Melda Narmanlı Çimen: Evler artık kıyafet değiştirecek
Melda Narmanlı Çimen önümüzdeki dönemin en önemli trendlerinden birinin `evleri giydirmek ve soymak' olduğunu söyledi
Önümüzdeki dönemin en önemli trendlerinden birinin `evleri giydirmek ve soymak' olduğu söyleniyor. Bir yandan evlerde çıplak, endüstriyel ve çağdaş ortamlar yaratırken, diğer yandan mahremiyet, gizlilik ve içsellik kaygısıyla bol renge ve desene yöneleceğiz. Minimalizm, sıcak ve yuva hissi veren formlarla dengeleniyor.
Tasarım, hayatı kolaylaştırmak, daha konforlu, aynı zamanda daha heyecan verici, merak uyandırıcı ve eğlenceli bir hale getirmek için çok önemli. Hayat şekilleri, tasarımın form ve fonksiyonlarına yön verir. İnsan psikolojisine ve toplumsal ihtiyaçlara cevap vermesi öngörülen trendler ise yeni koleksiyonların, kombinasyonların ve düzenlemelerin anafikrini oluşturur.
Dünyanın en tanınmış trend tahmincilerinden biri olan, The Design Academy Eindhoven'ın başkanlığını yapan ve MOMA'nın `tasarımı etkileyen en önemli 40 isim' arasında gösterdiği Li Edelkoort, trend peşinde bütün dünyayı geziyor ve seminerler veriyor. Onun evlerle ilgili gelecek yorumları ise ilginç. "Gelecekteki evlerde, daha fazla gizli odalar, daha fazla mahrem alanlar olacak", diyor Edelkoort. Örtünme ve maskelemenin, gizlenmenin ve saklamanın, özele sahip çıkmanın zirvesini yaşayacağız. Özellikle tekstil ürünleri ve grafik desen çılgınlığı öne çıkacak. Oyunsu grafikler, karikatürler ve illüstratif desenler, bize hikâyeler anlatacak. Giyinen evlerde vahşi doğanın kendine özgü, yabani, sessiz, cesur ve dokunulmaz örtüsünü de göreceğiz. Organik formlar, hayvan desenleri, bitki lifleri, örgü ve en fazla da yeşil rengin tonlarıyla saklanacak ve basitliğe sarınacağız.
Edelkoort'a göre evlerin giyinmesi ve mahremiyetini koruması, bir karşı akımı da beraberinde getiriyor: Soyunan evler. Çıplak atmosferler kurgulayan gelecek dönemde, gittikçe maksimum-boş mekânlara hazır olun. İlk yansıması endüstriyel evler biçiminde olacak: Beton zeminler, kartonlar, metaller, tüp-ağ-organik kimya formları, suluboya renkleri, okul, hastane ve fabrika gibi nötr dekorlar öne çıkacak. Soyunan evlerin ikinci yansımasını, şeffaflık duygusu olarak göreceğiz. Pleksiglas ve cam, hem yansıtan hem geçirgen yapılarıyla yıldızlaşacaklar. Bir iskelet hissiyle kullanılan, ışık geçirgenliğine sahip, sır tutmayan ve adeta evde çırılçıplak dolaşan mobilya ve aksesuarlar, geleceğin minimalizm tanımı olacak.
Eren Yorulmazer'in evi
Ritz'in 30'ncu katında, neredeyse tüm İstanbul'a hakim konumda bir evdeyiz. Birbirine karışan dönemler ve stiller, Mimar Eren Yorulmazer'in yaşadığı bu mekanda insanı adeta büyülüyor. Yorulmazer'in evinde çok fazla dikkat çekici detay bir arada kullanılmış. Brüksel'den alınan iki sfenks aslant, eski piyano ve beton efektli duvarlara asılı tablolar ise bu teatral evin başrol oyuncuları. Salonda Art Deco stili, dört metre boyundaki siyah kanepe, mimarın tasarımı sehpa, Louis Vuitton valiz, blue-blanc aksesuarlar, Londra'dan alınan kırmızı koltuk, İspanyol kilisesine ait bronz bir şamdan ve III. Napolyon dönemine ait eski bir yazı masası bir arada kullanılmış. Bütün bunları etkileyici bir şekilde bir araya getirmek ise, Yorulmazer'in mesleki ustalığı olsa gerek.
Melda Narmanlı Çimen /Milliyet Cadde