29 / 12 / 2024

Mobilyayı değerli kılan zanaatkârlık yok oluyor!

Mobilyayı değerli kılan zanaatkârlık yok oluyor!

Mobilya sektöründeki üretimin yüzde 70'i el emeği, yüzde 30'luk bölümü ise fabrikasyon. Ancak son dönemde zanaatkâr yetişmiyor...



Masko Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı, sektörün gelişimi için özgün tasarımlar yapan zanaatçıların sorunlarına eğilmek gerektiğini belirterek, "En değerli ve en iyi mobilyaları üreten zanaatkârlarımız çok önemli." diyor. Dünyadaki mobilya sektörünün büyüklüğü Trademap 2009 verilerine göre yaklaşık 200 milyar dolar. Türkiye mobilya sektörü ise otomotiv ve tekstilden sonra ihracattaki lokomotif sektörlerden biri olarak öne çıkıyor. Bugün sadece Masko Mobilya Kenti'nden yapılan ihracat 1 milyar 206 milyon dolara ulaşırken, dünyadaki pazar büyüklüğü bu alanda daha gidilecek epey yol olduğunu işaret ediyor. Masko Mobilya sanayicileri 2023 yılı için kendilerine 7 milyar dolar gibi iddialı bir hedef de koymuş. İhracat yapılan ülkelere bakıldığında ise 40 ülkeye yapılan ihracatın yüzde 50'sinin Avrupa Birliği ülkelerine yapıldığı görülüyor. DPT'nin verilerine göre sırasıyla ihracat yapılan ilk 10 ülke ise şöyle: Irak, Almanya, Azerbaycan, Libya, İran, Fransa, Türkmenistan, Yunanistan, Hollanda ve İngiltere.

Masko Mobilya Kenti'nde ağırlıklı olarak mobilyanın satışı yapılıyor. Masko'ya bu açıdan bakınca ülkemizdeki bu kadar geniş alanda satış yapılan tek yer olma özelliği taşıdığını da görüyoruz. 778 işyeri ve 550 firmanın olduğu bu devasa mobilya kentinde yaklaşık 150-160 civarında imalatçı grubun satış mağazası bulunuyor. Bugün 620 ortağa sahip Masko, 13 ortakla 1984 yılında kurulmuş. Bölgeye yapılan toplam yatırım 15 milyon doları bulurken Masko Mobilya Kenti'nin ekonomiye katkısı, yaklaşık yılda 4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Kent, İstanbul ve çevresindeki mobilya ihtiyacının yüzde 60'ını karşılıyor.

Küçük işletmeler VE ÜNLÜ markaLAR BİR ARADA

Yerli sanayide çok güçlü olmamıza rağmen ithal ürünlerin de tercih edildiği bir pazar mobilya. İhracatın 693 milyon dolar olduğu 2006'da 460 milyon dolarlık mobilya ithalatı yapılırken, yine ihracatın 1 milyar 206 milyon dolar olduğu 2010 sonu itibarıyla bu rakam 541 milyon dolar. İthalat sektör büyüklüğü içinde oransal bir düşüş yaşarken, rakamın yorumu Türk mobilya sanayiinin hızla geliştiği yönünde yapılıyor.

Mobilya sektörü, rekabet gücü küçük işletmelerle 'küresel marka' olma yolunda ilerleyenlerin bir arada olduğu geniş bir pazar. Kayıtlı firma sayısı 650 bin civarındayken kayıt dışılığın da en yaygın olduğu sektörlerden biri olarak biliniyor. Endüstriyel üretime 1970'li yıllarda başlayan sektörde hemen her ile ve ilçeye dağılmış yaklaşık 65 binden fazla üretim ve satış noktası bulunuyor. Mobilya üreticilerinin yüzde 25'i İstanbul'da. Kayseri, Ankara, Çanakkale, İzmir, Bursa, Tekirdağ ve Düzce de mobilya sektörünün kümeleştiği iller. Sektör, doğası gereği tekstille iç içeyken mobilya üreticileriyle birlikte sunta, kaplama, boya, cila, sünger gibi hammadde imalatçıları, mimarlar ve dekoratörler de bire bir çalışıyor. Sektörün küresel oyuncuları tasarımıyla İtalya, kalitesiyle Almanya olurken fiyatlarda Uzakdoğu tercih ediliyor. Masko Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı, "Küresel rekabette temel misyonumuz, dünya standartlarına uygun, kaliteli ve özgün tasarımlı mobilyalarla rekabetçi fiyatlara sahip 'Türk mobilyası kimliği' oluşturmalıyız." diyor.

