış anlaşılmasın 'onlar kötüdür' demiyorum sadece hedef kitlelerimiz farklı." Acıbadem hastaneleri sadece kalp ve kanser hastalıklarının tedavisinde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı. Diğer alanlarda özel sağlık sigortası bulunan ya da tedavi masraflarını kendisi karşılayanlara hizmet veriyor. Ama A segmentinde yalnız değil. Amerikan Hastanesi, Çamlıca'daki Alman Hastanesi, Anadolu Sağlık Grubu gibi rakipleri var. Ancak sadece bu alanda zincirleşen başka bir rakipleri bulunmuyor.

Ama mart ayında yaptıkları bir satın alma, şimdiye kadar izledikleri bu stratejinin dışına çıkabileceklerinin işaretini verdi. Bursa'da 21 branşta faaliyet gösteren ve 10 yataklı B grubu bir hastane olan Konur Tıp Merkezi'nin yüzde 50'sini satın aldılar. Akla şu soru geliyor: A grubunda büyüyebileceği kadar büyüyen Acıbadem bundan sonra yatırımlarına B grubu hastanelerle mi devam edecek? Abraaj Capital bundan üç yıl önce ASG'ye yatırım yaptığında şirketin piyasa değeri 750 milyon dolar civarındaydı. 21 Haziran itibariyle piyasa değerleri 792 milyon dolar. Acıbadem bundan daha fazla büyümek için B segmentini bir çıkış olarak görüyor olabilir. Özel sağlık kuruluşlarından birinin, ismini vermek istemeyen üst düzey yöneticisi bu düşünceleri dile getiriyor.
Acıbadem'in değeri ile ilgili görüşler matematiksel olarak doğru gibi görünse de tam olarak gerçeği yansıtmıyor. Abraaj yatırım yaptığında 700 yatak kapasiteli altı hastanesi bulunan Acıbadem, geçen zamanda beş hastane yatırımı daha yaptı. Aydınlar başka bir noktaya daha dikkat çekiyor: "Halka açıklık oranımız çok düşük, yüzde 2'ler seviyesinde. Hisselerimiz çok az işlem görüvor. Acıbadem'in değeri borsa değerinden çok da ha yüksek."

Acıbadem'in global kriz döneminde Abraaj'ın en iyi performans gösteren yatırımlarından biri olduğunu da söylüyor.
Ancak B grubuna merak sardıkları bir gerçek. Görünüşe bakılırsa Bursa'daki satın alma da bunu doğrular nitelikte. Hatta sektörde Acıbadem'in B grubu hastane yatırımlarım devam ettireceği söylentileri var. Türkiye'de büyük şehirler dışında, büyük yatırımlar yaparak kurulan A sınıfı hastanelerin, SGK anlaşması olmadan para kazanmasının zor olduğu daima dillendirilen bir tespit. İstanbul'da ayakta tedavi gören hastaların yüzde 25'i, özel sağlık sigortasından yararlanıyor. Aynı oran Türkiye geneli için yüzde 10. Yani İstanbul dışında tablo biraz daha farklı.
Mehmet Ali Aydınlar ise tabloya başka türlü bakıyor. Türkiye'de özel sağlık sigortalı sayısı ve hangi illere dağıldığı ile de çok ilgilenmiyor gibi. İyi ve kaliteli hizmet arzının zaten bu sayıyı artıracağını düşünüyor. "Nitelikli, iyi özel hasta-nelerin olmadığı yerde özel sağlık sigortaları gelişmiyor. İnsanların hizmet alacağı bir yer olması lazım ki sigorta satın alsın" diyor. Adana ve Kayseri gibi Acıbadem'in yeni hastane açtığı illeri örnek veriyor ve insanların kendilerinden hizmet almak için sigortalı olduklarını savunuyor.

