Mustafa Sönmez: Varlık Fonu çıkmazdaki mega projeler için!
İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, Varlık Fonu'nun halka yansımasını nasıl olacağını değerlendirdi. Mustafa Sönmez fonun çıkmazdaki mega projelere kaynak olacağını dile getirdi.
Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Teklif yasalaşırsa Varlık Fonu adı altında denetimden muaf adeta ikinci bir Hazine oluşturuluyor. Teklifin önümüzdeki günlerde Mecliste görüşülmesi bekleniyor.
Söz konusu fonun halka yansımasını nasıl olacağını iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, Evrensel’e değerlendirdi. Sönmez, sıkışan Türkiye ekonomisi içerisinde fonun sermaye can suyu olmak amacıyla çıkarıldığını belirterek, fonla AKP Hükümeti’nin durma noktasına gelen ‘mega projeler’ine kaynak aktarılacağını ifade etti. Sönmez fonun kaynaklarının İşsizlik Sigortası Fonu ve özelleştirme gelirleri olacağına dikkat çekti.
Varlık Fonu ile ne yapılmak isteniyor?
AKP rejiminin son yıllarda en önem verdiği işler, ‘mega projeler’, 3. havalimanı, 3. köprü, sağlık kampüsleri ve Kanal İstanbul, kamu-özel ortaklığı (PPP) yöntemiyle, daha çok, yap-işlet-devret türünde ele alınan bu projelerin, (özellikle 3. havaalanı) dışarıdan umdukları kaynak, kredi bulunamadı. Bu projelere memur edilen havuzcular, Recep Tayyip Erdoğan’dan sürekli yardım istiyorlar. Projeleri, kamu bankalarının finanse etmesi de kolay değil; çünkü kaynak talebi çok yüksek. İşte başta bu sorunu aşmak üzere, kamuya ait, farklı yerlerde duran bütçe dışı kaynakları Varlık Fonu çatısı altında toplama ve bu ‘çılgın projelere’ aktarma yönünde bir hinlik,cinlik peşinde rejim.
EMEKÇİDEN ALACAK, DENETİM OLMAYACAK
Fon kaynakları ne olacak?
Ulusal Varlık Fonu (UVF, Sovereign Wealth Fund) kaynaklarını 100 milyar TL’yi aşan İşsizlik Fonu, özelleştirme gelirleri, kamu varlıklarının menkul kıymetleştirilerek transferi, TMSF, DASK, vakıflar gelirleri, vb oluşturacağı biliniyor. Özel hukuk hükümlerine tabi olarak kurulacak olan Türkiye Varlık Yönetimi Anonim Şirketi’nin 50 milyon lira olan kuruluş sermayesi Özelleştirme Fonu’ndan karşılanacak. ‘Özel hukuk hükümleri’ kapsamında fonun Sayıştay denetiminin dışında tutulacağı maddesi de var. Böylece kurulacak fon, merkezi bütçenin dışında, rejime keyfince kullanacağı bir paralel bütçe imkanı verecek. Söz konusu fon işsizlerin, emeklilerin birikimlerinden ve kamusal varlıklardan beslenerek bir yandan finans sermayesine yakıt sağlarken rant projelerinin hamiliğini üstlenmiş olacak.
Neler öngörülüyor?
Rejim, 200 milyar dolar toplama hayali kurduğu Fon’un amacını şöyle açıklıyor: ‘Kalkınmanın lokomotifi reel sektör yatırımlarına, stratejik sektör, şirket ve projelere uzun vadeli kaynak sağlamak yoluyla kalkınmanın hızlandırılması.’ Öncelikle ihalesi yapılıp bitmiş, Hazine’nin de “borç üstlenimi” kelime oyunuyla garanti verdiği projelere kaynak yaratmak. Toplam büyüklüğü 100-150 milyar dolara yaklaşan bir portföyden söz ediyor. Havuzculara yaptırılan projeler bunlar.
HAZİNEYE ZARAR YAZILACAK
Türkiye Varlık Fonu ile aslında denetim dışı paralel bir bütçe kuruluyor. Fon’a tahvil ihracı yetkisi veriliyor. Borçlanmada Hazine ile yarışacak. Rejim, mega projelerine alım garantisi, geçiş taahhüttü, gibi adlar altında büyük güvenceler sağladı. Sadece 3. köprüden taahhüt edilenler Hazine ye büyük zararlar yazacak. Daha bunun 3. havalimanı ve öteki Kamu Özel Ortaklığı projeleri var. Varlık Fonu, bu büyük tazminatları karşılayacak bir büyük kaynak olacak aynı zamanda.
Peki kimden çıkacak bu paralar?
Tabi ki birikimleri siyasi çıkarlarla eritilmiş emekçilerden , emeğiyle geçinen tüm çalışanlardan. Fondaki harcamalar Sayıştay ve Meclis denetimi dışına olacak, başta İşsizlik Fonu olmak üzere emekçilerin paraları har vurup harman savrulacak. Yeni yolsuzluk ve usulsüzlük kapıları açılacak. İstendiği kadar kamu borcuna yansımayacak densin, fon borçlanmak zorunda kaldıkça, yükü halkın sırtına yıkılacak.
BENZETİLEN ÜLKELERDE YOLSUZLUK GÜNDEMDE
Diğer ülkelerdeki fonlar nasıl?
Kurulacak Varlık Fonu, dışarıdakilere benzetiliyor. Oysa sadece isimler benzer olacak, muhteva ve işlev farklı. Dışarıdaki Ulusal Varlık Fonu, genellikle cari fazla üreten veya emtia geliri olan petrol üreticisi ülkelerin (petrol, doğalgaz ihracatçıları), bu kalemlerden sağladıkları döviz rezervlerindeki artışı değerlendirmek adına işlettikleri fonlardır. Kamu birikimlerini daha korunaklı limanlarda değerlendirerek eğitim, sağlık, altyapı vb yatırımlarını bir nevi güvenceye alacaktı. Ulusal Yatırım Fonlarının (UYF) portföyleri 8 trilyon doları buluyor. Bu fonların varlıklarının yaklaşık yüzde 60’ı enerji ihracatına dayanıyor. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Rusya, Norveç gibi ülkeler, UYF aracılığıyla döviz rezervlerini uluslararası piyasalarda, özellikle hisse senedi ve tahvil yatırımları ile değerlendirme fırsatı buldular. 2007 küresel krizi sonrası faizlerin düşmesi, likiditenin bollaşmasıyla birlikte bu fonların getirileri iyice geriledi. Arkasından enerji ve emtia fiyatlarındaki kriz, gelir kaynaklarını da kuruttu. UYF’ler de finansal piyasalardaki düşük getiriler nedeniyle gayrimenkul alımlarına yöneldiler. Giderek yolsuzluk hikayeleriyle gündemde yer bulmaya başladılar.
Evrensel