Kentsel Dönüşüm

Mehmet Özhaseki: Tüm riskli yapılar elden geçirilecek!

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Şehircilikte Yeni Vizyon" açılışında konuştu. Özhaseki, ''Tüm riskli yapıları elden geçirmek istiyoruz'' dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Türkiye'nin yeni şehirleşme vizyonunun gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde katılımcı bir şekilde belirlenmesi amacıyla düzenlenen "Şehircilik Şurası", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde başladı. 


Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, ana teması "Şehircilikte Yeni Vizyon" olan şuranın açılışında yaptığı konuşmada, şehir ve insanın birbirinin aynası olduğunu söyledi.


Şehirlerin yeni ideallere kapı aralamasını, bu idealleri gerçekleştirebilme kabiliyetini yeni nesillere sunmasını istediklerini dile getiren Özhaseki, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak 2023 vizyonumuza ve 2071 tasavvurumuza uygun şehircilik politikaları belirlemek, sorunlara çözüm üretmek için Şehircilik Şurası’nı toplamaya karar verdik." diye konuştu.


Özhaseki, 3 ay sürecek şuranın 4 konu başlığının, "Şehirlerimizde Kimlik, Planlama ve Tasarım", "Kentsel Dönüşüm, "Şehirleşme, Göç ve Uyum, " Şehirleşmenin Yeni Vizyonunda Yerel Yönetimlerin Rolü" olduğunu belirterek şura komisyonlarının bilim insanları, bakanlıklar, belediyeler ve kamu kuruluşlarından uzmanlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile meslek örgütlerinin mensuplarından oluştuğunu aktardı.


"Şuradan çıkacak sonuçlar, mevzuata doğrudan veya dolaylı katkı sağlayacak, Türkiye’nin şehircilik politikasına yansıyacaktır." diyen Özhaseki, vakitlerini şura için ayıran tüm katılımcılara teşekkür etti.


"Hızla şehirlerimizi depreme hazırlamamız gerekiyor"

Kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin detayları da paylaşan Özhaseki, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını, depremde en çok riski sağlıksız yapıların oluşturduğunu söyledi. 


Türkiye'de ortalama 20 milyon yapı stoğunun bulunduğuna işaret eden Özhaseki, 1999 yönetmeliğinden sonra yapılan 5 milyon yapının nispeten sağlam olduğunu, öncesinde yapılan yapıların sağlam olmadığını ifade etti.


Özhaseki, 2012'de kentsel dönüşüm yasaları çıkartıldığını, birçok yerde çalışmalar başlatıldığını belirterek, "Bugün gelinen noktada dönüşüme uğrayan bina sayısının ancak 960 bin olduğunu söylüyoruz. İlgili insan sayısı ise 3,5 milyon kişiden ibaret. Takdir edersiniz ki bunu yeterli göremeyiz. Bir an önce bizim şehirlerimizi depreme hazırlamamız gerekiyor. Bu kapsamda hazırlanmış birçok projeyi de yerinde takip edip gerekirse çözüm ortağı olarak elimizi taşın altına koyuyoruz. Gaziosmanpaşa gibi, Karabağlar gibi, Fikirtepe gibi." şeklinde konuştu.


Fikirtepe'de ilk temel 5 Şubat'ta atılacak

Fikirtepe'de 5 Şubat'ta ilk temelin atılacağını, yıllardır kangren haline gelmiş 10 bine yakın vatandaşın sorunlarının çözüleceğini belirten Özhaseki, "Şura sonrası alacağımız kararlarla, çıkaracağımız yasalarla tüm Türkiye genelinde adeta bir seferberlik başlatarak tüm riskli yapıları elden geçirip deprem gelmeden hazır olmak istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu. 




AA


Haber Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan şöyle servis edildi


Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca düzenlenen "Şehircilik Şurası" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başladı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehircilikte Yeni Vizyon" temasıyla düzenlenen şuranın ülke, millet ve özellikle de şehirler için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, açılış programının ardından yaklaşık 3 ay boyunca 4 komisyon halinde çalışmalarını yürütecek olan şuraya katkı verecek herkese şükranlarını sundu.


