Köşe yazıları

Miras hangi şartlarda satılır? 

Miras kalan mal ve mülkte kim, ne kadar paya sahip? Miras vergisi var mı? Miras hangi şartlarda satılır? 

Posta gazetesi köşe yazarı Tamer Heper bugünkü yazısında miras paylaşımını kaleme aldı. İşte Heper'in o yazısı...

Miras, çoğu zaman aileler arasında büyük sorunlara yol açıyor. Özellikle ev ve arsa paylaşımı üzerinde yaşanan uyuşmazlıklar yıllarca sürüyor. Bu durum hak sahiplerinin miras kalan mülkten tam anlamıyla yararlanmasını engellerken, aile bireyleri arasında da dargınlıklara ve kırgınlıklara neden oluyor. Anlaşmazlıkların önemli bir kısmı da yasal hakların yeterince bilinmemesinden dolayı ortaya çıkıyor. Peki miras kalan mal ve mülkte kim, ne kadar paya sahip? Miras vergisi var mı? Miras hangi şartlarda satılır? 

MİRASTA ÖNCELİK KİMLERİN?

Birinci derece mirasçılar evlatlar ve onların da evladı yani alt soydur. Bir miras ihtilafında veya mirastaki malların yani terekenin (ölen kimseden kalan her şey) paylaşımında öncelik birinci derece mirasçılarındır yani evlatlarındır. Ölenin kardeşleri ikinci derece mirasçılar arasında yer alır. Kural şudur; şayet mirasçılar arasında birinci derece mirasçı varsa ikinci derece mirasçıya terekeden pay düşmez.

Yani onlar mirastan pay alamaz. Babadan kalan malvarlığının dörtte biri annenin, dörtte üç de evlatların olacak. Yani hisse talep eden amcaysa miras düşmeyecek. Miras kalan gayrimenkullerde annenin hissesinin bulunması durumu değiştirmeyecek, anneye ait hisseler yine kalacak ancak eşe ait hisseler paylaşıma konu yapılacak.

KİMLER MİRASÇI OLABİLİR?

Bir kimsenin vefatında onun mirasçılarının kim olacağı Medeni Kanunu’muzda belirlenmiştir. Evlatları mirasçıdır, onlar yoksa anne-babası veya kardeşleri mirasçıdır, onlar da yoksa büyükannebüyükbaba- amca-hala-dayıteyze mirasçıdır. Bunlarla birlikte de resmi nikahlı eş mirasçıdır.

Bunun dışında yasal mirasçı yoktur. Ancak bunların dışında mirasta hak sahibi olunması için vefat eden tarafından belli şartlarla vasiyetname yapılmış olması şarttır. Bunların dışında örneğin; resmi nikah olmadan birlikte yaşanılan bir kadının mirasta payı yoktur.

VASİYETNAME NASIL YAPILIR?

EL YAZISI YETERLİ AMA NOTERE BIRAKILMALI

Vasiyetnameler üç şekilde yapılabilir:

EL YAZISI İLE: Bu vasiyetname, dosya kağıdına tamamı el yazısı ile yazılıp tarih atılır ve imzalanır. Bu vasiyetname oluşmuştur ve geçerlidir. Ancak vasiyetname yapanın vefatı ile hukuki sonuç doğurması için adli mercilere ulaşması gerekir. El yazısı ile yazılıp evin bir köşesine koyulduğunda ele geçmeyebilir veya kötü niyetli kişiler tarafından imha edilebilir. Bu nedenle şiddetle önerilen, bunun bir zarfa koyularak saklanmak üzere bir notere, sulh hakimine veya yetkili bir memura bırakılmasıdır. Bunlar içinde tercih edilen notere bırakmaktır. Vefat durumunda bu yolla resmi makamlara iletilme imkanı doğar.

RESMİ: Bu zaten noterde yapılır. Noter vasiyette bulunanın beyanını kayda geçirir, iki tanık huzurunda talebinin doğruluğunu teyit ettirir, tarafların imzasını alır ve vasiyetnameyi saklamak üzere muhafaza eder. Vefat halinde yine resmi makamlara iletilmesi sağlanır.

SÖZLÜ: Yakın ölüm tehlikesi altında, hastalık, savaş vs. gibi nedenlerle el yazısı ile vasiyetname yapma imkanı bulunmadığı hallerde sözlü olarak iki tanığa söylenenler iki tanık tarafından kağıda geçirilir, bu kağıdı sulh hakimine teslim ederler. Dolayısıyla tatbiki zordur, çok kolay uygulanmaz. İşte vasiyetnamenin ölümden sonra sağlıklı biçimde tatbiki için notere gitmek tavsiye olunur.
BORÇLAR DA DAHİL

Sağ kalan eşin konutta hakkı nedir?

Bir kimse vefat ettiğinde ona ait tüm malvarlığı bir bütündür. Mirasa konu olan mallar, bankadaki parası, cebindeki parası, ziynet eşyası, gayrımenkulü vs. olarak akla ne geliyor ise mirasa dahildir. Hatta borçları bile bunların içinde yer alır. Dolayısıyla mirasçılara kalacak mallardaki hisseler menkul veya gayrimenkul olarak ayrılmaz. Vefat edenin eşi ise mirasçılar arasında dereceye girmez yani eşe birinci derece veya ikinci derece mirasçı gibi derece verilmez eş tüm dereceler ile birlikte mirasçıdır.

Pay oranı değişir

Birinci derece mirasçılarla birlikte mirasçı ise terekenin dörtte birine, ikinci derece mirasçılar ile birlikte ise terekenin yarısına, üçüncü derece mirasçılar ile birlikte ise terekenin dörtte üçüne sahip olur. Bunlardan hiçbiri yoksa terekenin tamamına tek başına sahip olur. Dolayısıyla konutta da durum budur. Şayet sağ kalan eş bu konutta oturma ihtiyacında ise oturmaya devam eder zira artık o gayrimenkulün hissedarı yani malikleri arasındadır ve kullanma hakkına sahiptir.

Kullanım bedeli talebi

Ancak hissedar olacak başka mirasçılar varsa hisselerine düşen bir kullanma bedeli talep edebilecekleri gibi sağ kalan eş de bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. (Medeni Kanun 652 mad.) Ancak talep karşısında diğer mirasçıların intifa hakkı veya oturma hakkı tanınmasını mahkemeden talep hakları mevcuttur.

ANNE KARNINDAKİ ÇOCUK HAK SAHİBİ OLUR MU?

Medeni Kanun’un 643’üncü maddesi şöyledir: “Mirasın açıldığı tarihte mirasçı olabilecek bir cenin varsa, paylaşma doğuma kadar ertelenir.” Görüldüğü gibi anne karnındaki çocuk dahi düşünülmüş ve mirasçılar arasına katılması için bir imkan tanınmıştır, tabii ki bu imkan canlı doğum şartıdır.

Bu nedenle paylaşım için doğuma kadar beklenir hükmü vardır. Doğum canlı olarak gerçekleştiğinde artık o çocuk da mirastan payını alacaktır. Anne şayet doğuma kadar maddi sıkıntı çekecek ise geçim için yeterli maddi imkanın doğuma kadar sağlanmasını isteyebilir ve bu konuda karar alınabilir.

 

Miras paylaşımında öncelik kimindir?