Mortgage'ta devlet garantisi yok
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD, 1929 yılındaki ekonomik krizden önemli ölçüde mortgage (ipotekli konut finansmanı) sistemi sayesinde çıkmayı başardı. O zamanlar piyasa mekanizması tam bilinmediğinden 'devlet eliyle' sistemin çalıştırılması yolu seçildi.
Devlet destekli şirketler, mortgage kredilerini bankalardan ve diğer mali kurumlardan satın aldı. Böylelikle, bankaların sürekli mortgage kredisi verecek fonları oldu. Bu kurumlar vergiden muaf tutuldu. Amaç, düşük riskli, devlet garantili, yüksek getirili mortgage senetleri oluşturup piyasada satmaktı. Hedefe ulaşıldı. Türkiye'de mortgage sisteminde ABD'deki gibi devlet garantisi getirilip getirilmeyeceği tartışmalarına son noktayı SPK koydu. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Turan Erol, hiçbir şekilde devlet garantili bir mortgage sistemi oluşturmayı düşünmediklerini söyledi. Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile Dünya Gazetesi'nin düzenlediği 'Konut Finansmanı Konferansı 2007: Türkiye'de Konuta Erişimi Artırmak' konulu konferansta konuşan Erol, Türkiye'de konut finansmanında SPK olarak yalnız denetleyici değil, sistemin gelişimini de destekleyeceklerini söyledi. İpotekli tahviller üzerinde çalışmalara devam eden SPK, 4 ürünün piyasaya çıkarılması üzerinde çalışıyor. Mortgage sisteminde değerlemenin çok önemli olduğuna işaret eden Erol, teminatlarla ilgili değerleme hizmeti verecek danışma kurulları oluşturduklarını kaydetti. Türkiye'de mortgage konusunda ciddi gelişmeler beklediklerini vurgulayan Erol'un verdiği bilgilere göre, son 10 yılda Avrupa'da en hızlı gelişen mortgage piyasasına sahip olan İspanya'da, 500 milyar Euro civarındaki piyasa GSMH'nın yüzde 50'sini teşkil ediyor. Güney Kore'de hızlı gelişme gösteren 300 milyar dolarlık piyasa GSMH'nın yüzde 25'ini oluşturuyor. Bu iki ülke deneyimleri yakından incelenirken, Türkiye'de piyasanın 150 milyar dolarlık hacme, GSMH'nın ise yüzde 35'ine ulaşması bekleniyor. Dünya genelinde ise insanlar ev almak için 5 trilyon dolar harcadı.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince de finansal sektörün büyümesi ve yeni ürünlerle derinleşmesini sağlayacak araçlardan en önemlisinin konut finansmanı olduğunu ifade ederek, "Türkiye'nin finansal piyasalarını derinleştirmeye büyük bir ihtiyacı var. Bunun için de elimizde çok fazla araç kalmamıştır. Elimizdeki bu aracı mutlaka kullanmamız gerekiyor." dedi. Türkiye'de emlak sektörünün kendine gelme döneminde olduğunu söyleyen Özince, konut stokunun yüzde 38'inin ruhatsız, yüzde 33'ünün ise operasyonel ya da iskân hakkı olduğunu bildirdi. Binaların yüzde 60'ının da 20 yaşın üzerinde olduğuna dikkat çeken Özince, Türkiye'de konut kredilerinin tüketici kredisi tanımları içerisinde olmaması gerektiğini, uluslararası uygulamalara uyum sağlayabilmek için bunun şart olduğunu, bunun halihazırda büyük baş ağrısı oluşturduğunu kaydetti. Dünya Bankası Konut Finansmanı Grubu Başkanı Loic Chiquier ise Türkiye'de 2005 yılına göre mortgage konusunda büyük bir belirsizlik olduğunu dile getirerek, "Türkiye çok dürüst adımlar atıyor. Yüksek düzeyde emlakla ilgili davalar görüyoruz. Tabii ruhsatsız binaların fazla olması bunda son derece etkili." şeklinde konuştu. Hilton Convention Center'da iki gün sürecek olan konferansın açılış konuşmalarını AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Beyazıt Denizolgun, MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer yaptı.
Yedi milyon konut gerekiyor
Uluslararası Finans Kurumu Güney Avrupa ve Orta Asya Direktörü Shahbaz Mavaddat, uluslararası piyasalardaki likidite sıkışıklığı ve mortgage krizinin, gelişmiş piyasalarda 400 milyar doları aşan zarara sebep olduğunu hatırlattı. Yapılandırılmış finansa karşı azalan ilginin kredi veren kurumları tedirgin ettiğini söyleyen Mavaddat, krizin gelişmiş piyasalara özgü bir durum olduğunu belirterek, "Yerel finansal kurumlar bu krizden çok etkilenmedi. Ancak, pek çok yerel kurum finansal ihtiyaçları konusunda uluslararası piyasalara bağlı olduğu için, borç alma maliyetleri yükseldi." diye konuştu. Türkiye'nin son yıllarda büyük başarılara imza attığını vurgulayan direktör, Türkiye'de 20 milyar dolara ulaşan konut piyasasının mülk fonları ve alternatif yatırım araçları konusunda büyük potansiyele sahip olduğuna işaret etti: "Sektörün önü çok açık. Son 3 yıldır gösterilen yüksek performans çok dikkat çekiyor. 2015'e kadar 7 milyon konuta ihtiyaç olacak."
İSA SEZEN