Genel

Meyra: Evim de müziğim de neo klasik tarzda!

Ünlü şarkıcı Meyra, beş yıldır Beykoz'da üç katlı bir villada oturuyor. Bu evi bahçeli olduğu için tercih ettiğini söyleyen şarkıcı, böylece çocuğu olduğunda da daha rahat edeceğini düşü

Bugünlerde neler yapıyorsunuz

Bu aralar yeni albüme odaklanmış durumdayım. Birçok besteci arkadaşımla bir araya gelip, repertuvar oluşturmaya çalışıyoruz. Yeni yıla girmeden albümüm piyasada olacak. Çizgim ve tarzım artık oturdu, yeni albümde yine aynı çizgiyi sürdüreceğim.

Evinizden bahsedersek; ne kadar zamandır burada oturuyorsunuz

Yaklaşık 5 yıl oldu. Daha önce Şişli'de tam şehrin göbeğinde bir plazada yaşıyordum. Her yere yalan olduğu için rahat ediyordum fakat sakinlik istedim. Kuş sesi, sakinlik, bahçe ve doğayı çok seviyorum. Plazada otururken cam bile açamıyordum, hep havalandırma çalışıyordu. Dolayısıyla ben taşınma karan alırken aklımda zaten bahçeli bir ev vardı. 6 ay boyunca ev gezdikten sonra bu eve girer girmez vuruldum ve "Tamam, işte bu" dedim. Hem güvenli bir site olması, içinin temiz olması, verdiği huzur, ikinci köprüye yalan olması gibi pek çok sebep etkili oldu kararımda. Bir gün bebeğim olduğunda da rahat büyütebileceğim bir yer diye düşündüm.

Bu ev kaç katlı

Üç katlı. İlk katta salon ve mutfak, ikinci katta yatak odası ve çalışma odası, üçüncü katta giyinme odası ve misafir yatak odası var.

Dekorasyon kime ait, profesyonel bir destek aldınız mı

Bizden önce oturan kiracılar eve çok iyi bakmışlar, o nedenle içi zaten temizdi. Dekorasyon çoğunlukla bana ait. Ancak pek çok şeyi de kayınvalidem Nazlı Hanım'la antikaalan gezerek aldık. Çünkü kayınvalidemin zevkine çok inanırım. Mesela salonumdaki avizeyi kendim çizdim. Kayınvalidem bunu yapabilecek bir ustaya götürdü beni ve ona yaptırdık. Aynca ortadaki masam da eski bir kapıdır. Kapıyı eski bir çerçeve içine oturtturduk ve ayak yapardık. Girişteki sandık ise babaannemden kalma, en az 100 yıllık.

Anlaşılan bayağı antikaa gezdiniz. Daha çok nerelere gittiniz

Genellikle Horhor'a gittik; aynca Çukurcuma ve Üsküdar'daki bazı antikacılar.

Antikayı neden bu kadar çok seviyorsunuz

Çünkü yaşanmışlık hissini seviyorum. Her objenin bir hikâyesi var diye düşünüyorum, onlar da birer canlı sonuçta. Biliyorsunuz her şey canlı, her şeyin bir enerjisi var. Bu enerjiyi biz alıyoruz; bir objeyi çok sevmemizin nedeni de ondan aldığımız enerjidir zaten.

Her eşyamla duygusal bir bağ kuruyorum

Eşyalarınızla duygusal bir bağ ruyorsunuz galiba

Evet, aynen. Diyelim ki 100 yıllık tıraşı olan bir obje; kimler dokundu, ngi ortamlarda yaşadı, sevinçli nleri de duydu, üzüntüleri de diye sunuyorum. Felsefem "her şey canlıdır" olduğu için ister istemez her şeyle bağ kuruyorum.

O halde eskiyen ya da kullanılmayan yalarınızı birilerine de veremezsiniz siz, değil mi Meyra Hanım
 
Benim bir şeyi birine vermem ya da atmam çok zor. Gene de vermek daha kolay ama asla atamam. Birine verince başka birinin onu kullanacak olması, eşyanın yaşayacak olması içimi rahatlatıyor. Yoksa "2 yılda bir evimin dekorasyonunu değiştiririm" diyemem hiçbir zaman. Olur da bir gün değişim yapmak istersem de, komple değişimden yana değilim, ufak tefek değişiklikler yapabilirim amcak... Bir anda evin her şeyini değiştiremem.

