Mevcut yapıların % 95'i değişecek!

36 yıldır bu mesleğin içindeyim. Birçok kriz yaşadım; ancak şu anda krizi telaffuz etmeyi gerektirecek bir ortam yok... Yok olmadığı gibi daha iyiye giderek devam etmektedir.  Gerekçe ise, İstanbul'umuzda ve ülkemizde yapılmış olan yapıların %95'i konfordan yoksun, deprem açısından acil değişmesi gereken yapılarla dolu olmasıdır.

 

Ayrıca şahsen ben biliyorum ki, ülkemizde inşaat yapmak üzere proje arayan, elinde milyarlarca doları olan firmalar ve fonlar piyasada cirit atıyor.  Eğer kriz olma tehlikesi olsa idi; tavşandan daha korkak olan yabancı paranın ülkemizde ne işi vardı? Üstelik Türkiye kendi ülkeleri olmadığı ve de prosedürlerini bilmedikleri halde.

 

Şimdi tekrar soruyorum. Bir avuç su da fırtına kopartsanız da, bu ülke ve bu ülke insanının bu değişime ihtiyacı vardır.

 

Bu doğru mu?

 

Öyleyse biz inşaatçılar ülkemiz için, ülkemizin geleceği için, kendi geleceğimizi tehlikeye atmaya varız.

 

Peki, siz "borazancı başı" olanlar, size ne oluyor? Oturun oturduğunuz yerde... Bizler ne yaptığımızı biliyoruz ve ne sonuçlar getireceğinin de farkındayız. Eğer bizleri korumak için bunları yazıp çizip konuşuyorsanız; biz bunu benimsemiyoruz. 'Önce vatan, sonra ben' diyebiliyorsan o zaman korkmak niye?

 

Eğer bu yapıları, bizler kriz söylentilerine inanıp da iş yapmaktan korkarsak, ne olacağını size anlatayım.

Benim de yetiştiğim izbe, konfordan yoksun, gece uyurken rahat uyuyamayacağınız yapılarda, mahallelerde ve şehirlerde yetişmiş çocuklara geleceğimizi teslim etmiş oluruz.

 

Peki, bunun sonucunda ne olur? Çoğunluğu izbe mahallelerden yetişen, çağdaş yaşam kültürü alamamış bir nesile ülkenizi teslim etmiş olursunuz.

 

Yapılarının %95'i eski ve değişmesinin acil olduğu bir yerde, asla ve asla inşaat sektöründe kriz olamaz.

Konut satın alma oranı artarak devam eder; bir de bu açıdan düşünün yeter.