Mehmet Okay'dan gülümseten seçim hikayeleri!
Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay EQ’nun Haziran-Temmuz 2019 sayısındaki "Seçim ve geçim" başlıklı yazısında, "Ne olursa olsun kazanan Cumhuriyet olsun, Demokrasi olsun, Türkiye olsun." dedi...
Bu ülkede hiçbir zaman gündemden düşmeyen iki konu hep vardı; hep olmaya devam edecek…
Yatırımcı olarak bizler de her ortamda, bu güzel ülke ve de gelecek nesiller adına kısa, orta ve uzun vadeli öngörülerde bulunarak ve her türlü olasılığı hesaplayıp, değişik projeksiyonlar yaparak inandığımız, güvendiğimiz özel projelerimize devam ediyoruz ki dergimiz içinde bu projelerimizdeki son durumlar hakkında bilgi alabilirsiniz.
Atamızın kurduğu Cumhuriyet tarihi boyunca, Demokrasi adına neler yaşadık neler, dünya harikası bu coğrafyada ayakta ve dimdik kalabilmek adına çok bedel ödenmiş ve ödenmeye devam ediyor…
Bu güzel ülkede, bu güzel ülke mozaiğini bozmadan herkese eşit hak, hukuk, adalet sağlamak ve de iyi ekonomik koşullarda refah içinde yaşam vadederek ne liderler, ne partiler, ne iddialarla, ne seçimlere girmişler…
Süper güçlerle mücadele edip güçlü bir devlet olmak hep amaç olmuş. Ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı korumak adına büyük mücadeleler verilmiş. Neticede hepsi bu ülke adına bir şeyler vadetmiş. Bir kısmını gerçekleştirip, bir kısmını gerçekleştiremeseler de yine de Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Demokrasi! diyoruz.
Bu gergin ortamda eski siyasileri anarak birkaç anekdot paylaşarak sizleri biraz da olsa gülümsetmek istiyoruz.
Malum, ‘80 öncesinin yine ateşli kargaşalı günlerinin yaşandığı seçim ortamında en nüktedan liderlerden rahmetli Süleyman Demirel ile arkadaşları konuşuyormuş, nasıl olacak bu ortam sakinleşecek, herkes birbiriyle kardeşçe yaşayacak vs. diye…
Demirel de yine hazır cevap bir şekilde anlatmaya başlamış: Uyanık profesörün biri bir aslanla bir kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiş. “Yapamazsın mümkün değil,” demişler… “Deneyeyim de görün,” demiş profesör ve deneme başlamış…
İtiraz edenler bir hafta sonra gelip bakmışlar ki aslanla kuzu aynı kafeste! “Bunu nasıl yaptın?” diye şaşkınlıkla profesöre sormuşlar…
O da cevap vermiş: “Çok basit, her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz.”
Yine Rahmetli Demirel’den; yine seçim ortamı… Arkadaşlarıyla bu sefer de kazanır mıyız tartışmaları yapılırken konuya espriyle yaklaşmış…
Eski sadrazam, görevi yeni sadrazama devrederken üç adet kapalı zarf vermiş… “Başın sıkışırsa birinci zarfı, biraz daha sıkışırsa ikinci zarfı, çok daha sıkışırsa üçüncü zarfı aç ve yazılanları uygula!”
Yeni gelen sadrazam bir süre uğraşmış didinmiş işleri yoluna koyamayınca eski sadrazamın verdiği zarflar aklına gelmiş ve birinci zarfı açmış… “Senden öncekileri kötüle!” yazıyormuş. Başlamış kötülemeye.
Bir süre sonra bakmış işler yine kötü gidiyor, ikinci zarfı açmış… “Etrafındakileri kötüle!” yazıyormuş bu sefer. O da öyle yapmış. Bakmış işler yine berbat gidiyor… Bu sefer son çare diyerek üçüncü zarfı açmış… Bu sefer zarftan çıkan pusulada yazan: “Sen de üç zarf hazırla!”
Erdal İnönü de çok zeki ve esprili, kısa da olsa siyaset tarihine renk katanlardandı hatta… Kendisine sormuşlar, “Bunca yıldan sonra niye siyasete girdin?”
“Bir ülke nasıl kötü yönetilebilir örnek olsun diye,” espriyle cevap vermiş…
Osman Bölükbaşı da kurt siyasetçilerden. Bir gün İsmet İnönü, oğlu Erdal İnönü ve Osman Bölükbaşı beraber Anadolu’da pırpır uçakla alçaktan uçuyorlarmış. Aşağıda da köylüler sıcak havada tarlada çalışıyorlarmış. Küçük Erdal sormuş, “Baba bu insanlar ne yapıyorlar?” diye.
Babası da, “Ekiyorlar, biçiyorlar, sonra ürünlerini bizlere satıyorlar,” diye cevap vermiş.
Bunun üzerine Erdal da babasından bozuk para istemiş. Babası, “Bozuk param yok,” demiş. Osman Bölükbaşı atılmış, “Bende var ama ne yapacaksın?” diye sormuş. Erdal da, “Sevinsinler diye köylülere atacağım,” demiş.
Bölükbaşı da taşı gediğine koymak için iyi bir fırsat yakalamıştır… “Evladım üç beş kuruş atıp sadece aşağıdaki köylüleri sevindireceğine, babanı uçaktan atalım da bütün millet sevinsin.”
İsmet İnönü kıs kıs gülerek camdan aşağı bakmaya devam etmiş…
Daha niceleri var ama fazla yerimiz yok… Hepsinin ruhu şad olsun, ülkemizin hayrı için mücadele eden, emeği geçen tüm siyasetçileri rahmetle anarken, hayırlı uğurlu nice seçimlere diyoruz…
Barış içinde, huzur içinde, refah içinde bir dünya için…
Ne olursa olsun kazanan Cumhuriyet olsun, Demokrasi olsun, Türkiye olsun.
Mehmet Okay: Yılmadan mücadeleye devam!