Erdoğan, şuranın, bilim insanlarından ilgili kurumların uzmanlarına, sivil toplum kuruluşlarından meslek örgütlerinin temsilcilerine kadar geniş bir katılımla çalışacağını söyledi.


Şehirlerin meselelerinin ve bunların çözüm yollarının enine boyuna tartışılacağı şuranın, bu alanda bir dönüm noktası olacağına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumdan uzak, tek başına yaşamanın insan fıtratına aykırı olduğunu, şehirlerin de işte bu fıtri ihtiyaçtan doğduğuna işaret etti.


Medeniyet kavramının, insanların bir arada yaşadıkları şehirleri ve o şehirleri anlamlı kılan yapıları da ifade eden geniş bir anlam dünyası vardır diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Gerçekten de insan, doğanın çehresini değiştirebilecek müdahaleler yapma bilgisine ve iradesine sahip alemdeki tek varlıktır. Şayet bu müdahale güzele, iyiye, hayırlıya ulaşma yönünde olursa insan, Allah'ın yeryüzündeki halifeliği vasfına uygun davranmış olur. Aksi yönde hareket ederse bu, Allah ile haşa yarışma yolunu açar ki, o yolun sonu hem insanın hüsranıdır hem de dünyanın mahfıdır" dedi.


-"Bizim İçin Şehir Hem Vatandır Hem de Rabbimiz'e Yönelişimizin Tezahürüdür”-

Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Batı medeniyetinin büyük ölçüde işte bu ikinci yolda ilerlediği için üretim ve sahip olduğu devasa üretim ve inşa kapasitesine rağmen, insanların mutluluğuna aynı oranda katkıda bulunamadığını ifade etti”


"Halbuki bizim medeniyetimizde şehir daha doğrusu binalar, sokaklar, mahalleler insanın yaratıcısına yönelişinin simgeleridir, öyle olmak zorundadır değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Hatta şehri, cennet tasavvurunun bir parçası görenler dahi mevcuttur. İbn-i Haldun'a göre, şehirlerin bir ruhu vardır ve insanlar, zamanla yaşadıkları şehrin ruhuyla özdeş hale gelir. Bir başka ifadeyle şehirde yaşamaya karar vermek aynı zamanda bir hayat biçimi tercihidir. Bu bakımdan insanla-şehir arasındaki ilişkiyi doğru kurmak çok ama çok önemlidir. Eğer şehir ile insan arasındaki ilişki, insan öncelikli olmazsa işte o zaman yaşadığımız çevre manevi boyutuyla da üzerimize çökmeye başlar" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal'in, "Bir iklimin manzarası, mimarisi, halkı arasında ahenk varsa, orada gözlere bir vatan tablosu gözükür." sözlerini aktararak, şunları kaydetti:

"Bizim için şehir hem vatandır hem de Rabbimiz'e yönelişimizin tezahürüdür. Tarihimizde, şehir-insan ilişkisini, vatan sevgimizi ve Rabbimiz'e olan yönelişimizi de kapsayacak şekilde kurmaya çalıştığımıza dair sayısız örnek bulunuyor. Ecdadımızın Orta Asya'dan Pakistan ve Hindistan'a, Selçuklu coğrafyasından Osmanlı'nın 3 kıtaya yayılan o görkemli mirasına kadar çok geniş bir müktesebata sahiptir.


Bununla birlikte özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde yaşadığımız şehircilik facialarının sebepleri çok iyi tespit edilmelidir ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Akif'in dediği gibi 'Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü eder.' Bizler her alanda olduğu gibi şehircilik konusunda da tarihimizden ibret alarak, hataların tekerrürünü önlemek mecburiyetindeyiz. Geçtiğimiz 14 yılda bu konuda çok önemli adımlar attık. Elbette bu süreçte yapılan işlerin de eksikleri olmuştur. Ama şu bir gerçektir ki, Türkiye tarihinin en kapsamlı, sosyal yönü en güçlü, halkımızın her kesimine hitap eden şehirleşme hamlesini bu dönemde gerçekleştirmiştir" dedi.


"ŞEHİR BİR KAPTIR, İÇİNDE YAŞAYANLARA KENDİ ŞEKLİNİ VERİR"

Başbakan Binali Yıldırım ise konuşmasına; "Hüner bir şehr bünyad etmektir, reaya kalbin abad etmektir." sözünü hatırlatıp, "Yani asıl marifet, halkın kalbini, ruhunu, benliğini inşa edecek insana huzur verecek şehirler inşa etmektir." diyerek başladı.