FABRİKASYON, zanaatkâr YETİŞMESİNİ ENGELLİYOR

Bilindiği üzere mobilya incelik gerektiren bir iş. Bu nedenle de işin büyük bir kısmı el emeğiyle yapılıyor. Türk ahşap sanatının en güzel örneklerini gördüğümüz mobilyalar da yine Türk ustaların elinden çıkıyor. Mobilya sektöründe yaklaşık 270 bin kişi çalışıyor. Bu rakamın yaklaşık 60 bin kadarı fabrikasyon üretim yapan işletmelerde yer alırken, 210 bin kişiden oluşan büyük grup kayıtlarda atölyelerde zanaatkâr ve yüksek vasıflı çalışan olarak gözüküyor. Sektör ayrıca üretimde birlikte çalıştığı yan sektörler olan metal, plastik, nakliye ve enerjide de iş fırsatları oluşturuyor. Türkiye mobilya sektöründeki üretimin yüzde 70'i el emeği, yüzde 30'luk bölümü ise fabrikasyon. Ancak son dönemde hem mesleğin zorluğu, hem kazanç hanesine yazılan değerin düşüklüğü ve hem de fabrikasyon üretimin giderek artması sektörde zanaat yetişmesini engelliyor.

Masko Yönetim Kurulu Başkanı Karcı, mobilya sektörünün gelişimi için özgün tasarımlar gerçekleştiren mobilya zanaatçılarının sorunlarına eğilmek gerektiğini düşünüyor, "İstihdam açısından büyük önem taşıyan mobilya sektöründe, son yıllarda yeni zanaatkâr yetişmiyor. Ayrıca küresel krizle birlikte yüzlerce mobilya zanaatkârı da işyerini kapatmak durumunda kaldı. Ne yazık ki mobilya zanaatkârlığı da kaybolmaya başladı. Rakamın atölyelerde çalışan yüksek vasıflı insanlardan oluştuğunu ve 200 bin kişiden fazla bir insan kitlesini ifade ettiğini de düşünürsek durumun iyileştirilmesi gerektiğini de öngörebiliriz. Oysaki fabrikasyon üretim yapanlar ön plana çıkarken işin yükünü çekenler ihmal ediliyor. Yüksek kalitedeki zanaatkârın elinden çıkan mobilyalar ise doğal olarak daha fazla getiri sağlıyor. Aslında zanaatkârlarımızın dertleri ortak. Değişen dünya düzeni içinde artık çırak bulamamak, taklitçiliğin artması, teknolojinin bu işte de her işte olduğu gibi çok fazla kullanılması ilk ağızda hemen sayılabilir. Bütün bunlar yeni zanaatkârların yetişmesini engelliyor. Ayrıca Almanya ve İtalya mobilyada plastik ve suni malzemeler kullanırken bile sadece zanaatkârları ve iyi pazarlama stratejileriyle Türkiye'nin önünde yer alıyor. Günümüzde her ne kadar modern mobilyalar daha fazla tercih ediliyor gibi görülse de, el işçiliği mobilyanın değerini iki kat artırıyor. Dünyanın her yerinde en değerli ve en iyi mobilya, zanaatkârların ürettikleri mobilyalar. İşte bu nedenle Masko'nun ve mobilya sektörünün başkahramanları olan zanaatkârlarımız bizler için çok önemli." değerlendirmesini yapıyor.
 
Masko Mobilya Kenti'ne gelince gerçekten adındaki kent tanımının içini dolduracak kadar çok nüfusu barındırıyor. Mağaza sahipleri, mağaza yöneticileri, elemanları, atölyelerdeki ustabaşılar ve çıraklarla toplam 4 bin kişilik nüfusa iş ve ekmek sağlıyor.

2010 sonu itibarıyla mobilyanın iç pazar büyüklüğünün yaklaşık 8 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Yine DPT'nin verilerine göre Çin, Almanya, İtalya, Polonya, Fransa, İspanya, Vietnam, Endonezya, Japonya ve Romanya en çok mal ithal ettiğimiz ülkeler. Peki, biz en çok ne satıyoruz Ahşap mobilyalar; yatak odaları, yemek ve oturma odaları ile yatak haline getirilebilen oturma grupları. Ayrıca ahşap ve metal mobilya aksamları da ihracatımızın diğer kalemleri. Masko Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı kenti, Türkiye'nin perakende mobilyanın ihracat üssü olarak tanımlıyor ve havaalanına yakın olmalarının günübirlik ihracatı pozitif yönde etkilediğini söylüyor.

Bizim işte müşteri memnuniyeti şart

Masko Exclusive Project (MEP) adı ile anılan ve bugüne değin ülkemizde bir başka örneği olmayan bir çalışma başlatılmış. Başkan Karcı, "Alışverişe gelen müşterilerin mutlak memnuniyetini sağlayacak olan MEP'te profesyonel eğitimciler çalışanlarımıza 45 günlük bir paket eğitim veriyor. Bağımsız 2 komiteden oluşan MEP'teki ilk komite, MEP sertifikasının hangi firmalar tarafından hak edileceğine karar verirken, diğer komite teknik altyapılarla ilgileniyor. Yüzde 100 müşteri memnuniyetini hedef alan proje 5 aşamalı ve her aşaması tarafımızdan dikkatlice tasarlandı. Ayrıca gelen çocuklu ailelere çocuk bakım ve eğlence merkezimizde ücretsiz hizmet de veriyoruz." diyor.

