Mevcut binaların yüzde 67’si ruhsatsız!
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü, 17 Ağustos 1999 depreminden beri 19 yıl geçtiğini söyledi. Öncü, “Doğal afetlere karşı duyarlı ve hazırlıklı değiliz” ifadelerini kullandı.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü, basın mensuplarıyla buluştu. Türkiye’nin doğal afetlere hazırlıksız olduğunu belirten Öncü, “Ancak, yapı denetimine ayrı bir vurgu yapılması zorunluluktur. Çünkü yapı denetimi, güvenli yapıların oluşmasını sağlayacak ve gelecekte aynı sorunların ortaya çıkmasını önleyecektir. Dolayısıyla, 1999 depreminden sonra, yapı denetimi kavramı üzerinde yoğunlaşıldı. 2000 yılında yürürlüğe giren 595 sayılı KHK bunun en önemli adımıydı. Ancak, kararnamenin iptalinin ardından, 2001 yılında yürürlüğe giren ve hala uygulanmakta olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun beklentileri karşılayamadı. Hatta iptal edilen 595 sayılı KHK’nın bile gerisinde kaldı. Yapı sektörü içerisindeki paydaşlara, ilgili kurumlara ve meslek odalarına yeterince danışılmadan, alelacele çıkarılan kanun, adeta kendisi bir sorun olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Yapı denetimi işini gerektiği gibi yapamadığını anlamış olan devlet, bu görevi 4708 sayılı Yasa ile yapı denetim kuruluşlarına bıraktı. Bu temelde doğru bir yaklaşımdı. Ancak, doğru noktadan yaklaşmak, doğru yere ulaşılması anlamına gelmedi. Zamanla yasanın etki alanı daraltıldı, muafiyet sınırları genişletildi, farklı düzenlemeler yapılmaya başlandı” ifadelerini kullandı.
Milliyet Gazetesi'nde yer alan habere göre Öncü, “Bu durum mevcut yapılardaki tehlikenin boyutunu açıkça gözler önüne sermektedir. Ülkemizde yaklaşık 20 milyon yapı bulunmaktadır. Ancak, bu yapı stokunun ayrıntılı bir envanteri çıkartılamadığı için olası depremlerde nasıl bir davranış sergileneceği de bilinememektedir. Bilinen gerçek, mevcut binaların yüzde 67’sinin ruhsatsız veya ruhsata aykırı, yüzde 60’ının ise 20 yaşından büyük olduğudur. Kentsel dönüşüm uygulamaları ile yapıların yenilenmesi ve depreme dayanıklı hale getirilmesi çabaları açıkça göstermektedir ki, dönüşüm, müteahhit firmalar ve yapı sahipleri için gereken ekonomik cazibeyi meydana getirdiği koşullarda uygulanabilmektedir” dedi.
Deprem güvenliği bakımından ülkenin iyi durumda olmadığını söyleyen Öncü, “Büyük kentlerimiz başta olmak üzere, deprem başta olmak üzere doğal afetlere karşı duyarlı ve hazırlıklı değiliz. Son dönemlerde üzülerek görmekteyiz ki, sel ve su baskınları doğal bir hal almakta ve afete dönüştüğü ısı adaları oluşmakta, iklimler değiştiği soluduğumuz havanın her gün daha fazla kirletildiği, kentlerimiz ve yapı stokumuz depreme hazır ve hazırlıklı olmadığı bir ülke olmaktan en kısa sürede kurtulmamız gerekmektedir” açıklamasında bulundu.