Ayrıca A segmentinde daha gidilebilecek çok yol var ona göre. Bu görüşünü destekleyen veriler de var. Türkiye'de kişi başına düşen sağlık harcamalarının GSYH'ye oranı her yıl atıyor (Dünya Bankası rakamlarına göre 2000'de yüzde 6,3 olan oran 2007'de yüzde 7,8'e ulaştı). Acıbadem bu artıştan pay almak konusunda son derece iddialı ve uzun lafın kısası Aydınlar A kaliteden vazgeçmiş değil. Zaten açıkça "Şu anda B segmentindeki hastanelerle ilgilenmiyoruz" diyor. İyi ama o zaman neden Konur Tıp Merkezi'ni aldı? "Doğrusu bunu denemek istiyoruz" diyor, "Küçük bir yatırımla, 'B grubunda işler nasıl oluyor' bir görelim diye bu işe adım attık. Memnun kalırsak devamı gelir." Biraz da hedef kitleleri olmayan yüzde 85 ila 90'lık kesimde oyunun nasıl oynandığını görmek istediklerinden söz ediyor laf arasında.

Bu küçük deneme bir yana birinci yatırım önceliklerini Ankara, İzmir ve belki de Antalya olarak belirlemiş durumdalar. Bu illerde satın alma ya da sıfırdan yatırım yapacaklar. Acıbadem yöneticilerinin bu sıralar gözlerini Moskova, Dubai ve Mısır'a diktiği de söylentiler arasında. Aydınlar, ülke ismi vermekten kaçmıyor ama yurtdışmı yoğun bir şekilde incelediklerini söylüyor. Öyle ki bu "inceleme" önemli bir zamanlarını almaya başladığı için Acıbadem Sigorta'nm genel müdürü Ömer Karahan, mayıs ayında ASG'ye yurtdışı yatırımlardan sorumlu yönetim kurulu başkan danışmanı olarak atandı.

Karahan'ın çalışmaları devam ediyor ve yatırımlar netleşmiş değil. Şirketin 283 milyon dolar civarında fmansal borcu bulunuyor. Ancak Aydmlar'ın kaynak sıkıntısı gibi bir endişesi yok. "İlave borçlanma kapasitemiz bulunuyor. Ayrıca özkaynaklarımız da var" diyor.
Finansal sonuçlar, bu sözleri destekler görünüyor. 2009'un ilk çeyreğinde 33 milyon lira zarar açıklanmıştı. Bu yıl aynı dönemde net karları 17 milyon lira oldu.Vergi Amortisman Faiz Öncesi Karları (VAFÖK) da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 89'luk bir artış gösterdi ve 41 milyon liraya ulaştı. Tekstil Menkul Değerler direktör yardımcısı Erdem Kaylı bu performansta 2009'un ilk çeyreğine göre daha istikrarlı bir dolar kurunun yanı sıra yeni faaliyete giren hastanelerin olgunluğa ulaşmasının etkisi olduğunu düşünüyor. Özellikle de Maslak Hastanesi'nin. Burası daha faaliyete geçtiği ilk yılda toplam satışların yüzde 17'sini gerçekleştirerek Acıbadem'in en çok gelir yaratan hastanesi oldu (Daha önce şirketin en büyük gelir yaratan hastanesi olan Kadıköy aynı dönemde toplam satışlardan yüzde 14 pay aldı). Kaylı'ya göre Acıbadem bu performansını bu yıl da devam ettirebilir. Zira Eskişehir ve İstanbul Fulya'daki hastaneler devreye girecek ve 184 bin metrekarelik kapalı alan 226 bin metre kareye ulaşacak. Karlı, "Böylece şirket gelirlerinin yüzde 25, VAFÖK rakamının yüzde 48 oranında artması beklenebilir" diyor.

Karlı'mn analizinde yer almayan ancak Aydınlar'ın Acıbadem'e büyük bir katkısı olacağını düşündüğü başka gelişmeler de var. Acıbadem giderek artan sayıda yabancı hasta çekiyor. Ayda lOO'e yakın yabancı hastaya kalp ameliyatı yapılıyor. Hastalar ağırlıklı olarak Ortadoğu, Türki cumhuriyetler, Balkanlar ve Avrupa'dan geliyor. Acıbadem Adana'ya Kıbrıs ve Suriye'nin yanı sıra şimdiye kadar pek hasta gelmeyen Libya'dan da ilgi var. Aydınlar'ın tahmini, geçen yıl yabancı hastalardan elde ettikleri 10 milyon dolar civarındaki gelirin bu yıl 30 milyon doları geçeceği yönünde.

