Kent Haberleri

Muhittin Böcek: Planlı, kimlikli ve kontrollü bir kent yaratacağım!

Millet İttifakı’nın Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Muhittin Böcek yaptığı açıklamada, planlı, kimlikli, kontrollü bir kent yaratacağını söyledi.


Millet İttifakı’nın Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Muhittin Böcek, Sözcü gazetesine konuştu. Antalya’yı “zenginlik içinde yoksulluk kenti” diye tarif eden Böcek tam dört dönemdir AKP’lilerden de oy aldığını söyleyerek, “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaya geliyorum” dedi.

İşte Sözcü gazetesi yazarı Özlem Gürses'in Muhittin Göcek'le yaptığı o röportaj...

Antalya adaylarından söz sırası bu kez CHP'li Muhittin Böcek'te. 20 yıldır Konyaaltı'nı yöneten Böcek “Ben Bu Şehre Aşığım” diyor… Sadece demekle kalmıyor, tam olarak aynı isimle kitap yazmış! Geçen sene yayımlanan kitabında Muhittin Bey “Yoksunluklarını, umutlarını, hayal kırıklıklarını, ayağına takılan taşları” içtenlikle kaleme almış. Şimdi de halka “kurmak istediği Antalya'yı” anlatıyor…

– Bir çiftçinin oğluymuşsunuz siz?

Evet.

– Otobüs şoförlüğü de yapmışsınız…

Ortaokul 2'deyken babam rahmetli oldu. Sanat okuluna başladığım yıllar, yaşım 12 filan olmalı. 100 küsur dönüm yerimiz vardı ama paramız yoktu. Sadece süt, yumurta parası ile okuduk.

– Ne düşündünüz ilk?

Doğup büyüdüğüm bu topraklara hizmet etmek geçti aklımdan. Girdim seçime, meclis üyesi seçilemedim. 31 yaşındaydım. Ama ben yılmadım. 3 ay sonra ANAP Antalya Merkez İlçe Başkanı oldum. Sonra da devam ettim… Konyaaltı'na Belediye Başkanı olarak geldim ve halka şunu söyledim “Sizi sinek yese beni de yiyecek, siz tozlu yolda yürüseniz, ben de yürürüm… Dereler ıslah edilmeli, benim için de ıslah edilmeli…” Çünkü bu topraklarda doğdum, deresinde, denizinde çimdim. Tozlu yollarında yürüdüm, bağında bahçesinde portakal topladım.

– Başkanlığınızda ne değişti Konyaaltı'nda bu 20 yılda?

10 binli nüfuslarda 4 köy, 5 ilkokul, 2 bankamatik, 2 eczanesi olan bir yer… Postacı mektup getirdiğinde 5 tane kahve var, birine bırakır. Yemyeşil ormanı olacak, parkları olacak dedim, masmavi denizi olacak dedim, turizmde Türkiye birinciliği bende. O sahili mafyanın elinden aldık yıkımlar sırasında, denize kadar binalar vardı. Antalya'da ilk kanalizasyona bağlanan sahili yaptım ben, yürüyüş yolları ile. İlk kentsel dönüşümü yaptım. Yaşlı kreşleri yaptım, Türkiye'de benzeri yok…

– Ne demek o?

Yaşlı Kreşi şu; sabahleyin anne babayı bırakıyorsun, işine gidiyorsun, akşamleyin iş çıkışı alıyorsun. Sadece bizde olan bir uygulama.

ALEYHİNE KONUŞMAM

– Menderes Bey'le çalışırken hiç bir sıkıntı yaşadınız mı?

Siyaseten bunlar olmuştur ama hayatım boyunca hiç bir rakibimin aleyhinde tek kelime konuşma yapmadım. Hepsi benim çok canlarım, arkadaşlarımdır. Çünkü ben kendimi Antalya'ya adadım.

– Mansur Bey mal beyanı yaptı, Menderes Bey de internet sitesine koymuş…

Özlem hanım, biz muhalefette belediyeyiz, zaten sürekli kontrol altındayız… A'dan Z'ye defalarca denetimden geçtik.


