Mimar Batu Derer ev dekorasyonunu anlattı!

Başkentin en gözde semtlerinden Gaziosmanpaşa 'da konumlanan bu çatı dubleksinin modern-rustik dekorasyon karakteri, içinde yaşayanlar ve birkaç yaratıcı fikirle duygusal, samimi ve sıcak bir ‘yuva atmosferi 'ne dönüşüyor.

Mimar Batu Derer 'in iki yıl önce  Ankara  Gaziosmanpaşa semtinde satın aldığı bu çatı dubleksi daire, onun için günün yoğun temposundan sıyrılıp ailesiyle paylaştığı keyifli bir yaşam alanı. Yüksek bir konuma sahip olan ev, sunduğu şehir manzarasıyla, günün çeşitli saatlerinde değişken atmosferler yaratma fırsatı veriyor. Bugüne kadar başarılı kurumsal ofis ve otel projelerine imza atan Mimar Batu Derer, Dereromay Mimarlık firmasında ortağı olan Mimar Emre Omay 'la tasarladığı evinin onlar için bir ilk olduğunu belirtiyor. Altı ay gibi kısa bir sürede yeni kimliğine kavuşan bu evde ilk konut iç mimari tasarım projelerine imza atmışlar.
Derer, evi satın aldığında taşıyıcı bölmeler hariç tüm duvarları ortadan kaldırarak hayalindeki yaşam alanını burada hayata geçirmeyi hedeflemiş ve başarılı olmuş da. “Bu evi ilk gördüğümüzde salonun ve üst kata çıkan merdiven bölümünün duvarları lambri ahşap giydirilmişti. çatı katı, alt kattan tamamen bağımsız, pek de kullanışlı olmayan iki odalı bir yaşam alanı olarak tasarlanmıştı. Biz üst kata çıkan merdivenleri ahşap basamaklı çelik merdivenlerle değiştirerek modernleştirdik. çatı katındaki odalardan birini açarak salona katılmış bir çalışma alanı yarattık ” diyerek evin değişen yüzünü anlatıyor. 200 metrekarelik alana sahip olan dört odalı ev, sahibinin yaşam alışkanlıklarına göre şekillendirilmiş. çatı katında çalışma alanı dışında bir de misafir odası tasarlanmış. Giriş katı yatak odası, ebeveyn banyosu, giyinme odası, mutfak ve salondan oluşuyor. Mutfaktan salona ve yatak odasından ebeveyn banyosuna açılan pencereler, mekanlar arasındaki iletişimi artırarak görsel geçirgenlik sağlamış.

İki yıldır bu evde yaşayan Derer ailesi, mevcut eşyalarını, ailesinden kalan parçaları ve seyahatlerden aldığı objeleri bir araya getirerek eve tüm karakterini yansıtmış. Yüksek tavanı ve şehir manzarasıyla ilk girişte insana ferahlık hissini yaşatan salonda olduğu gibi evin tüm yaşam alanlarında toprak tonları tercih edilmiş. Birbiriyle yarışmayan doğal renkler, masif ahşap aksamlar ve şöminenin rustik dokusu mekana sıcaklık ve samimiyet hissini vermiş. Ankara 'nın soğuk duruşunun aksine bu ev, sıcaklık, samimiyet, doğallık ve fonksiyonelliği, zamansız bir stille buluşturmayı başarmış.

1. BENİM DEKORASYON TARZIM
“Nişantaşı 'nda tarihi bir apartmanın birinci katında oturuyorum. Evimin mimarı Burçin Erdem. Yaşanmışlık görüntüsü veren mobilyaları, toprak tonlarını, ahşabı, deriyi, doğal malzemeyi seviyorum. Parlak metaller ve minimalist objeleri, ağırlıkta kullandığım patinelerin arasına yerleştiririm. Vücuduma iyi gelen, görmekten, dokunmaktan ve içinde yaşamaktan zevk aldığım malzemeler bunlar. ”
Nihat Odabaşı, Fotoğrafçı

2. YENİ   RENKLİ MUTFAKLAR
Mutfakların da artık bir yaşam alanı olarak öne çıktığını düşünürseniz evin bu özel bölümünün de renklerin büyülü dilini konuşması bir zorunluluk haline geliyor. Kadınlar mutfaktaki zamanın yüzde 60 'ını ise eviyelerin başında harcıyor. Öztiryakiler Grup tarafından Türk mutfaklarına kazandırılan Blanco, eviye ve armatürde yepyeni renkleriyle trendleri yeniden belirliyor.
www.blanco.com.tr

3. HAFTANIN TASARIMI
Markanın adı: Gandia Blasco
Ürünün adı: Flat kanepe
Tasarımcısı: İspanyol tasarımcı Mario Luiz
Nerede bulabilirim: Oso Collection, Bebek yokuşu
Neden almalıyım: 70 'inci yılını kutlayan İspanyol marka Gandia Blasco, tasarım ve yeniliklerden yola çıkan anlayışıyla, detay ve işçilik kalitesinde gelişmiş bir bakış açısının temsilcisi haline geldi. Antalya 'da Eren Talu imzalı Adam&Eve Hotel, İstanbul 'da Suada ve Büyük Kulüp (Circle d 'Orient), Bodrum 'da ise Kuum Hotel, Gandia Blasco imzası bulunan başarılı projelerden bazıları.

Milliyet Emlak/Yasemin Aksoy