Mimarlar Odası’nın çıtası daha da yükselecek!
Mimarlar Odası Genel Kurulu’nda oda başkanlığına aday olmayacak olan Arsal Arısal, 2 yılını özetledi. Hedefi, Mimarlar Odası’nda üst kurullarda görev yapmak olan Arısal, “Yaşanılabilir şehirler için mücadele ettik” dedi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası’nın genel kurulu yarın, odaya ait Tarihi Taş Bina’da gerçekleştirilecek. Mevcut Başkan Arsal Arısal’ın aday olmayacağı genel kurulda Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Kamuran Öztekin tek aday olacak.
Hedefi, Mimarlar Odası’nda üst kurullarda görev yapmak olan Arısal ise oda başkanlığı döneminde yaptığı çalışmaları anlatırken, “Yaşanılabilir şehirler için mücadele ettik” ifadelerini kullandı.
Özellikle panel ve sempozyum gibi önemli çalışmalara imza atan Mimarlar Odası’nın başkanı Arısal, “Mimarlar Odası’nın çıtası daha da yükselecektir” dedi.
Mimarlar Odası Başkanlığı yaptığınız 2 yılı özetler misiniz?
Yönetime girdiğimiz andan itibaren meslek içi çalışmalara ağırlık verdik, kentteki sorunlara karşı duyarlılık oluştururken, aynı zamanda kent dinamiklerinin ortak çalışma yapması için mücadele verdik. Bununla ilgili çeşitli sivil toplum örgütleriyle bir arada olduk. Belediyelerin bize danıştığı konularda fikirlerimizi beyan ettik, bu konularda kapsamlı raporlar yazdık. Belediyelerin yaptığı plan değişiklikleri ya da kentle ilgili önemli kararlarla ilgili gene raporlar hazırladık ve sunduk. Bunların en önemlilerinden biri MİA ile ilgili. İtirazımızla ilgili geniş kapsamlı bir rapor hazırladık. Bu rapor kabul görmeyince hukuki yolları denedik. Davayı da sonuç olarak kazandık. Bununla ilgili kentte yaşanan gelişmeleri, örneğin Gübretaş Amonyak Tankı, örneğin Dubai Port, tramvay projesi, ulaşım master planı gibi konularda fikirlerimizi beyan ettik. Bunun yanında kendi iç etkinliklerimizi gerçekleştirdik.
Odaya ait olan Tarihi Taş Bina’da sürekli etkinlikler gerçekleşti.
Evet, Taş Bina’da sürekli sempozyumlar, paneller düzenledik. Bu toplantılardan önemli raporlar çıktı. Öte yandan TMMOB yasası ile ilgili de çok kapsamlı mücadele verdik. Bilindiği üzere TMMOB’nin fikri alınmadan çıkacak bir torba yasa söz konusuydu. Bu yasada amaç, odaların etkisizleştirilmesi, böl-parçala-yönet mantığıyla güçlü örgütlü yapının bitirilmesi ve rantın önünün açılmasıydı. Sadece TMMOB Yasası değil, İmar Kanunu gibi önemli kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören bir torba yasa taslağıydı -ki ülkemiz ve kentlerimiz için çok ciddi olumsuz sonuçlara yol açacağı belli olan bir taslaktı.. Buna karşı durduk. Hakkımızda soruşturmalar açılmaya çalışıldı. Örneğin benim de içinde bulunduğum 13 TMMOB üyesi hakkında soruşturma açılmak istendi. Bana isnat edilen suç; basın açıklaması yapmak ve yürüyüş yapmaktı ki bu her vatandaşın Anayasal hakkı. Sonuç olarak tabi ki takipsizlik kararı çıktı.
Paneller ve sempozyumları açar mısınız?
Mesleki kaliteyi artırmak adına çok ciddi mücadele verdik. Eğitimlerimiz sürekli devam etti. Mimarlık için geniş bir görüş açısı elzem. Biz de üyelerimizin görüş açılarının gelişmesi için bu panelleri, sempozyumları düzenledik. Öte yandan göreve geldiğimiz günden itibaren birçok üye toplantısı düzenledik. Üyelerimizin sorun ve beklentilerini dinleyerek buna göre hareket ettik. Yasa değişikliklerine karşı nasıl tavır alınması gerektiği konusunda uzmanların bilgilendirme yapmasını sağladık.
Bu dönem birçok odanın kongreleri sessiz geçiyor. Bunun sebebi ne olabilir?
Son dönemde siyasi otoritenin sivil toplum kuruluşları ve muhalefeti etkisizleştirme üzerine bir tavrı var. Biz TMMOB olarak bunu ilk olarak Kanun Hükmünde Kararnameler ve yönetmelik değişiklikleriyle yaşadık. Odaların mali gücünü azaltmaya yönelik değişiklikler yapıldı. Sonrasında da torba yasa ile yaşadık. Torba yasada ciddi anlamda örgütlü yapıya zarar veren düzenlemeler vardı. Bizler sadece meslek politikası yapmamıza rağmen bu yasalarla üzerimize gelindi. Siyasi otorite tarafından istenmeyen örgüt ilan edildik. Halbuki hepimizin istediği, daha yaşanabilir şehirlerin oluşması.
MİA’daki mahkeme sürecinin sebebi neydi?
MİA, bölgeye ciddi yoğunluk getiren bir planlamaydı. Alanda bir sulak alan olduğu ve idareden görüş alınmadan yapılaşmanın önünün açıldığı, plan değişikliğinin objektif bir araştırmaya dayanmadığı, halk tarafından yeterli katılım olmadan karar alındığı, imar hakkı transferinin eşitlik ilkesine aykırı olması, deprem gerçeği, planlanan yolun yoğun taşıt ve yaya kullanımına yetersiz olduğu, vesaire, birçok konuya dikkat çektik. Her şeyden önce, Astakoz’dan Bitinya’ya, üzerinde bulunduğumuz alanda iki büyük uygarlık yaşamış. Hiçbir dönemde bu bölgede bir yapılaşma yapılmamış. Sonuç olarak da yürütmeyi durdurma ve ardından iptal kararı çıktı.
Yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanmaması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesine ne yazık ki uyulmuyor. Örneğin Sulukule’deki kentsel dönüşümle ilgili iptal kararı çıktı. Ama uygulanmadı. Bu, “Ben hukuku tanımıyorum” demek. Dahası, bir bakan da çıkıp, “Proje iptali söz konusu değil. gerekirse tazminat öderiz ” diyebiliyor. Bu “ben hukuku tanımıyorum, parası neyse verim” demek oluyor.
Hafta sonu genel kurulunuz ve seçimleriniz var aday olmadığınızı açıkladınız. Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Bu dönem Mimarlar Odası Kocaeli Şube yönetimine aday değilim. Bu şehir için çok önemli çalışmaları olan çok değerli bir Hocamız, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fakültesi kurucu dekanı Prof. Dr. Kamuran Öztekin başkan adayımız. Kendisinin bu zor dönemde dahi çok önemli işlere imza atacağına inancım tam. Ben, üst kurullarda ve örgütün görev verdiği her yerde hizmet etmeye hazırım. Sonuçta bu benim meslek örgütüm ve en iyi yerde olması için elimden geleni her zaman yapmaya hazırım. Bunun dışında elbette hem kendi mimarlık ofisimde hem de akademik ortamdaki çalışmalarımı sürdüreceğim.
Manşet Kocaeli