Bunu gerçekleştirme yolunda yeni fikirlerin ve kazanımların ortaya konulması konusunda önemli bir toplantının gerçekleştirildiğini belirten Yıldırım, bir milleti anlamak için şehirlerine bakmanın yeterli olacağını dile getirdi.


Yıldırım, şehrin medeniyet, medeniyetin de şehir olduğunu vurgulayarak, şehirlerin, yaşayan insanların ruh halini de yansıttığını ifade etti.


"Şehir bir kaptır, içinde yaşayanlara kendi şeklini verir." diyen Yıldırım, Türk milletinin dünyaya nam salan şehirler inşa etmiş büyük medeniyetin mensupları olduğunu bildirdi.


Başbakan Yıldırım, Konya, Bursa, Edirne, İstanbul başta olmak üzere tarihe mal olmuş bütün şehirlerin, insan merkezli kurulduğunu, her sokağın, her caddenin, her taşın insanı yansıtan bir anlayışla şekillendiğine dikkati çekti. 


Türkiye'nin şehirlerinin medeniyet bilincinin ve tasavvurunun eseri olarak meydana geldiğini belirten Başbakan Binali Yıldırım, "Bizim şehirlerimiz, dünyanın her tarafından alimleri, fazilet ve irfan sahibi insanları adeta kendine çekmiş, cezbetmiştir. Bizim yaşadığımız çevreyi ve şehirlerimizi yaşanabilir marka şehirler yapmak gibi tarihi bir sorumluluğumuz var. Bu şuradan çıkacak sonuçlar, bu sorumluluğumuzun yerine getirilmesi yolunda bizlere ışık tutacak." ifadesini kullandı.

Şehircilik Şurası'nın, yeni yatırım kararlarının belirlenmesinde, kurumların politikalarına karar vermesinde ve stratejik adımların uygulamaya konmasında yol gösterici olacağını vurgulayan Yıldırım, dünyada birçok gelişmiş çevre ve şehircilikle ilgili yeni kavramların, anlayışların oluştuğuna değindi.


Başbakan Yıldırım, bu kavram ve anlayışlara uzak, ilgisiz kalmanın düşünülemeyeceğine değinerek bu kavramlardan en önemlilerinden birinin de kurumsal örgütlenme, yapılanma olduğunu aktardı.

Bu konuda hangi aşamada olunduğunun konuşulması ve tartışılmasına işaret eden Yıldırım, Şehircilik Şurası'nda yeni mevzuat ve şehirleşme düzenlemeleriyle ilgili yeniliklerin, belediyelerin hizmet kapasitelerinin geliştirilmesine ilişkin konuların da ele alınacağını belirtti.


Bilim adamlarının, bürokratların, uzmanların şehirlerdeki sorunların giderilmesi, şehirlerin güzelleştirilmesi için önemli çözüm önerilerini ortaya koyacaklarını bildiren Yıldırım, 2002'den bu yana Türkiye'nin gerçekleştirdiği bütün adımların altında liderliğiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası, Türk milletinin de büyük desteğinin olduğunu ifade etti.


-"ŞEHİRCİLİKTE YENİ VİZYON"-

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ise konuşmasında şunlara değindi;  "Şehircilik Şurası sonrası alacağımız kararlarla, çıkaracağımız yasalarla tüm Türkiye genelinde adeta bir seferberlik başlatarak tüm riskli yapıları elden geçirip deprem gelmeden hazır olmak istiyoruz." dedi.


Bakan Özhaseki, ana teması "Şehircilikte Yeni Vizyon" olan şuranın açılışında yaptığı konuşmada, şehir ve insanın birbirinin aynası olduğunu söyledi.


Şehirlerin yeni ideallere kapı aralamasını, bu idealleri gerçekleştirebilme kabiliyetini yeni nesillere sunmasını istediklerini dile getiren Özhaseki, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak 2023 vizyonumuza ve 2071 tasavvurumuza uygun şehircilik politikaları belirlemek, sorunlara çözüm üretmek için Şehircilik Şurası’nı toplamaya karar verdik." diye konuştu.