Alan çok büyük, müşteriler aradıklarını nasıl bulacaklar, soruma ise Hasan Karcı, "Masko'nun çeşitli noktalarına yerleştirilen Kiosk'lar müşterilerin zamandan tasarruf sağlamalarına yardımcı oluyor. Masko hakkında çeşitli bilgiler verilirken mobilyacılar, hizmetler, projeler, haberler ve duyurulara ilişkin bilgi de alabiliyorlar." cevabını veriyor. Masko Mobilya Kenti içinde futbol ve basketbol sahaları, lokanta ve büfeler ile bir de cami yer alıyor.

Türk mobilya sektörü, Avrupa'yla karşılaştırıldığında markalaşma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Ülkemizde markasız mobilya üretimi yaygınken, markalı mobilyanın sektördeki payı sadece yüzde 10 civarında. Markalaşamama sorununun gerisinde de, mobilya sanayii üreticilerinin doğrudan tüketiciye ulaşma ve nihai ürünü tümüyle kendilerinin imal etme isteği yatıyor. Sonuç olarak yan sanayide konuşlanan KOBİ'ler devre dışı kalıyor. Oysaki yan sanayiyle birlikte çalışan firmalar ürünün her bir parçasını farklı üreticiye yaptırıp, en sonunda bu parçaların montajını yaparak tüketiciye sunuyor. Yan sanayiyle yapılan bu iş bölümü kaliteli emeğin ve parçaların bir araya gelmesini sağlarken markalaşma sürecini de hızlandırabiliyor. Sektörün diğer bir sorunu ise kesin bir envanterinin çıkarılamıyor oluşu. Bu durum atıl yatırım, kapasite kullanımı, bilgi birikimi yetersizlikleri ve branşlaşamama sıkıntılarını da beraberinde getiriyor. Bu da maliyet ve kalite sorunlarının yaşanmasına sebep oluyor."

Başkan Karcı ayrıca sektörün gözüken 'kaliteli emek' problemlerine çözüm önerilerini düşündüklerini de söylüyor ve "Çalışanların mobilya sektöründe deneyimli, ehil kişiler olmalarına özen gösteriliyor. Yakın dönemde çevrede yapılması planlanan meslek liselerinin, Masko Mobilya Kenti'nin ara eleman ihtiyacını fazlasıyla gidereceği öngörülüyor." diyor.

Başkan Hasan Karcı, mobilya sektörünün 2010 yılında büyük atılım gerçekleştirdiğini, 2011 için öngörülerinin ihracatta 1 milyar 400 milyon dolar olacağını ancak bunun için iç pazarda para hareketi sağlanmasının önemli olduğunu söylüyor. 2011 yılında genel seçime doğru giderken, hareketli politik bir sürecin bizi beklediğini, hükümetin iç piyasaya para akışı sağlayarak ticarete hız kazandırması gerektiğini ifade ediyor. KOBİ'lere uygulanan desteğin tedarikçilerle, perakendecilere de sağlanması gerektiğinin altını çizen Karcı, vergi affı ile ilgili olarak da, "Bu affı olumlu buluyoruz." diyor.

Kendisini mobilya sektörüne adamış

1937 yılında babasının kurduğu işletmeyi geliştiren Hasan Karcı, ülkemizin ticaret erbaplarının çıktığı ilde, Niğde'de doğmuş. İlk işe başladığı yer ise Tokat. Bugün KRC markasıyla kendi ürünlerini mobilyaları sunarken inşaat sektöründe de yatırımları var. 1996 yılından beri Masko'da mağazası bulunan Karcı, TİM İstanbul İhracatçılar Birliği Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri Yönetim Kurulu üyesi ve Türkiye Yurtdışı Tanıtım Mobilya Komisyon başkanı. Harsan Karcı'ya söyleşimizin formatı gereği kendisiyle ilgili sorular soruyorum ama cevapları kısa geliyor. Kendisiyle ilgili tek izlenimim ise kendisini Türk mobilya sektörüne adadığı biçiminde. Ne diyelim yolu açık olsun...

Yüzde 18 KDV ile önümüz tıkanıyor

Pazarda gidilecek çok yol, yapılacak çok iş olmasına rağmen sektörün ayağını bağlayan sorunları olduğunun altını çizen Masko Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karcı, "Alın terinden KDV alınır mı" diye hükümete soruyor ve mobilya sektörünün canını yakan sorunlarını sıralamaya devam ediyor: "Kâr oranı zaten düşük olan sektörün yüzde 18 KDV ödemesi ilk ve en önemli sorunumuz. Sektörümüzün maliyet unsurları içinde önemli bir kaleme sahip olan nakliye ve teşhirde destek yokken bir de yüzde 18 KDV oranı ile önümüz tıkanıyor." Sektörün diğer önemli sorunlarından biri de kayıt dışılığı. Bu durum, ülkenin ekonomik açıdan ciddi bir kayba uğramasına sebep olurken haksız rekabet nedeniyle, yasalara uygun çalışan işletmelere de zarar veriyor.
Zaman/Günseli Özen Ocakoğlu  


Geri Dön