Sektörel

Mustafa Sönmez: İnşaat büyürken dış borç arttı!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, Adana ve Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birini oluşturan konut ve inşaat sektörünü masaya yatırdı.


Türkiye ekonomisi üzerine 20’nin üzerinde kitabı yayımlanan iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, inşaat sektörünün siyasi ve ekonomik boyutlarıyla ele alınması gerektiğini belirtti. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, Adana ve Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birini oluşturan konut ve inşaat sektörünü masaya yatırdı. 

Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “Daralan Kriz Çemberinde Konut ve İnşaat” konulu söyleşinin moderatörlüğünü İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer yaptı. Biçer, Türkiye'nin genelinde, plansız, çağdaş anlayıştan uzak,  kıt olan kamu kaynaklarının israf edilmesine, tarım alanlarının tahribine, çarpık yapılaşmaya ve sosyo-kültürel sorunlara neden olan bir anlayışın fütursuzca devam ettirildiğini söyledi.

Ülkemizde, AKP eliyle neoliberal şirketçi bir kentleşme yaratılmaya, TOKİ’nin uzmanlık alanı olan uydu kent modelleriyle kentlerin ruhsuz, yöresel kimliği olmayan, çirkin binalar yığınına dönüştürülmeye çalışıldığını savunan Biçer, “Meydanlar halka kapatılmakta, iktidarın gücünü simgeleyen görsel simgelerle, devasa binalarla, tüketimi teşvik eden AVM’lerle donatılmak istenmektedir. Kapitalizmin küreselleşme programı kapsamında pazarlanacak bir meta olarak görülen kentlerimiz, paranın simgelediği mekânlar haline, toplumsal yaşamın öznesi olan kent halkı ise, bir nesne haline getirilmiştir. Ülke çıkarı, toplumsal gelecek, dayanışma ve etik değerler terk edilmiştir” dedi.

Son dönemdeki veriler ışığında,  12 yıllık dönemin lokomotifi olan inşaat yatırımlarında ve konut yapımında görülen arz talep dengesizlikleri ile birlikte, Türkiye ekonomisinde orta ve uzun vadede ciddi sıkıntıların çıkacağının öngörüldüğünü dile getiren Biçer, “Ülkemizdeki mevcut durum, işimizin zor ve meşakkatli olduğuna işaret ediyor. Bu mevcut durum altında, meslek odalarımıza, emek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına, birey olarak her birimize önemli sorumluluklar düşüyor” diye konuştu.

Nazım Biçer’in ardından söz alan iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez ise AKP döneminin lokomotif sektörü konut yapımında ve genel olarak inşaat yatırımlarında Ağustos ve Eylül aylarında kısmı bir canlanma olsa da  yıl bazında tempo düşüşü yaşandığını vurguladı. 2014’ün ilk yarısındaki büyümenin önceki 4 çeyreğin gerisinde kaldığını ve yüzde 3’e kadar düştüğünü vurgulayan Sönmez, 2001 krizinin ardından iktidara gelen AKP’nin hızlı bir inşaat ve konut faaliyetine girdiğini, Türkiye ekonomisinin çoğunluğu inşaat sektöründe kullanılmak üzere dışarıdan gelen parayla büyüdüğünü söyledi. 2002 yılına kadar Türkiye’nin yabancı sermaye için riskli bulunduğunu belirten Sönmez, ekonomi yönetiminin başına gelen Kemal Derviş’in IMF ile birlikte uyguladığı ekonomik reformların 2002 yılında sonuç vermeye başladığını söyledi. 

