Genel

Mehmet Okay: Nasıl kentsel dönüşüm yapacağız

Öncelikle konuya Bir kentte kentsel dönüşüm niye gerekiyor diye sorarak başlamak laz ım, sorunun kayna ğında yatan en önemli nokta bu olup, buradan bakmak gerek bizce¦

Öncelikle konuya Bir kentte kentsel dönüşüm niye gerekiyor diye sorarak başlamak laz ım, sorunun kayna ğında yatan en önemli nokta bu olup, buradan bakmak gerek bizce¦

çünkü bizdeki şehirleşme yada köylü toplumdan kentli topluma dönüşme, 30 bilemediniz 40 y ıl öncesine gidiyor yani şehirlerimiz daha çok genç ve yeni kurulmuş   ¦ Bu kadar kısa sürede nasıl bu hale getirdik

çok değil 30-40 yıl önce okullarımızda coğrafik yapılarına göre bölgeleri öğrenirken,   ˜geçim kaynağı; Tarım ve hayvancılık! " diye öğrendiğimiz bir çok bölgede acaba bu gün   hangisinde geçim kaynağı tarım ve hayvancılık diye kalmış veya o günkü nüfuslarının genel nüfusa göre oranları ne olmuş yada sanayi alanlarının nasıl dengesiz geliştiğini izlersek, üstüne bir de terör olaylarının yarattığı büyük göçü anlarsak teşhisi doğru   koyup en azından bundan sonrası için doğru adımlar atarız.

Konu öncelikle devle tin arazilerinin işgal edilmesi (Önceleri şehrin kıyısında görünmesine karşılık maalesef bu gün çoğu şehrin merkezinde!), son ra oralara gecekondu yapılması, daha sonra bu evlere tapu verilmesi en sonunda ise imar değişiklikleri ile emsal artırılması sonucunda müthiş bir rant yaratılması!   Sonuç ortada ¦

Altyapı hazır olmamasına karşılık bu yerlerin satılması veya kat karşılığı verilmesi ile     yoğun ve sağlıksız bir yapılaşma meydana gelmiş ve bu gün kentsel dönüşüm diye bir   olgu gündeme gelmiş!

Belediye başkanlarımız da canla başla buralara hizmet götü rmeye sorunlarını çözmeye   çalışıyor, daha öncekiler gibi oy uğruna bu işgale göz yummayanlar tabiÜ® ki¦
Aslında deyim bile çok komik değil mi! Bir kere mantığa aykırı   œKentsel dönüşüm   ¦
Beyler kent dediğiniz yerlerde nasıl kentsel dönüşüm yapacağız!
Öncelikle bu gidişata bir dur denilmesi lazım ki hem sağlıklı ve planlı bir şehir gelişsin hem de   yaratılan fiili durum (Daha doğrusu gasp) neticesi oluşan müt hiş rant dolayısı ile de haksız kazancın önü kesilsin.   Milyonlarca insan hayatlarının en büyük ideali ve de yatırımı olarak   bizlerden bin bir fedakarlık ile ev alırken, bu yola başvuranlar ise bundan sonra bırakın rant sağlayarak ödüllendirilmeyi çok büyük bir şekilde cezalandırılacaklarını bilmeleri gerek diye   düşünüyoruz.
Bu arada bu pervasız şehir eşkiyaları o kadar cesur hale gelmişlerdir ki sanmayın sadece   kamunun yerlerini   œGasp etmi şler özel mülkiyetteki yerleri bile işgal etmeye başlam ışlard ır
başına gelenler bilir, biz çok gördük mesela¦

Sözü fazla uzatmadan sonuca gelirsek, bu güne kadar sektörümüzdeki oyuncular tarafından konu çeşitli açılardan ele alındı, konuya birde yukarıda bahsettiğimiz açıdan bakarsak   kısaca;   Tarım,   hayvancılık,   terör ve dengeli sanayileşme konularını çözersek büyük göçü önler,   hatta biraz   daha ileri giderek kentten   köye dönüşü teşvik edersek!
Daha doğru ve çabuk sonuca ulaşır en azından bundan sonrasını kurtarırız diye düşünüyoruz.

Fiili durum ile ilgili çözüm önerimiz ise kesinlikle eski binalar ın yıkılıp yerine tarihi dokuyu bozmadan   deprem dayanıklı konutlar üretilmesi   ki bu kesinlikle emsal artışı verilmeden gerçekleştirilmeli,   hele ki   altyapı yetersizliklerinden her gün şikayet ettiğimiz merkez   bölgelerde asla izin verilmemeli.

Bu arada ekonomik değer yaratma için de emsal artışını, şehir dışında yeni gelişen, doğru planlanmış alt yapısı tamamlanmış veya tamamlanacak olan   bölgelerde kullanarak ka ydırmak gerekir, bu arada hızla geniş bir raylı toplu taşıma ağının kurulması   gerekir, tabiÜ® ki bu bölgelere tüm şehir fonksiyonlarını (Okul,   hastane,   kültür-ticaret merkezleri , sanayi alanları vb.) toplayarak dört dörtlük yeni yaşam alanları geliştirilmeli¦
Örnek mi Batıda çatalca-çorlu bölgesi,   doğuda üçüncü köprü çevre yolu uzantıları (Kurtköy-Sancaktepe   arası),   güneyde İzmir çevre yolu uzantıları   (Yalova-İnegöl arası), kuzeyde pek yer yok oraları tek kalan ormanlık alanlarımız sanıyoruz!

En son olarak yaşanılabilir bir şehir için aman yeşili unutmayalım . Zaten az o lan ormanları da yok etmeyelim. Rant uğruna geleceğimizi yok etmeyelim , çevreye saygılı olalım,   hatta yapılacak konutlarda yaşayacak insan   sayısı kadar ağaç dikme zorunluluğu getirelim.  

Kızılderili atasözlerinde ne diyordu  
œSon ırmak kuruduğunda,   son ağaç yok olduğunda,   son balık öldüğü nde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!  
œYeryüzüne   iyi muamele et! O babanın malı değil,   onu çocuklarınızdan ödünç aldınız! 
Sorunsuz, yeşil kentler için hep beraber el ele diyoruz.
Mehmet Okay