Ekonomi

Merkez Bankası'na acil hareket çağrısı. Dolar 36 TL...

Merkez Bankası'nın dolar konusunda son dönemde yaptığı atılımlar işe yaramaya başladı. Bir dolar tahmininden sonra ise Merkez Bankası'na hareket çağrısı yapıldı.

TL gün geçtikte dolar karşısında değer kazanmaya devam ediyor... Merkez Bankası tarafından son gerçekleştirilen hamlelerin de piyasada karşılık bulması sevinç yarattı. Artık kademeli olarak da yabancı yatırımcının yurdumuza girmesiyle birlikte herkes doların düşeceğini ümit ediyor. 
Dolar hakkında yapılan bir yılsonu tahmini de dikkat çekti. Merkez Bankası'nın burada harekete geçerek doları bu rakamlarda ya da daha aşağıda tutmanın önemine de dikkat çekildi. 

DOLAR İÇİN 36 TL TAHMİNİ

Dünya genelinde etkisi olan kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Kıdemli Direktörü ve Türkiye Analisti Erich Arispe Morales, Türkiye ekonomisi üzerine önemli bir tahminde bulundu. Morales’e göre, Türk Lirası'nın yıl sonunda dolar karşısında 36 seviyesinde olması bekleniyor. Bu tahmin, piyasalarda önemli bir hareketlilik yarattı ve yatırımcıların dikkatini çekti.

Morales, CNBC-e'ye verdiği röportajda Türkiye'nin ekonomik politikalarını değerlendirirken, özellikle iç talebin ve enflasyonun seyri üzerinde durdu. Türkiye'nin mali politikalarının sıkılaştırılması gerektiğini ve Merkez Bankası'nın sıkı para politikası duruşunu sürdürmesinin önemli olduğunu belirtti. Ayrıca, Türk bankalarının borçlanma politikalarındaki artışın uluslararası yatırımcı güvenini artırdığını vurguladı.

ENFLASYON BEKLENTİSİ

Morales'in enflasyon tahminleri de dikkat çekiyor. Türkiye'nin enflasyon oranının yıl sonunda %43'e kadar yükselebileceğini belirten Morales, Merkez Bankası'nın bu konudaki sıkı politika duruşunun devam etmesi gerektiğini ifade etti.
Bu gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve döviz piyasaları üzerindeki geleceğe yönelik beklentileri şekillendirirken, yatırımcıların kararlarını verirken dikkatli olmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

MERKEZ BANKASI NEDEN MÜHADALE EDER

Enflasyon hedeflemesi altında ortaya çıkan döviz müdahalesinin esas amacı
enflasyon beklentisine karşı savunmacı bir para politikası izlemek olup,
müdahalenin amacı kesinlikle belirli bir döviz kuru oranını korumak değildir. Bu
anlamda enflasyon hedeflemesi altında kura yapılan müdahalenin dört nedeni
bulunmaktadır.

