İmar

Mortgage ve değerleme

Geçtiğimiz hafta Mortgage' ın en önemli unsuru olan sigortaya değinmiştik. Bu hafta da yine bir o kadar önemli konu olan gayrimenkul değerlemesine değinip, sektörün önünde duran en büyük sorunu; gayrimenkulün gerçek değerinin sorgulanmasının ne kadar önem

Mortgage yasası sadece bankaların konut kredi hacmini arttırmakla kalmayıp, aynı zamanda gayrimenkul değerleme alanında da iş hacmi yaratmıştır. Mortgage kanununun, Sermaye Piyasası Kanunu ile Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumunun kuralları çerçevesinde, değerlemenin profesyonel, yetkin ve Sermaye Piyasası Kurulunun lisansını almış kişilerce yapılmasını şart koşması, profesyonel eksperler için iyi haber olmuştu. Ancak bu lisansı alanlardan yaklaşık 400 kişinin mevcut portföye yetmeyeceği görüldü ve yeni önlemler almayı gerekli kıldı. İşte gündeme gelen kavramlardan biri de "Gayrimenkul Değerleme Uzmanı" kavramı oldu. Bu doğrultuda sektörün önde gelen sivil toplum örgütleri, bazı üniversiteler ve dershaneler "Gayrimenkul Değerleme Uzmanı" yetiştirecek yeni eğitim programları devreye sokmuşlardır.

Bütün bu girişimler bu ihtiyacı biraz olsun hafifletmek adına alınan önlemler olup, sorunu tam anlamı ile gideremeyeceği kesindir. Konuyla ilgili bir başka sorun ise, "Emlak Değerleme Raporları" nın hazırlanması, hazırlanacak olan bu raporların hatalı olması durumunda raporda sorumluluğu olacak eksperler kadar, o raporu talep eden finans kurumlarının da mali sorun yaşamasına, teminat açığının çıkmasına neden olmasıdır.

" Peki bu raporların hazırlanması için Türkiye' deki mevcut şartlar müsait mi ? "diye baktığımızda; eksperlerin rapor hazırlarken karşılaştıkları en büyük sıkıntının bilgi ve belge toplamada zorluklar olduğunu görüyoruz. Örneğin, araştırmanın sağlıklı olabilmesi için tapu dairelerindeki bürokrasinin aşılamadığı, bazı belgelere rahat ulaşılamadığı, işveren kurumdan yetki belgesi istendiği ve bu belgenin ıslak imzalı olması gerektiği gibi birçok bürokratik işlem .... Öyle ki, değerlemeciler önemli bir sorumluluğun altına imza atıyorlar, " Bunun doğruluğunu kabul ediyorum ." diyorlar. Dolayısıyla bunun doğruluğu tamamen yapılan araştırmaya bağlı.

Unutmayalım; araştırma sağlıklı olmaz ise rapor da sağlıklı olmaz. Bu da yazımın başında belirttiğim gibi, sağlıksız eksper raporu yine kredi vereni ve kredi alanı zor durumda bırakabilir.

İyi haftalar dilerim.

E-mail: barisyilmazkay@emlakkulisi.com