“450 MİLYAR DOLAR PARA GİRDİ”

Türkiye’nin acı bir reçeteye maruz kaldığını ancak yabancılara tatsız gelen risklerin ve açıkların kapatılmaya başlandığını dile getiren Sönmez, şunları söyledi:

“Acı reçeteye maruz kalan vatandaş sandıkta koalisyon ortaklarına adeta ders verdi. AKP, böylece kendisine altın tepsi içinde sunulmuş bir ekonomi devralmış oldu. Bu dönemde dünyada para bolluğu da yaşandı.  Para, gideceği adres ararken yabancı sermaye de Türkiye’ye döndü. İktidar bu dönemlerde ılımlı yaklaşım sergileyince 2002’den sonra ülkemize para girişi hızlandı. 1980 yılından 2002 yılına kadar 40 milyar dolar yabancı sermaye girerken 2003’ten sonra her yıl 40 milyar dolar girmeye başladı. 11 yılda ülkeye 450 milyar dolar para girdi. Ekonomi, dış parayla büyümeye başladı. İktidar, gelen paranın kullanımı için TOKİ projesini canlandırdı. Arsa Ofisi de TOKİ’ye bağlandı. TOKİ, hiç para harcamadan müthiş arsalara sahip oldu. En prestijli arsaları ünlü müteahhitlerle anlaşarak inşaat ve konut alanına çevirdi. Ardından yeni projeler geldi. Son 12 yıldaki inşaat furyasının öncülüğü TOKİ ile başladı. Müteahhitler de gerekli olan sermayeyi bankalardan yabancı sermaye aracılığıyla aldı. Konut satın almak isteyenlere de uzun vadeli konut kredisi getirildi. Dışarıdan gelen parayla konut, inşaat, banka ve satın alandan oluşan bir sistem oluşturuldu. Öte yandan bilindik müteahhitlerle birlikte iktidara yakın yeni sermaye grupları oluştu. Güçlenen bütçe sayesinde iktidar da güçlendi. İnşaat ve konuttaki yükseliş nedeniyle köyden kente iş göçü başladı. Konut veya arsa daha çok yurtiçinden talep görür. Yabancılar yılda 3 milyar dolarlık konut veya arsa alıyor. İnşaatta döviz girdisi yoktur. Dolayısıyla inşaatla büyümeye çalışan ülkenin dış borcunda artış oldu. Çarkı döndüren yabancı para girişidir. 2012 Mayıs ayından itibaren para Türkiye'nin jeopolitik konumu, iktidarın ılımlı yaklaşımdan uzaklaşması ve ülkedeki birtakım karışıklıklardan dolayı yabancı sermaye azalmaya başladı. Günümüzde Türkiye, yabancı sermayenin geri dönme sıkıntısı ile karşı karşıya. 10-12 yıllık tatlı hayatta gerileme başladı. İşsizlik arttı, genç işsizler arttı. Fabrikalar kapandı, sorunlar yumağı oluştu. Yabancılar artık Türkiye ekonomisini kırılgan, siyasi yapıyı riskli olarak değerlendiriyor. 2013 ortalarından sonra şemsiye ters dönmeye başladı. Ekonomi, küçülme kulvarına girdi. Şimdi daha az inşaat faaliyetine tanık oluyoruz. Bundan sonra inşaat ve konut ekonomisi ne olacak sorusu beraberinde ülke ekonomisi ne olacak sorusunu getirdi. Ülkenin jeopolitik durumu da sorgulanmaya başlandı. Tüm olumsuzluklara rağmen hükümet inşaattan vazgeçmeyecek gibi görünüyor. Türkiye’de inşaat ve konuttaki artış kent suçlarını da beraberinde getirdi. Tarım arazileri yok edildi, sanayi sektörü geri plana atıldı, yeşil alanlar bitirildi. İnşaatlardaki problemleri çözmek için yeni kamu kaynakları ayrılmaya başlandı. Yeni problemler baş gösterdi. Adana’da da yeni rant alanları için yeni imar planları uygulanmaya başlandığını duyuyoruz. Çünkü oyun böyle kuruldu. Ülkemizin toplam dış borç stoku 402 milyar dolar. Bu borcu sadece inşaatla kapatamazsınız. Yüksek döviz ve yüksek faiz arasına sıkışmış bir ekonomi var.”

Mustafa Sönmez’in konuşmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi.


Adana Haber