Bu evin tarzı nedir desem, nasıl özetlersiniz peki

Neo klasik diyebiliriz. Çok klasik de çok modern de sevmiyorum. İkisinin birleşimini seviyorum. Tıpkı yaptığım müzik gibi. Ben müziğimi de öyle tanımlıyorum; ne tam klasik ne tam modern. Hem müziğimde hem ev dekorasyonumda bir parallellik var. Çünkü müziğime baktığınızda pop-neo klasik diyebiliriz; içinde senfonik duruşu olan şarkılarım da var, gençleri yakalamak için daha popa yakın duruşu olan şarkılarım da...

Bu evi dekore etmek ne kadar vaktinizi aldı

Bir yılımı aldı diyebilirim. Çünkü her şey yavaş yavaş oluştu bu evde. Taşınmadan önce her ne kadar başlamış olsak da, taşındıktan sonra da dekorasyon çalışmaları devam etti. Hatta bu nedenle tam hazır olmadığı için bir süre evime misafir çağıramadım. Ben yeni evlenen arkadaşlarıma da hiç acele etmemelerini tavsiye ediyorum. Yeter ki aldığımız her eşyayı içimize sinerek alalım, sonra pişmanlık olabiliyor.

Evdeki en büyük zevkim; yeşil çayımı yudumlarken ruhsal gelişim kitapları okumak

Masanızda bir sürü dekorasyon dergisi gördüm. Trendleri takip neşeniz de bilmek mi istiyorsunuz

Evet, trendleri kıyafette daha çok cip ediyorum. Ama o dergilere kmak, karıştırmak hoşuma gidiyor dece o kadar. Evde nasıl vakit geçirirsiniz

Tam bir ev kuşuyum diyebiliriz, lonumda oturup kitap okurken yeşil y içmek büyük zevk. Daha çok iritüel kitaplar okuyorum; kişisel ve hsal gelişim üzerine; bu dünyanın lamı, nereden geldik, nereye gidiyoruz 3İ soruları cevaplamaya çalışan filerin kitaplarını okuyarak aslında iç inyamda yolculuklar yapıyorum, rica üst kattaki çalışma odamda ternete girip fun'larımla yazışıyorum, bir de evime çok misafir çağırırım. Zaten bizim evin yemekleri meşhurdur; bir gelen bir daha gelmek ister.

Yemekleri siz kendiniz mi yaparsınız

Kendim yemek yapmıyorum ama çok güzel tarifler bulurum. Bir otelde ya da restoranda yediğim yemeği çok beğendiysem hemen aşçıya sordururum. Arkadaşlarımdan tarif alırım. Dolayısıyla bu anlamda araştırmacı bir ruhum var. Domates soslu nohutlu mantımız ve ayran katkılı, buğdaylı bir çorbamız var; ikisini de mutlaka tekrar yemek isterler.

Ev işleriyle aranız nasıl

Ev işine daldığım vakit çıkamadığımdan çok dalmamaya çalışıyorum. Benim mükemmeliyetçi bir yapım var. Şimdi ben toz almaya kalksam, yerde de bir toz zerrezi görsem hemen akabinde yeri silmeye başlarım. Çünkü her yer temiz olmalı hissi gelir ve tüm evi sabahtan akşama kadar temizlerim. Sağolsun yardımcılar bana pek bir iş bırakmıyorlar. Özellikle Amerika'da yaşadığım dönemde en sevdiğim şey market alışverişiydi.

Evde en çok kullandığınız eşya hangisidir

Bir şey getirip götürürken kullandığım için tepsi ve su bardakları.

Dekorasyonda yapılan en büyük hata nedir sizce

Evi ya da odayı taşıyacağından daha fazla eşyayla boğmak. Bazı evlere gittiğimde bir bakıyorum, evde bir santim boş yer kalmamış. Ne kadar minimal o kadar iyi. Bir de evde gri rengi hiç sevmem, bana hemen ofis çağrışımı yapıyor.
Vatan/Banu Duran