Sektörel

Melkan Tabanlıoğlu: İstanbul mimarlık için en çekici şehir

Günümüzün en başarılı mimarlarından Melkan Gürsel Tabanlıoğlu ile İstanbul mimarisi ve projeleri hakkında konuştuk

*Mimarlığı seçmenizdeki en önemli etken neydi?
Türkiye'de birçok genç için de öyle olduğu gibi, mimarlık eğitimine karar vermem biraz üniversite sınav sonuçlarıyla ilgili; ancak karar verdikten sonra en iyisini yapmaya çalıştım. Babamın, amatör bir mimar olarak, yaşadığımız evlerde sürekli inşaat halini sürdürdüğünü, her zaman güzel mekanlarda yaşadığımızı söyleyebilirim. Belki seçimimde bu doğru mekanı arama altyapısı etkin olmuştur.

*Mesleğe başladığınız günden bugüne geldiğiniz noktayı değerlendirir misiniz?
Mimari geleneği 50 yıl öncesine, Hayati Tabanlıoğlu'na dayanan bir yapılanma içinde yer alıp, çağdaş dünya ve mimarlık kriterlerine uyumla gelişen bir ofisin partneri olmak bir ayrıcalık sanırım. Her proje için, kullanıcı ihtiyacından yola çıkarak ayrıntıların en uygun biçimde çözümlendiği mimari yaklaşımımızı çevreye ve güncel koşullara uygun projeler üretmek amacıyla; gelişime, değişime açık kalmak prensibiyle sürdürüyoruz. Yatırımcı ve kullanıcılar ürettiğimiz mekanlardan memnun ki bizler de büyüyerek tasarımlarımızı geliştiriyoruz.

*´40 Yaşın Altında Gelecek Vaat Eden 40 Mimar´dan biri olmak size ne kazandırdı?
Önce kendiniz sonra diğerleri tarafından ödüllendirilmek için çalışırsınız. Kazandığımız bu ve diğer ödüllerde kendimizi değerlendiriyoruz aslında. Her yeni ödül motivasyonunuzu tetikler, gururunuzu okşar. Hayatınızda sürekli "Bugüne kadar ne yaptım, ne yapamadım" şeklinde bir muhakeme yaparsınız. Dışarıdan başka gözlerin de sizi değerlendirmesi çok önemli. Sonuçta biz yaptığımız işlerle her gün test ediliyoruz. Mimari öyle bir alan ki, hem fonksiyona dayanıyor hem de estetiğe. İkisi bir arada ve bir inşaat sistematiği içinde bütün bunları çözmeniz gerekiyor. Esasında bunların hepsi de teker teker aşmanız gereken setler. Üçünü de başarıyla aştığınız anda o bina başarılı bir bina ve siz de başarılı bir mimar olabiliyorsunuz.

*Bir mimar olarak İstanbul'u nasıl buluyorsunuz? Bulunduğu coğrafya ile mimari olarak nasıl algılanıyor?
10.000 yıllık geleneğiyle çok katmanlı bir şehir olan İstanbul'da mimarlarla yapılan binalar, bir de mimarsız yapılan binalar var. Mimarlarla yapılan binalar arttıkça daha farklı olacaktır diye düşünüyorum. Geniş bir mimari tarih, su kıyısı yerleşimi olarak mükemmel bir coğrafya ile mimarlık yapmak için en çekici kentlerden biri İstanbul.

"İyiler arttıkça, kötüler silinecek"

*Türkiye'deki mimarlık sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Son zamanlarda mimarlık bir yer kazandı. Biz de mimarlığın daha popüler olması için elimizden geleni yapıyoruz. Basının da konusu haline gelmek ya da görsel ve yazılı mecralarda bazı tartışmaları başlatmak ve onların içinde olmak, bir bina hakkında konuşulması ve konuşulan işler yapmak bu anlamda önemli. Sapphire hakkında, AKM hakkında konuşuluyor örneğin. Farklı yorumların olması, meselelerin konuşulur olması sosyal bilinci, iyi mimarlık ve yaşanılır mekanlar talebini geliştirmektir. Önünden geçtiğiniz bina sizi ilgilendirmeye başladığı zaman mimarlık gelişir, kullanıcı dolayısıyla yatırımcı da daha iyi olanı istemeye başlar. Bugünü dünden daha kötü bulmuyorum açıkçası. Yeterli olmasa da mimarlık alanında çok ciddi bir farkındalık var.

