Merkez Bankası'yla ilgili çok önemli haber! Elinde doları olanlar ilk önce tıklasın
Merkez Bankası'nın elindeki dolar miktarı, dolar fiyatlarını doğrudan etkileyen etkenlerden biri olarak görülüyor. Merkez Bankası'nın rezervleriyle ilgili önemli bir haber de kısa süre önce geldi. Bu nedenle elinde dolar olan vatandaşlar da Merkez Bankası'nın verilerini hayli merak ediyor
Merkez Bankası'nın elindeki dolar miktarı, dolar fiyatlarının gidişatı açısından öncelikli verilerden biri olarak görülüyor. Bu nedenle elinde dolar olan vatandaşlar da Merkez Bankası'nın verilerini hayli merak ediyor. Merkez Bankası tarafında konuya ilişkin önemli bir gelişme yaşandı.
TCMB tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.
Buna göre, 21 Ekim itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 1 milyar 56 milyon dolar azalışla 75 milyar 116 milyon dolara indi. Brüt döviz rezervleri, 14 Ekim'de 76 milyar 172 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.
Söz konusu dönemde altın rezervleri de 1 milyar 4 milyon dolar azalarak 39 milyar 855 milyon dolardan 38 milyar 851 milyon dolara geriledi.
Böylece Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 21 Ekim haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 59 milyon dolar azalışla 116 milyar 26 milyon dolardan 113 milyar 967 milyon dolara indi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, para politikasında liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edileceği belirtilerek, "Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir." ifadesi kullanıldı.
Para Politikası Kurulu'nun politika faizinin 150 baz puanlık azaltımla yüzde 10,5'e çekildiği 20 Ekim'deki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.
Özette, tüketici fiyatlarının eylülde yüzde 3,08 arttığı, yıllık enflasyonun yüzde 83,46'e çıktığı anımsatılarak, enflasyondaki yükselişe en belirgin katkının enerji ve hizmet gruplarından geldiği bildirildi.
Enflasyonu etkileyen unsurlara değinilen özette, jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü ifade edildi.
Gelecek döneme ilişkin küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiği ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmelerinin yaygınlaştığı aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
"Türkiye'nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile iş gücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir."
PPK Özeti'nde gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında küresel risk iştahına paralel ekimde hem borçlanma senetlerinden hem de hisse senedi piyasalarından çıkışların devam ettiği bildirildi.
Gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyrinin, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tuttuğu vurgulanan özette, "Liralaşma stratejisi kapsamında atılan politika adımlarının da etkisiyle Türkiye'nin Türk lirası cinsi devlet tahvili getirileri bu dönemde başta uzun vadede olmak üzere benzer ekonomilere göre daha olumlu bir performans sergilemiştir." denildi.
Özette, enflasyonda gözlenen yükselişte, jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumları, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklarının etkili olmaya devam ettiği belirtildi.
Yılın ilk yarısında güçlü büyüme gerçekleştiği, ikinci yarıya dair öncü göstergelerin ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ettiği aktarılan özette, "İmalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkileri yakından takip edilmektedir." ifadesi kullanıldı.