Sektörel

Mersin-Adana-Hatay bölgesinde santral sayısı 35'i bulacak!

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri'nin avukatı İsmail Hakkı Atal, Adana Tabip Odası ve Adana Barosu olarak milyonlarca insanın hayatını tehdit eden termik santrallere açtıkları davaların sürdüğünü belirtti.

İsmail Hakkı Atal, dün yaptığı yazılı açıklamasında şunlara yer verdi: "Açtığımız davalarda yargı organının (Danıştay) kamu yararını gözeterek lehimizde verdiği ve vereceği kararları işlevsiz hale getirmek için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun yargılamayı uzatmaya yönelik zaman geçirme stratejisi de sürüyor. Bunun son örneği olarak İskenderun Sarıseki'de Atlas Enerji-Diler termik santrali aleyhine açtığımız lisans iptal davasında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazımızı haklı görerek 21.01.2013 tarihinde 'yürütmeyi durdurma' talebimizin tekrar görüşülmesi için dosyayı Danıştay 13. Daireye tekrar göndermişti. Ancak Danıştay, yürütmenin durdurulması talebinin dayanağı olan kümülatif etkinin değerlendirilebilmesi için, özellikle Adana-Mersin-Hatay bölgesindeki termik santrallerin yerini ve aralarındaki mesafeyi gösteren haritanın onaylı bir örneğini istediği halde, EPDK ısrarla göndermemektedir. 


Danıştay 13. Dairenin EPDK'dan istediği bu bilgi ve belgelerin gönderilmemesi üzerine ikinci kez isteme yazısını görmektesiniz. 

EPDK'nın göndermediği bu haritayı sadece lisans alanların sayısı 13. Henüz lisans almamış başvurularla birlikte Mersin-Adana-Hatay bölgesinde termik santral sayısı 35'i bulmaktadır. Bir Türkiye gerçeği olarak yürütmeyi durdurma talebimiz görüşülürken, 1200 MW gücündeki Atlas Enerji Diler termik santralinin inşaatı bitti ve çalışmaya başladı. Yıllardır eylemlerde ve basın açıklamalarında sürekli olarak kurumları ve kamuoyunu uyarmak amacıyla fotoğraflarını gösterdiğimiz, asit yağmurlarına ve sakat hayvan doğumlarına neden olan Sugözü Termik Santralinin zehirli gaz bulutunun aynısı İskenderun Sarıseki'de de başlamıştır. Doğu Akdeniz bölgesi önümüzdeki yıllarda yüzbinlerce insanın hayatına, tarımın, hayvancılığın, balıkçılığın bitmesine, milyonlarca insanın geçim kaynaklarını kaybetmesine neden olacak şekilde geri dönülemez büyük bir ekolojik felaketin-çöküşün eşiğinde olup, artık sözün bittiği noktaya gelmek üzere olduğumuzu hissettiğimiz bu konuda kamuoyunu, kurumları, şirketleri, hükümeti ve çocuklarının hayatı-geleceği konusunda yeterli duyarlılığa sahip olmayan halkımızı uyarmayı bir borç biliriz." Yargı, hangi santrallerde kümülatif kirliliği Kümülatif (toplam) kirlilik için açılan davaların Danıştay tarafından kabul edilen santrallerin Adana -Yumurtalık Ayas Enerji kömürlü termik santral; İskenderun Atlas Enerji kömürlü termik santral; Adana-Ceyhan -Hakan Madencilik kömürlü termik santral; Mersin -Camiş kömürlü termik santrali; Mersin-Enerjisa termik kombine çevrrim santrali ile AdanaEnerjisa termik kombine çevrrim santrali olduğunu anlatan Atal, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Atlas Enerji Diler Termik Santraline karşı İskenderun Çevre Koruma Derneği tarafından açılan ÇED iptal davasında Hatay İdare Mahkemesinin 2008/1383 E. ve 201 1/374 K. sayılı kararıyla dernek lehine sonuçlandığını ve mahkeme bilirkişi raporunda da tesisin hemen yakınında bulunan İskenderun Demir Çelik fabrikasının kümülatif etkisi hesaplanmadığı için "ÇED olumlu raporu" iptal edilmiştir. Ancak henüz mahkeme kararının mürekkebi kurumadan Diler Termik Santrali—Atlas Enerji yeni bir ÇED daha yaptırarak inşaatına devam etmiştir. Yedi yıl önceki Çevre Bakanlığı verilerine göre 38 bin ÇED başvurusundan sadece 33 tanesinin olumsuz rapor aldığı, son 6 yılda ise 23 bin ÇED başvurusundan sadece 3 tanesinin olumsuz rapor aldığı ülkemizde: ÇED raporunu hazırlayan şirketlerin ücretlerini Bakanlıktan-İdareden değil, yatırımcı termik santral şirketinden aldığı bir ülkede, ÇED raporlarının sonucu baştan belli bürokratik bir prosedür olarak uygulandığını anlamamız üzerine, lisans iptal davalarını açmıştık." 


Ses Gazetesi