Yeni Şirketler

Mehmet Şimşek: Kamu taşınmazlarının tahsisi kolaylaştırılsın

"Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisi Paneli", Rixos Grand Ankara Otelinde yapıldı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamu taşınmazlarının yatırımcılara tahsisinin kolaylaştırılması gerektiğini belirterek, "Birileri size bir dosya ile geldiği zaman 'hayır' demeyin. Mevzuat çerçevesinde bu iş yapılamıyorsa nasıl yapılacağını anlatın" dedi.

Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisi Paneli", Rixos Grand Ankara Otelinde yapıldı.

Kamu taşınmazlarının yatırımı için illerde vali yardımcıları başkanlığında oluşturulan kurul üyelerinin katıldığı panelin açılışında konuşan Maliye Bakanı Şimşek, hükümetin hedefinin uzun vadede vatandaşın refahını yükseltmek olduğunu, bunun da daha çok yatırım, istihdam, ihracat yapmakla kısacası daha çok iş ve aş üretmekle olacağını söyledi.

Kurullara seslenen Bakan Şimşek, gerek vali yardımcılarının, gerekse defterdarların bir takım usul ve esaslar çerçevesinde işlerini yaptıklarını, fakat burada yaklaşımın da çok önemli olduğunu bildirdi. Ülkenin en büyük ihtiyacının istikrar ve yatırım olduğunu kaydeden Şimşek, "Girişimcilerimiz karar vermişler, sermayesini riske atacak ve yatırıma geçecek. Bizim onlara yaklaşımımız gerçekten çok farklı olmalıdır. Mutlaka ve mutlaka onlara yarın, bir gün kar edecek devlet imkanlarından yararlanacak bir girişimci olarak değil, sizin maaşlarını ödeyecek cesaretli bir işadamı olarak bakmanız lazım" diye konuştu.

Amaçlarının Türkiye'nin rekabet gücünü yükseltmek ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi uzun vadede yakalamak olduğunu vurgulayan Maliye Bakanı, bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için de yatırımın ortamının iyileştirilmesi gerektiğini bildirdi.

Son yıllarda Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda çok önemli mesafeler katedildiğine işaret eden Şimşek, 2003 yılına kadar küresel doğrudan yatırımların, yıllık ortalama 769 milyon dolar düzeyinde olan yabancı yatırımların da hızla arttığını söyledi.

Bakan Şimşek, geçen yıl küresel krize rağmen 7,7 milyar dolar, 2008 yılında 18 milyar dolar, 2007 yılında ise 22 milyar dolar doğrudan küresel yatırım çekildiğini kaydetti.

Şimşek, "Gelmesinin nedeni tabii ki arsa tahsisi uygulaması değildir. Arsa tahsisi veya kamu taşınmazlarının tahsisi işin sadece önemli ama küçük bir boyutu. Önemli olan o ülkede istikrarın olması, mevzuatın, uygulamaların veya makro ekonomik şartlarının öngörülebilir olmasıdır" dedi.

-"GİRİŞİMCİNİN SİZE GELMESİNİ BEKLEMEYİN"-
Kamu taşınmazlarının yatırımlara tahsisi konusunda kurulan komisyonların yatırımcının işini kolaylaştırması gerektiğini kaydeden Bakan Şimşek, şöyle konuştu:
"Eskiden kurumlar arası bir süre yazışmalar yapılırdı. Şimdi biz bu yazışmaları bertaraf etmek için bu işi basitleştirmek için biz dedik ki, taşrada vali yardımcılarımız başkanlığında bir komisyon kurulsun. Bu komisyon her şeyden önce bir çalışma yapsın ve yatırımcıya ne sunulabilir onu ortaya çıkarsın. Ardından da hızlı bir şekilde bu kararlar verilsin. Bakın, bu komisyon bize çok rahat bir şekilde şunu önerebilir; Diyelim ki herhangi bir ilimizde mera vasfında bir yer var. Ama aslında mera olarak kullanılması söz konusu değil, çok rahat bir şekilde yatırımcılara tahsis edilebilir. O zaman bir girişimcinin size gelmesini beklemeyin. Memlekete yararlı olacaksa komisyon hemen önersin, yatırımcıyı uğraştırmayın. Başbakanımıza doğrudan bağlı Yatırım Destek ve Promosyon Ajansı kurduk. Amaç yatırımcıların sorunları mümkün olduğunca bir tek ajans tarafından çözümlensin. Aslında bu komisyonların da amacı budur."