Enflasyon hedeflemesi altında kura yapılan müdahalenin birinci ve en
önemli nedeni finansal istikrarı sağlamaktır. Finansal piyasalardaki istikrarsızlık
varlık fiyatlarındaki dalgalanmayı beraberinde getirecektir. Varlık fiyatlarında
dalgalanma sadece fiyat beklentilerine değil aynı zamanda reel ekonomiye de etki
etmektedir. Eğer ülkenin borç stoku veya kısa dönem kredi arzı yüksek ise varlık
fiyatlarındaki ani azalma hem tüketim hem de yatırım harcamalarının azalmasına,
bu durum da bilanço kanalı ile bankacılık sektörünün bilançolarının ve kredi arzının
daralmasına yol açarak çıktı açığının artmasına neden olmaktadır. Bunun tam tersi
ise balon ekonomisinin oluşmasına yol açmaktadır (Goodhart ve Hofmann 2000).
Kurlara müdahalenin ikinci nedeni, döviz kurlarındaki dalgalanmaları
minimize etmektir. Esnek kur altında kur fiyatları iktisadi birimlerin beklentilerine
bağlı olduğu için, beklentilerdeki bozulma yukarıda bahsedilen kanallar vasıtası ile
fiyatlarda istikrarsızlığa neden olarak enflasyon hedeflemesine zarar vermektedir.
Kurlarda öngörülmeyen dalgalanmalar, hem kısa dönemde hem de uzun
dönemde ekonomiye zarar verir. Bu zararın en önemli sonucu güven kaybına yol
açmasıdır. Ortaya çıkan güven kaybıyla beraber para ikamesi süreci hızlanır. Bu
durum, döviz kurunun avantajı olarak kabul edilen son borç verme gücünü kısıtlar
(Calvo&Reinhart, 2002).
 Kurlara müdahalenin üçüncü nedeni uluslararası rezervleri yönetmektir.
Açıklarını kısa vadeli sermaye ile kapatmak zorunda olan ülkeler, uluslar arası
rezervleri sermaye hareketlerinin sigortası olarak görürler ve esnek kur altında bile
rezervlerini artırmaya çalışırlar. Bu durumda kurlara müdahalede bulunurlar.
Müdahale esas olarak spekülatif kazanç sağlamak isteyenlere karşı olduğu sürece,
enflasyon hedeflemesinin önemli özelliklerinden biri olan şeffaflık göz ardı
edilebilen bir unsur haline gelmektedir. Ancak müdahaleler (bilhassa yüksek rezerv
tutmak amacıyla) alışkanlık haline gelmemelidir (De Gregorio and Tokman, 2005,
s.34).
Suslu, B. / Sos. Bil. D. 11(1) (2012):263-292 269
Esnek kur altında kura müdahalenin nedeni olan rezerv biriktirmenin bir
diğer önemli etkisi dışa açık ekonomilerde para politikasının etkinliğini
artırmasıdır. Rezerv oranındaki artış, eğer paranın kaynağı dış varlıklar ise, aynı
faiz düzeyinde daha düşük enflasyon oranı anlamına gelmekte böylece hem para
miktarı hem de kur, faiz oranı kullanılmadan kontrol edilmektedir. (Cordero, 2008).
Merkez bankasının enflasyon hedeflemesi altında esnek kurlara müdahale
etmesinin dördüncü nedeni piyasaları geliştirmektir. Enflasyon hedeflemesi altında
fiyatların esnek olması gerekmektedir. Böylece ortaya çıkacak olan içsel ve dışsal
şoklar absorbe edilecektir. Ancak fiyatların esnek olması için piyasaların derin ve
likiditesinin yüksek olması gerekmektedir. Oligopolcü yapıda olan piyasalar
fiyatların yapışkan olmasına neden olmakta bu da piyasaların absorbe yeteneğini
ortadan kaldırmaktadır. Bu durumda merkez bankaları piyasalara bir oyuncu gibi
müdahale etmekte ve tam rekabet şartlarını sağlamaya çalışmaktadır.
Müdahale sonucunda döviz kuru iki yoldan etkilenmektedir (De Gregorio
and Tokman, 2005). Birincisi, yukarıda da değinildiği gibi portfolyö kanalıdır.
Yatırımcıların portföylerindeki paraların dağılımdaki değişiklik döviz kuru oranının
değişmesine neden olur. Ancak gelişmekte olan ülkelerde finansal piyasalar derin
olmadığı için portföydeki müdahalenin hacmi küçük olduğundan, müdahalenin
etkisi de küçüktür.
Döviz kuruna yapılan müdahalenin ikinci etkisi ise sinyal vasıtası ile
iktisadi birimlerin beklentilerini etkilemektir. Burada temel varsayım, müdahalenin
gelecekteki para politikasının yönü hakkında sinyaller sağlamasıdır. Böylece
gelecekte döviz kurunun değerlenmesinden kaynaklanan enflasyon baskısını
ortadan kaldırmayı hedeflerler. Bu aynı zamanda piyasada belirlenen gelecekteki
kur ile ilgili iktisadi birimlere bilgi sağlar. Döviz kurundaki belirsizlik arttıkça
döviz kuru volatilitesi artarak enflasyon beklentisini de artırmakta, fiyat istikrarını
zora sokmaktadır (Baydur ve Süslü, 2004).
Enflasyon hedeflemesi altında, kura müdahale iki şekilde
gerçekleşmektedir. Birincisi doğrudan yöntemdir. Doğrudan yöntemde, merkez
bankası bir oyuncu olarak kur piyasasında döviz alıp satmaktadır. Diğer yöntem ise
ihale yöntemidir ki, Merkez Bankası önceden ihale tarihlerini ve miktarını
duyurarak doğrudan oyuncu olmadan beklentileri etkilemeyi amaçlar.
Merkez bankasının enflasyon hedeflemesi altında kurlara yaptığı
müdahalelerin başarısı merkez bankasının güvenilirliğine ve uyguladığı kur
politikasının şeffaflığına bağlıdır. Aksi takdirde piyasa merkez bankasının
beklentilerinin tersi pozisyon almasına neden olur.