Kent Haberleri

Muş'ta tarihi manastırları söküp ev yaptılar!

Anadolu'da yıkılan kilise ve manastırları inceleyen Ermeni Mimar Mühendisler Dayanışma Derneği, Muş'ta birçok binada tarihi kalıntılara ait taşların kullanıldığını saptadı. Yıkımlar, tarihi eserlerin harap edildiğini ortaya çıkardı



Anadolu'da yıkılan kilise ve manastırları inceleyen Ermeni Mimar Mühendisler Dayanışma Derneği, Muş'ta birçok binada tarihi kalıntılara ait taşların kullanıldığını saptadı.


Muş'ta bir zamanlar Ermenilerin yaşadığı Kale Mahallesi'nde (eski adıyla Muşeğin) başlayan yıkımlar, tarihi eserlerin harap edildiğini ortaya çıkardı. Birçok manastır ve kiliseye ait taşlar kamu binaları ve köy evlerinin inşasında kullanıldı. Ermeni Mimar Mühendisler Dayanışma Derneği (HAYCAR) heyeti hem şehirde hem köylerde çok sayıda manastır ve kilisenin durumunu inceledi. Haç işaretli, Ermenice yazılı, el işlemeli taşların sökülerek köy evlerine, kamu binalarına konulduğu belirlendi. Aziz Garabet Manastırı, Meryem Ana Manastırı, halk arasında Kızıl Kilise diye bilinen tarihi yapıların taşlarının sökülerek yok edildiği, altlarının ise defineciler tarafından köstebek yuvasına çevrildiği ortaya çıktı. 


1950'DEN BERİ İNŞAAT MALZEMESİ 

24 Ekim'de bölgeye yaptıkları üç günlük ziyaretle ilgili SABAH'a konuşan HAYCAR Başkanı Nazaret Binatlı, tarihi manastırlardan geriye sadece birkaç kalıntının kaldığını anlattı. Anadolu'da pek çok kilise ve manastırın yerle bir edildiğine dikkat çekenlerden birisi de heyette yer alan Mimar Zakarya Mildanoğlu. Muş'a 30 kilometre mesafedeki Suluca köyünde bulunan Meryem Ana Manastırı'nda incelemeler yaparken yanlarına yaşlı bir köylü gelerek, "Beyefendi 1950'li yıllarda yapılan Muş Adalet Sarayı başta olmak üzere çok sayıda kamu binasının taşları buradan götürüldü" dedi. Mildanoğlu, Muş'a döndüğünde Adalet Sarayı'na gitti. Yapılan incelemeler sonunda 1950'li yıllarda yıkılan Meryem Ana Manastırı'na ait taşların Adalet Sarayı binasının yapımında kullanıldığı ortaya çıktı. "Tanıklar, Muş merkezde çok sayıda binada bu taşların olduğunu söylüyor" diye konuşan Mildanoğlu, bölgede bulunan birçok kilisenin de ahır, samanlık ve depo olarak kullanıldığını belirterek, "Mezar taşları ise otların arasında boynu bükük kalmış" dedi. 


'ADALET SARAYI'NIN TAŞI KIZIL KİLİSE'DEN GELDİ'

Haycar heyetinde yer alan mimar Zakarya Mildanoğlu, "Adalet Sarayı'nın dış cephesi mantolandığı için fark edilmiyor. Ancak dikkatli bakınca giriş kısmındaki taş kaplamaların kısmen açıkta kaldığı fark ediliyor. Bu taşlar, halk arasında Kızıl Kilise olarak bilinen Meryem Ana Manastırı'ndan getirilen taşlar" dedi. 


ERHAN ÖZTÜRK/ Sabah Gazetesi