Geçen yıl yeni bir teşvik sisteminin uygulamaya konulduğunu hatırlatan Şimşek, yeni teşvik sistemiyle ülkenin 4 bölgeye ayrıldığını, ondan sonra da hem sektörel bazda, hem bölgesel bazda, hem büyük yatırımlara hem de genel anlamda bir takım teşvik unsurlarını kapsayan bir çalışma ortaya konulduğunu hatırlattı.

Şimşek, amacın ülkenin rekabet önceliklerini ve büyük sermayeleri çekmeye yönelik olduğunu ve yeni teşvik sisteminden önemli beklentileri bulunduğunu kaydetti.

-"BAZEN ŞOK OLUYORUZ"-
Teşvik araçlarından bir tanesinin kamu taşınmazlarının yatırımcılara cüzi bir bedel karşılığında tahsis edilmesi olduğunu belirten Şimşek, bedava verilen dönemler de olduğunu, ancak yeni dönemde mülkiyetini hazinede tuttuklarını, çok cüzi bir emlak vergi bedeli karşılığında verdiklerini anlattı. Şimşek, "Gerçek yatırımcı bunu kabul eder. Aslolan burada işin kolaylaştırılması" dedi.

Mülkiyetin hazinede kalacağını, ufak bir kira alacaklarını belirten Şimşek, "Lütfen bu işi kolaylaştıralım. Vali yardımcılarımızın başkanlığında oluşturulacak komisyon, defterdarlarımıza söylüyorum, bu işleri kolaylaştıralım.

Birileri size bir dosya ile geldiği zaman, 'hayır' demeyin. Mevzuat çerçevesinde bu iş yapılamıyorsa nasıl yapılacağını anlatın" diye konuştu.

"Bazen şok oluyoruz" diyen Şimşek, bu konuda bir örnek verdi. Gaziantep'te derslik başına düşen öğrenci sayısının çok yüksek olduğunu, bu sayının bazı merkez ilçelerde 54'e bazılarında 58'e ulaştığını kaydeden Şimşek, vali, defterdar, milletvekilleri, belediye başkanları ile toplantı yaptığını, il genel meclisi üyelerine bir konuşma yaptığını, "hadi seferberlik yapalım" dediğini söyledi. Bir okul yerinin tahsisi konusunda 2 ayrı yer belirlendiğini, o dönem hemen hemen karar verildiğini anlatan Şimşek, "Dün baktım ki hala olmamış" dedi.

"Kamuya bu yapılıyorsa" diyen Şimşek, bu yaklaşımın değiştirilmesi, kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti.

-"MEVZUAT İYİ DEĞİLSE GETİRİN YENİDEN DÜZENLEYELİM"-
İstismarın önlenmesi, işin mevzuat çerçevesinde olması gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Mevzuat iyi değilse getirin mevzuatı yeniden düzenleyelim, mümkün olduğunca basitleştirelim, size yardımcı olalım" dedi.

Bakan Şimşek, gelen vatandaşa, gelen taleplere, "bu iş bize daha çok vergi geliri, daha çok istihdam, memleketin daha iyiye gitmesi" olarak bakılması gerektiğini belirtti.

Sermayenin hem Türkiye'de hem dünyada çok kıt olduğunu, dünyadaki sermaye konusunda büyük rekabet bulunduğunu belirten Şimşek, iller arası rekabetin önemini vurguladı. Şimşek, komisyonların, valilerin, komisyon başkanlarının rekabet içinde bulunması gerektiğini ifade etti.

"Hal böyle iken bürokratik bir takım mekanizmaların harekete geçirilmesinin yanlış olduğunu" kaydeden Bakan Şimşek, dosyanın eksik olabileceğini, bu durumda konunun ilgililerinin aylarca dosyaların tamamlanmasını beklememeleri, hemen gidip eksikleri belirtmeleri gerektiğini anlattı.

Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin çok önemli iki makro açığı bulunduğunu, bunlardan birinin tasarruf açığı olduğunu, Türkiye büyüdüğü zaman bir cari açık ortaya çıktığını söyledi. Şimşek, yeni teşvik sisteminde 12 sektör belirlediklerini, bu sektörlere yatırım yapanlara, büyük yatırımlar karşılığında özel teşvikler getirdiklerini belirterek, tasarruf açığı sorununu çözmek için önce Türkiye'deki tasarrufları harekete geçirmek ancak dışarıdan da mutlaka Türkiye'ye kaynak çekmek, yatırımcıya yardımcı olmak gerektiğini anlattı.

Şimşek, Türkiye'nin en büyük varlığının beşeri sermayesi olduğunu, bu olaylara yaklaşırken yatırımcıyla diyaloglarda çok farklı şekilde bakmak gerektiğini belirtti.