– Antalya zenginlerin mi yoksulların mı şehri?

Senginlik içinde yoksulluk kenti. Turizm sezonu 12 ay olmadıkça bu sorun çözülmez. Atatürk biliyorsunuz “dünyanın en güzel yeri” demiştir buraya. Antalya'nın makyaja ihtiyacı yok, güzelliğini korumaya ihtiyacı var. Bakın bizim otellerimiz cennet gibidir ama oralarda çalışma ortamları cehennem gibi olabilir. Ben kendimi en çok bulaşıkçıların, ütücülerin, garsonların, tarım işçilerinin, şoförlerin, esnafın yanında görüyorum. Ekmek için, 50 derece sıcakta çalışan gariban Yörük ve Kürt çocukların yanındayım ben… Antalya ancak vatandaş zengin olursa zengin olur.

BORÇLARINI ÖDEYECEĞİM

– Bütçe sorunu var mı?

Şu kadarını söyleyeyim, Sayın Türel'in belediyesi borçlulukta 5. sırada tüm Türkiye'de. Ama Menderes Başkanın da borçlarını ödemeye geliyorum, merak etmesin!

– CHP'li belediye ile AKP'li belediye arasında ne fark var?

Biz ranta değil, halka dönük çalışıyoruz. Sayıştay geliyor, aylarca kalıyor bizde. Çuval çuval evrak gönderiyoruz, teşekkür yazıyorlar bize sonunda.

– Kooperatif Belediyecilik konuşuluyor bu ara dünyada…

Tam olarak bunu yapmak lazım. Fakat hallerdeki komisyoncuya da “terörist” demeden. Komisyoncusunuz, ben geliyorum size “Benim gübremi alır mısın ?” Alıyorsun. “İlacımı alır mısın ?” Alıyorsun. “Tohumu mu alır mısın?” Alıyorsun. Bu komisyonculara bu lafı diyorlar, halleri kapatıyorlar.

– Çözüm ne?

Üretim, üretim, üretim. Üretmemiz lazım. Ben Halk Mama yapıyorum. Diyelim sizin domatesiniz, biberiniz var, ben onları toplayacağım belediye olarak, size katkı koyacağım. Bunları alacağım sizden, paranızı da ödeyeceğim. Köylüğe sahip çıkacağım, köylüye. Köyde kimse kalmadı, köylü üretmezse taş mı yiyeceğiz biz?

– Sözcü okuyucusuna özel bir mesajınız var mı?

Beni 25 yıldır bağırlarına bastılar. Antalya'da kimin yapmaya çalıştığını, kimin yıkmaya çalıştığını, kimin engel olduğunu bilirler. Onları çok seviyorum.

Planlı ve kontrollü bir kent yaratacağız

– Antalya hayaliniz nedir?

Ben, planlı, kimlikli, kontrollü bir kent yaratacağım Antalya'da, 50 yıllık önerilerle geliyorum. Diyelim siz Seriklisiniz, babanızın 50 dönüm yeri var, ne olacağını bilmiyorsunuz 5 sene sonra… Ama ben şimdi 100 binlik, 50 binlik, 20 binlik, 5 binlik imar planlarıyla onu getiriyorum. Artık bileceksin.

– Kimlerle çalışıyorsunuz?

Akdeniz Üniversitesi'nden uzmanlarla, uzun yıllar meslek odalarında yöneticilik yapmış inşaat mühendisleri ve mimarlarla çalışıyorum. Kırsal kalkınma için de sivil toplum örgütleriyle, Ziraat Mühendisleri Odası ile çalışıyorum.

– Ulaşımı ne yapacaksınız?

19 ilçede master plan yapacağım. Minibüsçü, otobüsçü, taksici arkadaşlarla bir araya gelip çözeceğim sıkıntıları.

– Diyelim ki kazandınız, ilçeleri de AKP aldı…

Hiçbir sıkıntımız olmaz. Ben herkesin başkanı olacağım.

Muhittin Böcek kimdir?