*Mimarlığın beklenen düzeye ulaşması için neler yapılmalı?
Türkiye'de mimarlık ve şehircilik alanlarında yapılmış pek çok yanlış iş var. Çoğu kent kendi karakterini kendi kültürünü koruyamamıştır. Diyarbakır'da Aya İrini gibi birçok bina var. Ama hiç birini göremiyorsunuz. Mardin, Urfa nispeten korunmuş şehirler. Bir Samsun'a gidiyorsunuz, aynı bloklar, aynı binalar her yerde. Şehirlerin yaşam şekilleri ve karakterleri vardır. Bunların korunması ve iyileştirmelerin de o çerçevede yapılması gerekiyor. Şehirlerin ne şekilde gelişeceği, o ülkede ve dünyadaki yeri ne olmalıdır gibi değerlerin saptanıp ona göre bir şehir planlaması yapılmalı. Bence çevre bilinci geliştikçe insanlar yaptığı kötü işlerden utanmaya başladılar. İyi örnekler arttıkça, kötüler silinecektir.

*Sizi en çok heyecanlandıran proje hangisi? Yaptıklarınız arasında..
Her proje yeni bir heyecan... Türkiyeli bir mimar olarak ülkemiz dışında projeler yapmak ve mesleğimizin bir anlamda elçiliğini üstlenmek gurur verici.. Örneğin 30.000 seyirci kapasiteli Kazakistan'da geçen yaz bitirdiğimiz Astana Arena; açılıştaki coşku muazzamdı, bizim tasarladığımız bir mekanda o kadar insan bir araya geldi.

"Mimarın sorumluluğu yaşam tasarlamak..."

*Bu projelere yaklaşırken ki prensipleriniz neler?
Yaşam alışkanlarının mimari üzerinden etkisi kadar, mimarinin yaşam alışkanlıkları üzerindeki etkisine de inanıyorum. Mimar olarak yaptığınız binalarla esasında bir yaşam biçimi tarifliyorsunuz. Tabi ki ihtiyaçlar ve alışkanlıklar da bu tarifin içinde yer alıyor. Hem bugün, hem yarın için... Oyuncular kullanıcılar... Mimarın sorumluluğu da burada başlıyor işte.

Nedir bir mimarın sorumluluğu?
Her projede o mekanı kullanacak olan bireyi, topluluğu zihnimizde yaşatarak tasarım yapıyoruz. Bunun için çevre ve davranış biçimleri dahil onlarca analiz yapıyoruz. Projelerimizde her zaman kullanıcının mutluluğunu ve yapının çevre ile ilişkisini öncelikli olarak değerlendiriyoruz. Hem gelenekten hem de teknolojiden akılcı ve fizbl bir biçimde yararlanıyoruz. Bugünün işlevlerini karşılamak ve aynı zamanda yeni yaşam biçimleri önermek konusunda yenilikçi yaklaşıyoruz. Örneğin, Loft'u tasarlarken ilk olarak burada kimler yaşar diye düşündük, şu anda Loft yaşayan bir konut yapısı ve tam da hayal ettiğimiz gibi işliyor. En son İzmir'de, Balçova Yaşam Merkezi olarak andığımız, İzmirlilerin yaşamını açık havada zaman geçirme eğilimden ve iklimin imkanlarından esinlendiğimiz yarı-açık bir alışveriş merkezi yapıyoruz. Burada da, sadece alışveriş yapılan bir yer değil, insanların keyifli zaman geçireceği bir kamusal alan tasarlıyoruz.

Melkan Gürsel Tabanlıoğlu imzalı projelerden birkaçı...

*Kanyon, Levent Loft I ve II, İstanbul Sapphire

*Zorlu Ofis Kulesi ve Zorlu Center (EAA ile)

*İstanbul'da M1 Metro Meydan

*Avcılar E5

*Forum Marmara

*CNN Türk ve Kanal D televizyonlarının yer aldığı Medya Merkezi

*Doğan Medya Grubu için İstanbul, Ankara ve İzmir'de baskı merkezleri ve ofis binaları

*İstanbul Modern

*Nova ve Tunaçelik fabrikaları

*Kazakistan'da Astana Arena

*Dubrovnik'te Hotel Rixos Libertas

*Atatürk Kültür Merkezi

*Beyazıt Kütüphanesi

*Tarabya Oteli

Tabanlıoğlu'nun aldığı ödüllerden bazıları...
1988 Bodrum Uluslararası Havalimanı projesi, birincilik ödülü; 2000 Ankara Doğan Printing Center "Europe for Constructional Steelwork" Avrupa'daki en iyi dört çelik yapıdan biri; 2001 İstabul Belediyesi Ofis Binası birincilik ödülü; 2002 Medya Town Mimarlar Odasını Yapı Tasarım Ödülü; 2005 Galataport ve Istanbul Modern Cityscape Architectural Review Awards iki ayrı dalda büyük ödül, 2006 Kanyon Architectural Review Awards, "The Chicago Athenaeum Mimari ve Tasarım Müzesi"nin "40 Under 40" yarışmasında, Avrupa'nın en iyi 40 genç mimarı ödülü...
Seda Tabak / Hürriyet Emlak