Yatırımlarda kamu taşınmazlarının tahsisinin tek başına yeterli olmadığını, aslolanın siyasi ve ekonomik istikrar, memleketin öngörülebilirliği olduğunu dile getiren Şimşek, AB ile müzakereler başladıktan sonra Türkiye'de yatırımların arttığını anlattı. Şimşek, yatırımcının, kuralların AB ile benzerliğini ve güçlü kurumlar olmasını önemsediğini söyledi.

2002 ve öncesinde reel faizlerin yüzde 30, nominal faizlerin yüzde 70 olduğunu, o dönemlerde güven olmadığını, yabancıların payının çok düşük olduğunu anlatan Şimşek, şu an bunların önemli ölçüde aşıldığını söyledi.

Şimşek, "İstismarlara engel olalım, yatırımcılarımıza yardımcı olalım. Onların önünü açalım. Bir yeri bedava verdiğiniz zaman orası iyi takdir edilmiyor. Bir miktar kira aldığınız zaman bu çok daha makbul değerlendiriliyor. Zaten yatırım yapmaya niyetli olanlar için bir sorun yok" diye konuştu.
AA

---

İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Güngör Azim Tuna, Türkiye'de özel yatırımlar için gerekli kaynakların önemli bir bölümünün arsa tahsisine ayrılıyor olmasının, altyapı ve üst yapı tesislerinin kaynak yetersizliğinden dolayı kısa zamanda yapılmasına engel olduğunu söyledi.

Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Rixos Grand Ankara Otelinde düzenlenen Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisi Panelinde konuşan Tuna, sürdürülebilir bir büyüme için yatırımların ve yatırımcıların desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisine İlişkin Usul ve Esaslar ile şeffaf, öngörülebilir, açık ve kurala dayalı bir uygulamaya geçildiğinin ifade edildiğini kaydeden Tuna, burada sistem ve insan unsurunun önem arz ettiğini ifade etti.

Sisteme bakıldığı zaman ise iki farklı değerlendirme yapılmasının mümkün olduğunu belirten Tuna, "Sistemin çok uzun bir süreç gerektiren, formalitesi çok, insanları yoracak, bürokrasiye fazlasıyla mahkum edecek, çok detaylı kuralcı gibi bir yapı öngörüldüğü söylenebileceği gibi tersinden bakıldığında öngörülebilir olsun, her şey detaylarıyla düzenlensin, kişilerin takdir hakkına yol bırakmayacak düzenlemeler olması yönüyle de olumlu olarak değerlendirilmesi mümkün görülmektedir" diye konuştu.

Türkiye'nin yözölçümünün yaklaşık yüzde 14'ünün Hazine'nin mülkiyetinde olduğunu, arazilerin hepsinin yatırımlarda kullanılmasının söz konusu olmadığını, 23 adet istisna bulunduğunu anlatan Tuna, şöyle konuştu:
"Mülkiyeti ihtilafı bulunanlar kapsam dışı. Ayrıca Orman Kanunu kapsamında olan yerler, askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri, Kültür ve Tabiat Kanunu kapsamında olan yerler, Çevre Kanunu, milli parklarla olan sınırlamalar, toprak koruma... vs şeklinde. Görüldüğü gibi bu durumda yerlerle ilgili kurumları ikna etmek için de ayrıca gayret sarf edilmesi gerekmektedir. Yani bu konuda kamu olarak hepimizin bu işe inanması ve destek vermesi önem arz etmektedir. Burada insan unsuruna da yer vermek lazım. İnsan unsuru önemli. Yatırımcı imzalayacağı sözleşme hükümlerini bilmiyor. Muhtemelen orada da ağır müeyyideler yer alacaktır. biz peşinen yatırımcının tahmini süresi içerisinde işletmeyi yapacağını, işletmeye alacağını ve kar edeceğini tahmin ediyoruz. Ama piyasada rekabet ortamında işler beklendiği gibi gitmeyebilir ve müteşebbisler zarar edebilirler. Ama hayatı boyunca hiç risk almamış, ticaretten anlamayan biz bürokratların bunu anlaması ne kadar mümkün olabilir. O sadece mevzuatın gereğini yapacak ve yaptırımları uygulayacak. Ne yapabiliriz? Bütün bunlar telafisi mümkün olmayan şeyler değil. Prosedürleri kolaylaştırabiliriz. İnsan unsuru üzerinde durup, inisiyatif kullanabilecek, kurumunun desteğinin arkasında hissedecek kişilere ihtiyacımız var."