Ancak asıl büyük sıçrama, ABD'den hasta gelmeye başlamasıyla yaşanacak. Aydınlar'ın başkanlığını yaptığı ve 11 üyesi bulunan Akredite Hastaneler Derneği (AHD) son bir yıldır hasta çekmek için ABD'de girişimlerde bulunuyor. Şu anda ağırlıklı olarak Singapur, Hindistan ve Tayland'a giden Amerikalılar için fi-yat olarak Hindistan kadar cazip olmasa da daha yakın bir alternatif güzergah olacak Türkiye. Aydınlar, "Bir milyonun üzerinde Amerikalı hasta gelebilir" derken mutlu görünüyor. Hasta dosyaları gelmeye başlamış. Türkiye'nin cazibesini artırmak için THY ile de bir anlaşma yapılmış ABD'den gelecek hastaların bir yakınına yüzde 25 indirim yapılıyor.

AHD kurucu üyesi ve İzmir Kent Hastanesi Genel Müdürü Ruşen Yıldırım, 2010 yılı sonuna kadar ABD'den 500 kadar hasta gelmesini bekledikferini söylüyor ve ekliyor: "2011'den itibaren de düzenli olarak hasta gelmesi planlanıyor." Yıldırım, Amerikalı hastaların tedavi amaçlı yurtdışı ziyaretleri en az 10 bin dolar seviyelerinde olduğunu söylüyor. Bundan daha azı için ilave masrafları göze alıp yollara düşmeleri fiyat avantajını ortadan kaldırıyor. Yıldırım, karaciğer nakli operasyonları gibi büyük ve kompleks ameliyatlarda bu rakamın 100 bin dolara kadar çıkabildiğini söylüyor.

Amerikan akreditasyon kuruluşu Jo-int Commission International tarafından akredite edilmiş hastanelerin Türkiye'deki toplam yatak sayısı, beş bin civarında. Aydmlar'a göre ABD'den hasta gelmeye başladığında bu sayı yetersiz bile kalabilir.
Bu alandaki gelişmeler, SGK ile anlaşması bulunmadığı için sınırlı bir kesime hizmet veren Acıbadem için önemli bir fırsat. Ama bu arada pazarlarını büyütmek üzere Türkiye'de özel sağlık sigortası alanında da çalışmaya devam ediyorlar. Acıbadem Sigorta'nın 175 bin sigortalısı bulunuyor. Aydınlar, bu alanda ilk beş firma arasında yer aldıklarını ve bu şirkeüer arasında çok büyük Pazar payı farkları olmadığını söylüyor. Hedefleri büyük: "Üç yıl içinde sağlık sigortası alanında bir numara olmak." Doğrusu bu çok iddialı bir hedef gibi duruyor. 2010'un ilk dört ayı verilerine göre Acıbadem yüzde 8,57'lik pazar payı ile beşinci sırada yer alıyor. Dördüncü sıradaki Ak Sigorta'nın pazar payı yüzde 10,9. Allianz ise yüzde 17,2'lik pazar payı ile sektörün lideri. Acıbadem'in lider olmak için üç yıl içinde pazar payını iki katına çıkarması gerekiyor üstelik güçlü rakiplerine rağmen...

Acıbadem Sigorta'nın primleri de rakiplerinden daha yüksek. Bu yüzden mart ayında yüzde 87 olan yenilenme oranları, nisan ayında yüzde 67'ye geriledi. Ancak "pahalılık göreceli bir kavram" diyor Aydınlar, "Kıyaslama yapmak için aynı hizmeti veriyor olmanız gerek." Yine de Ergo Sigorta'dan transfer ettikleri yeni genel müdür Gökhan Gürcan'ın ilk hamlesi yenileme fiyatlarını rakipleri seviyesine çekmek oldu. Acıbadem Sigorta'nın ödediği teminatın büyük bir bölümü de ASG'nin kasasına giriyor. Bu da sigorta şirketi ile ASG arasında başarılı bir ilişki kurulduğunun, yani hedefin tutturulduğunun bir göstergesi.

Aydınlar'ın tüm hevesi oyunun nasıl oynandığını iyi bildiği A segmentine yönelik. B segmentine geçerken öyle bir uğramış gibi bakıyor.
Forbes