Özhaseki, 3 ay sürecek şuranın 4 konu başlığının, "Şehirlerimizde Kimlik, Planlama ve Tasarım", "Kentsel Dönüşüm, "Şehirleşme, Göç ve Uyum, " Şehirleşmenin Yeni Vizyonunda Yerel Yönetimlerin Rolü" olduğunu belirterek şura komisyonlarının bilim insanları, bakanlıklar, belediyeler ve kamu kuruluşlarından uzmanlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile meslek örgütlerinin mensuplarından oluştuğunu aktardı.


 "Şuradan çıkacak sonuçlar, mevzuata doğrudan veya dolaylı katkı sağlayacak, Türkiye’nin şehircilik politikasına yansıyacaktır." diyen Özhaseki, vakitlerini şura için ayıran tüm katılımcılara teşekkür etti.


-Terörden Zarar Gören Bölgeleri Sevgi ve Kardeşlikle İhya Ediyoruz-

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yürüttüğü diğer çalışmalara ilişkin de bilgi veren Bakan Özhaseki, terör dolayısıyla tahrip edilen illerde sürdürülen çalışmaları anlattı.


Bölgeyi "sevgi ve kardeşlik" ile ihya ettiklerini dile getiren Özhaseki, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda başta Diyarbakır Sur olmak üzere Cizre, İdil ve Silopi, Şırnak Yüksekova ve Nusaybin'de de çalışmalar başlattık. Sur'da evi yıkılmış herkese bugün ev verebilecek durumdayız. Silopi ve İdil'de 3 ay içerisinde herkesin evini teslim edebilecek durumdayız. Sene sonuna kadar teröristlerin yaktığı, yıktığı, mağdur ettiği her vatandaşın evini, ki sayısı 30 bini aşıyor, altyapısıyla ve üstyapısıyla verebilecek durumdayız."


Kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin detayları da paylaşan Özhaseki, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını, depremde en çok riski sağlıksız yapıların oluşturduğunu söyledi.


Türkiye'de ortalama 20 milyon yapı stoğunun bulunduğuna işaret eden Özhaseki, 1999 yönetmeliğinden sonra yapılan 5 milyon yapının nispeten sağlam olduğunu, öncesinde yapılan yapıların sağlam olmadığını ifade etti.


Özhaseki, 2012'de kentsel dönüşüm yasaları çıkartıldığını, birçok yerde çalışmalar başlatıldığını belirterek, "Bugün gelinen noktada dönüşüme uğrayan bina sayısının ancak 960 bin olduğunu söylüyoruz. İlgili insan sayısı ise 3,5 milyon kişiden ibaret. Takdir edersiniz ki bunu yeterli göremeyiz. Bir an önce bizim şehirlerimizi depreme hazırlamamız gerekiyor. Bu kapsamda hazırlanmış birçok projeyi de yerinde takip edip gerekirse çözüm ortağı olarak elimizi taşın altına koyuyoruz. Gaziosmanpaşa gibi, Karabağlar gibi, Fikirtepe gibi." şeklinde konuştu.


- Fikirtepe'de İlk Temel 5 Şubat'ta Atılacak-

Fikirtepe'de 5 Şubat'ta ilk temelin atılacağını, yıllardır kangren haline gelmiş 10 bine yakın vatandaşın sorunlarının çözüleceğini belirten Özhaseki, "Şura sonrası alacağımız kararlarla, çıkaracağımız yasalarla tüm Türkiye genelinde adeta bir seferberlik başlatarak tüm riskli yapıları elden geçirip deprem gelmeden hazır olmak istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.


Çevre konusunda da atık su, katı atık bertaraf tesisleri, gemilerden atık alım hizmeti, hava kalitesi izleme ağı, mavi bayraklı plaj sayısı konusunda yürütülen çalışmaları anlatan Özhaseki, Ozon Tabakasını Koruma Onur Madalyası'nı aldıklarını anımsattı.


Özhaseki, Şehircilik Şurası'na destekleri ve katılımlarından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'a şükranlarını sunarak, katılımcılara teşekkür etti.

Açılışta, şehirlerin önemine ilişkin tanıtım filmi de gösterildi.