Genel

Moda, tarihi restore ediyor!

Armani, Fendi, Bulgari ve Tods gibi dünyaca ünlü markalar restorasyon işine el attı. Tarihi ve turistik mekânların restorasyonlarına sponsor oluyor, maddi ve manevi destekte bulunuyorlar.


Armani, Fendi, Bulgari ve Tods gibi dünyaca ünlü markalar restorasyon işine el attı. Tarihi ve turistik mekânların restorasyonlarına sponsor oluyor, maddi ve manevi destekte bulunuyorlar. 


Modanın yol haritasını çizen modaevleri için tasarıma yatırım neredeyse hayati öneme sahip. Modanın muhafızları lüks markalar, yerlerini sağlam tutmak için tasarım kadar markalarının tanıtımına da dikkat etmek zorunda. Tanıtımlarını, katalog çekimi, gazete-dergi ilanı, koleksiyon tanıtımı ve 15 dakikalık defilelerden yani artık rutinleşen eylemlerden ötesine taşıma derdindeler. Dünyaca ünlü markalar bunu yapıyor, rutinin dışına çıkarak sürüden ayrılıyor, markalaştırdığı değerlerin altını çiziyor. Son olarak İtalya’da Rönesans mimarisinin mihenk taşı sayılan tarihî yapılar, Armani’den Etro’ya birçok markanın sponsorluklarıyla yenilenecek.


Önce Rönesans modası, sonra Rönesans yatırımı


Armani; Windsor Castle, Statens Museum gibi yapıların yenilenmesine 300 bin Euro yardım edecek. Bulgari ünlü İspanyol Merpenleri’nin restorasyonu için 1,5 milyon Euro bağış yapacak. Tods markasının milyoner sahibi, Collezyum’un restorasyonuna katkı sağlayacak. Fendi, tercihini ünlü Trevi Çeşmesi ya da Âşıklar Çeşmesi’nden yana kullanırken, Emilio Pucci ise Floransa’daki Baptistery’nin yenilenme çalışmalarına katkı sağlayacak. Restorasyon bitene kadar dış cephedeki koruma alanı markanın ikonik eşarp deseniyle kaplanmış durumda. Tarihî şehre Pucci havası kattığını itiraf etmek lazım.


Lüks marka konferansında Prof. Dr. Piergiorgio Dal Santo Lüks Marka Yönetimi Oturumu’nda Armani, Hermes gibi markaları ele alırken bir geçmişi olmasının yani tarihinin olması gerektiğinin altını çizmişti. Zira insanlar geçmişi olan şeylere bağlanıyor, güveniyor ve onların yüzyılları aşan geçmişi lüks algısını pekiştiriyordu. Rönesans mimarisinin eşsiz örnekleri olarak kabul edilen yapılar, sponsor olarak destekleniyor mesela. Binaların sadece İtalya’ya değil, dünyaya mal olmuş ve dünyanın binbir çeşit ülkesinde turist ağırlayan mekânların seçilmesi de kesinlikle tesadüf değil.


Mimariyle bir süredir içli dışlı olan modacılar, Rönesans mimarisinin izdüşümleri barok, rokoko gibi süsleme biçimlerini kıyafetlere taşımıştı. Kadınlara maskulen dayatmaların ardından gelen bu gösterişli sezon modası fazlasıyla alaka gördü. Lüks modanın İtalyan kanadı da bu tasarımla başladığı Rönesans hareketine tanıtımla devam ediyor. İtalya’nın önemli binaları, onların sponsorluk desteğiyle yeni bir çehreye kavuşacak.


Bizim markalarımız da restorasyon işine girer mi?


Moda markalarının lansmanlara bile zar zor karar verdiği bir ülkede yaşayınca bu tarz sıra dışı tanıtım halleri insanda hayranlık uyandırıyor. Diğer taraftan sadece açık hava reklam bütçeleri için gözden çıkarılan rakamları düşününce, bizim moda markalarımız için de hayata geçirilebilir bir fikir olmaz mı, diye soruyorum. İtalyan lüks markalar için de bütçe bizdeki kadar mühim. Burada sadece tarihî bir binaya yatırım yapmıyorlar. Modada ‘Made in İtaly’ denen şey yıllarca bir pazarlama fikri olarak sattı. Markalar İtalya’nın temsil ettiği moda efsanesine gönderme yapıyor. Türkiye’de de İstanbul, birçok yabancı için marka şehir aslında. Belki de modaya ve şehre yeniden bakmak lazım.


‘Türkiye’de soyutlama becerisi gelişmiyor’


Marka Danışmanı Güven Borça, İtalyanların yaptığının mükemmel olduğunu düşünüyor. Türkiye’de de bazı zengin ailelerin benzer denemeleri olduğunu ama başarılı sonuç alınamadığını söylüyor: “Zaten bizim memlekette böyle işler yapacak büyük markalar yok. Sadece Koç gibi, Eczacıbaşı gibi birkaç aile var, onlar da kamuda muhatap bulamıyor. Çünkü kamu bu işlere kafa yormuyor. İş dünyası; konsept, kamuda doku deyince bir şey anlamıyor bizde. Soyutlama becerisi gelişmedi. Türkiye’de bu işlerin çıkması çok zor. Zira böyle dev markalarımız yok. Bir de bu işlere yol açacak kamu yöneticilerimiz bulunmuyor.”  


Zaman