-MİLLİ EMLAK GENEL MÜDÜRÜ-
Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya da, Milli Emlak Genel Müdürlüğü olarak hazine taşınmazlarının çok geniş bir yelpazede değerlendirildiğini söyledi.

Kaya, bugüne kadar kamu taşınmazlarının teşvik unsuru olarak değerlendirilmesine ilişkin sürece değindiği konuşmasında, daha önce bedelsiz olarak yer verilirken daha sonraki süreçte bedelsiz yer verilmesi uygulamasından vazgeçilerek bedelsiz irtifak hakkı veya kullanım izni verilmesine geçildiğini anlattı.

Teşvikli yatırımlarda, "bedava yer almak isteyen yatırımcıların yatırım yerlerini değiştirmesi, yanlış yatırım, yanlış yer seçimi" gibi nedenlerle yer tahsisinin başarısız olduğunu kaydeden Kaya, tahsis edilen yerler yatırım sorunlarından arındırılmadığı için yatırımcıların planlama konusunda sorunlar yaşaması, yatırım yeri alabilmek isteyen bazı yatırımcıların yatırım ve istihdama ilişkin yüksek rakamlar vermesi, mali güçlerinin yeterli olmaması gibi nedenlerle teşvik sisteminden beklenen yararın tam olarak sağlanamadığını anlattı.

Kaya, sonraki süreçte kamu taşınmazlarının bedelsiz verilmesinden vazgeçildiğini, teşvik sisteminin revize edildiğini,emlak vergi değeri üzerinden 49 yıllık irtifak hakkı veya kullanım izni verilmesine başlandığını belirtti.

Turizm yatırımları ve ÇED raporu gerektiren yatırımlarda yatırımcıların, yer kendine ait olmadığı için gerekli belgeleri ibraz edemediğini ve teşvik belgesi alamadığını da anlatan Kaya, bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlarla yaptıkları toplantılar sonucu teşvik belgesi yerine bu tür yatırımlar için ön yazı verilmesini sağladıklarını, esas ve usullerde gerekli değişikliklerin yapıldığını yakında bunun yayınlanacağını ifade etti.

Kaya, bu konularda yatırımcıların bilgilendirilmesi için çeşitli çalışmalar yaptıklarını, esas ve usuller konusunda 16 bin kitapçık, 2 bin broşür bastırdıklarını da söyledi.

Defterdarlıklardan yatırım yerlerinin belirlenmesini istediklerini de anlatan Kaya, 9 ay geçtikten sonra 28 ilden taşınmaz listeleri gönderildiğini, 22'sine ilana çıkma talimatı verdiklerini de kaydetti.
AA

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

'Yatırımcıya yer tahsisinde çok da başarılı olamadık' 
 
'Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisi' paneli, bürokrasinin önemli itiraflarına sahne oldu. Panelin ev sahipliğini yapan Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya, "teşvikli yatırımlara yer tahsisinde çok da başarılı olunamadığı" itirafında bulundu. 
 
 Vali, vali yardımcısı ve deftertarların katılımıyla gerçekleştirilen panelde konuşan Kaya, teşvikli yatırımlara yer tahsisinde başarılı olunamamasının temel sebebinin yatırımcıların bedava yer alabilmeleri arzusunun da etkisiyle yatırım yerlerini değiştirme arayışına girmesi olduğunun altını çizdi. Bedava verilen yatırım yerleri tahsisleri sebebiyle yatırımcıların organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgelerinin bulunmadığı yerlerde yatırım yapmaya yöneldiğine değinen Kaya, şunları aktardı: "Yanlış yatırım yerini, daha sonrasında da yanlış yatırımcı ve yanlış yatırım konusu izleyince başarısızlıklar arttı. Diğer bir engel ise bu yerler yatırımcılara tüm sorunlarından arındırılmadan verilmekteydi. Yatırımcı yeri aldıktan sonra ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından görüş aldılar ve planlamasını yaptırırken büyük sorunlar yaşadılar." İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Güngör Azim Tuna ise "Kurduğumuz sistem yeni açılımlar getiriyor olsa da, yine de korkularımız ağır basmakta, koyduğumuz kurallar, bürokrasi, komisyonlar, yaptırım ve diğer uygulamalarla kendimizi garanti altına aldığımızı görüyoruz. Detaylı kanunlar hazırlıyoruz. Yetmiyor yönetmelikler hazırlıyoruz. Bu da yetmeyecek genelge ve tebliğ çıkaracağız. Taşınmazları yatırımcıya sunma konusunda kendi içimizde de sorunlar var." şeklinde konuştu.
Zaman