Sektörel

Mehmet Emin Kocaaliler: Yeni yapılan oteller ileride hastaneye dönüşebilir!

Plansız hayata geçirilen otellerin bir kısmının hastaneye dönüşmek durumunda kalabileceğini belirten Hilton Garden Inn Genel Müdürü Mehmet Emin Kocaaliler, "Paranın kolay geleceği zannediliyor, turizmin böyle bir gerçeği yok" dedi.

Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn'ün yeni Genel Müdürü Mehmet Emin Kocaaliler ile İstanbul turizmini, konaklama sektöründeki büyümeyi ve oteldeki projelerini konuştuk. Amplio Yatırım'ın bünyesinde yer alan otelin 220 oda kapasiteli olduğunu ve odaların yarısının Haliç manzarasına sahip olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Hilton Garden Inn Genel Müdürü Mehmet Emin Kocaaliler, "1 Ocak 2015 itibariyle görevime başladım; yeni firmam Amplio ve Hilton management ile tanıştım. Haliç'e uluslararası zincir olan Mövenpick'in gelmesi; yine marka otel Lazzoni'nin bölgede yer alması ve dünyadaki kongre ve sempozyumların odağı haline gelen Haliç Kongre Merkezi'nin burada bulunması bizim otelimizin ne kadar doğru yerde olduğunu gösteriyor. Yatırımcımız Alaeddin Babaoğlu'nun yaptığı fizibilite çalışmaları ve bölgenin tarihsel değeri ile Haliç'te bir otel fikrinin önemi ortaya çıktı. Otelimizin İstanbul'a ciddi bir katkı sağladığını düşünüyoruz. Koç Müzesi otelimize 800 metre, yine Sabancı ailesinin açacağı müze ise 600 metre uzaklıkta. Haliç'e 250 dönümlük alanda yat limanı, 2 tane 5 yıldızlı otel, avm ve otoparkların inşa edileceği bir proje planlanıyor. Zaten bir cazibesi olan Haliç önümüzdeki dönemde İstanbul'un parlayan yıldızı olacak" dedi. 


2015 DOLULUK HEDEFİ YÜZDE 75 

2014 yılını yüzde 64 doluluk ile kapadıklarını ifade eden Kocaaliler, "2015 yılı içerisinde yüzde 7-8 civarında bir büyüme bekliyoruz. Bu büyüme beklentimiz bölgenin kongre potansiyeline dönük araştırmalarımız sonucu elde ettiğimiz bir rakam. Eğer Türkiye turizminde büyük bir sıkıntı olmaz ise 2015 yılı doluluklarımızın yüzde 75 civarı olacağını öngörüyoruz" diye konuştu. 

Haliç'i bir kongre vadisi olarak gördüklerini ifade eden Mehmet Emin Kocaaliler şunları söyledi: "Otelimize olan kongre ve toplantı taleplerini artıracağız. Mevcutta 6 tane toplantı salonumuz ve 300 kapasitemiz var. Biz bunu 500 kişilik kapasiteye çıkarmak için çalışıyoruz. İkinci çeyrekte otelin arka bölüme yapacağımız inşaatla beraber toplantı salonları ve spa alanını 2015 yılında otelimize kazandıracağız. 

İlk yeşil sertifikalı oteliz. Tabii biz sadece kongre dönemleri dolan bir otel olmak istemiyoruz. Şirketler bazında, incentive açısından öne çıkan bir otel olmak istiyoruz. Şimdiye kadar gruplara hitap eden otelimiz renovasyonla beraber artık kurumsal firmaların birçok etkinliklerine evsahipliği yapacak otel haline gelecek. 

Kamu yararına birçok organizasyon da yapacağız. Yani kısa sürede adını söz ettiren bir otel olacağız." 


"FİYATLAR MALİYETLERİN ALTINDA'' 

İstanbul'un özellikle Bomonti ve Şişli bölgelerinin yüksek yatak kapasitesine ulaştığını belirten Kocaaliler, "Yatak kapasitesi İstanbul'da yeterince artış gösterdi. Arzdaki bu artış rekabette sıkıntı yaratacak noktaya geldi. Önemli lokasyonlarda fiyatlar beklentinin altında kalıyor. Eskiden talep çoktu ama arz yoktu ancak şimdi yeterince arz var. Bu defa talep beklentisi oluştu. Fakat bunun ortasını bulmamız lazım. Pasta bölünüyor ve fiyatlar otel maliyetlerinin altında kalıyor. Herhangi bir sektörden işadamı turizme yatırım yapabiliyor. Ne oluyor? Sanayici turizmci olunca paranın kolay geleceğini zannediyor. Turizmin böyle bir gerçeği yok. Makro ve mikro ekonomilerde buna çözüm üretecek bir sistem henüz bulunabilmiş değil" diye konuştu. Mehmet Emin Kocaaliler şunların altını çizdi: 


EKONOMİDEKİ İSTİKRAR TURİZME YANSIDI

"Özetle İstanbul'da inanılmaz bir arz var ancak bu arzı karşılayacak talep yok. Uluslararası zincirler 2003 ve 2004 yılına kadar parmakla sayılır haldeydi ama şimdi İstanbul'a bakıyoruz 42 tane marka otel ve 11 tane Hiiton markalı otel var. Eskiden bunlar iki elin parmaklarını geçmiyordu. Yatırımlar ekonomik istikrarı olan ülkelere gelir. Dünyadaki en büyük güç ekonomi gücüdür. Ekonomimiz istikrarlı olduğu için turizmde yabancı yatırımcılar ülkemize gelmek istiyor. Mandarin Oriental gibi bir marka Avrupa'daki ilk resort otelini Türkiye'de açıyor. Bu Türkiye'nin ekonomik başarısıdır. Her yatırımcı elinde avucunda sermaye gördüğü an hizmet sektöründe yatırım yapmak istiyor. Çünkü hizmet sektörü prestij sektörüdür. Sanayici bir iş adamı prestij amaçlı otel açması gerektiğini düşünüyor. Böyle olunca sektörün bilinçli üreticilerden oluşmadığını görüyoruz. Yarın Türkiye ve İstanbul turizmi önemli bir sorun yaşarsa emin olun bu yeni yapılan fizibilitesi yetersiz olan otellerin bir kısmı ileride hastaneye dönüşebilir. Bunu çok net söylüyorum, birçoğu hastaneye dönüşecektir. 


Gazete 2000