Müteahhit ne kadar güçlüyse şehir de o kadar güçlü olur!
İnegöl Müteahhitler Derneği (İMDER) tarafından düzenlenen dayanışma gecesi, geçtiğimiz gün icra edildi. Geceye katılanlara çekilişle çeşitli hediyeler verildi..
İnegöl Müteahhitler Derneği (İMDER) tarafından düzenlenen dayanışma gecesi, geçtiğimiz gün icra edildi. Geceye katılanlara çekilişle çeşitli hediyeler verildi. Gecede bir konuşma yapan İMDER Başkanı Fahrettin Baykan, “İnegöl müteahhidi ne kadar güçlü olursa o kadar İnegöl güçlü olur” diye konuştu.Geçtiğimiz akşam Seka Yapı Market üzerinde faaliyet gösteren Osmanlı Sarayı Düğün salonunda düzenlenen geceye Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Garnizon Komutan vekili Yüzbaşı Uğur Baş, AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel ve yönetim kurulu üyeleri, CHP İlçe Başkanı Engin Başar ve yönetim kurulu üyeleri, MHP İlçe Başkanı Müfit Besler ve Yönetim Kurulu üyeleri, Emniyet Müdürü Şükrü Kaplan, dernek ve oda başkanları ile çok sayıda müteahhit katıldı,
MÜTEAHHİTLER GÜÇLÜ OLURSA İNEGÖL’DE GÜÇLÜ OLUR
Müzik ziyafetinin ardından konuşma yapan İMDER Başkanı Fahrettin Baykan, “Müteahhitler Derneğini 2010 yılında 17 kişiyle kurmuştuk. Şu anda üye sayımız 116’ya ulaştı. Derneğimizi kurarken tek amacımız; birlik ve beraberliği sağlamaktı. Bunu da en iyi şekilde yaptığımıza inanıyoruz. Dernek olarak inşaat sektörü olarak bir yemek düzenledik. Biz, inşaatı mühendisi, mimarı ve benzerleriyle el ele kol kola çalışmak isteriz. Bizler zaman zaman sıkıntılarımızı gündeme getirerek tartışmaya açtık. Milletvekilimize sıkıntılarımızı aktarmıştık, sağ olsun bizim konumuzla ilgilendi. Bu süre içerisinde müteahhitlerle birlikte inşaat alanlarına geziler düzenledik.
Gürcistan, Bosna-Hersek, Dubai, Almanya’ya geziler düzenledik. Gezilerin ardından inşaat çalıştayı gerçekleştirdik. Çatı katları, kentsel dönüşümle ilgili önemli kararlar aldık. Alman kararlar inşallah tek tek hayata geçer. Derneğimiz Federasyon üyesidir. Müteahhitler adına ne yapılacaksa fazlasıyla yaptık. İnşaat ruhsatı almak için 5 gerekçeyi yerine getirmek gerekiyor. İnşaat ruhsatını çıkardıktan sonra mimar parasını alır çekilir, mühendis alır çekilir, belediye parasını alır çekilir, biz arsayla baş başa kalırız. Bina yapılana kadar bütün harcamalar bizden çıkıyor.
Bu kadar önemli olan sektörün başındaki biz müteahhitler, suskun mu duralım. Gerekli yerlerde konuştuk, bundan sonra da konuşacağız. Yeter ki birlik içerisinde olalım. İnşaat sektörü diğer meslek gruplarına göre ekonominin canlanmasına en fazla katkı sağlayan bir meslektir. Cumhurbaşkanımız zaman zaman müteahhitleri alıp yurtdışına gezilere götürüyordu. Diyordu ki; Türk müteahhitti ne kadar güçlü olursa o kadar ülke gelişir. İnegöl müteahhidi ne kadar güçlü olursa o kadar İnegöl güçlü olur.” dedi.
İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE ALAKALI CİDDÎ AITUMLARYAPMAME GEREKİYOR
Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, “Fahrettin Bey bazı kısımları anlattı ama eksik anlattı. Dedi ki, ‘Biz müteahhitler belediyeye parayı veririz. Yapı Denetim’e parayı veririz. Mühendise. mimara parayı veririz. Ustasına susuna busuna parayı veririz. Arsayla baş başa kalırız’. Peki, Sayın Baykan, bu binayı yaptıktan sonra sizde para alıyorsunuz bildiğim kadarıyla. Bedava vermiyorsunuz o binaları. Aldığınız paraları ne yapıyorsunuz? Tabi bu işin latifesi… Ben bir usta çocuğuyum. Hatta bazen konuşurken de Hilmi Ustanın oğlu diye kendimi tanıtır, ifade ederim.
Benim rahmetli babam 49 yaşında vefat etti. Ömrü hayatı çalışmakla geçti. Bu işin çıraklığından geldi. İnşaat sektörü bereketli bir sektör. Bir ülkede İnşaat sektörü ne kadar iyi ise işlerin iyi olduğunu, yolunda olduğunu bilmek lazım. İnegöl’ümüz ben en son çalıştayda da ifade ettim, değişik ortamlarda da söylüyorum, hızla gelişiyor, güzelleşiyor. Bizim bu gelişim ve güzelleşmeyi ciddi anlamda hızlandırmamız gerekiyor. İnşaat sektörü ile alakalı ciddi atılımlar yapmamız gerekiyor” dedi.
BİRAZ KAFALARI VE GÖNÜLLERİ DEĞİŞTİRMEK LAZIM
Başkan Aktaş konuşmasını şöyle sürdürdü; “Çok eski yılları anlatmayacağım. Herkes şöyle bir 99 depremini hatırlasın. Allah bir daha göstermesin. 99 Depreminden sonra inşaat sektörü bıçak gibi kesmişti. Ve iki kattan sonra yapım yoktu. 2005 Senesinde gerekli kurumlardan onay alarak, 3 kata çıkardık. Tabi bizim müteahhitlerin aklı hep çatılarda biliyorsunuz. 2004-2005’li yılları hatırlıyorum, yaprak kıpırdamıyordu. Ve cidden kiralarda, mülklerde almış gitmişti. Tabi bununla beraber bir hamle oldu.
Tabi TOKİ’nin gelişi de, biliyorsunuz TOKİ, ev sahibi yapma noktasında cüzi rakamlarla kira öder gibi vatandaşları ev sahibi yapıyor, Bununla beraber inşaat sektörü hızlanmaya başladı. Ve özellikle yeni İnegöl kapsamında, Alanyurt’taki gelişmelerden sonra daha da hızlandı. Ama artık bizim kentsel dönüşümlerle, yani 30-40 yıllık binaları dönüştürmemiz gerekiyor. Bu konuda projeler geliştirmemiz gerekiyor ki, İnegöl o zaman gerçek manada rahatlasın. Ama şehir olarak da değişsin. Şunu unutmamak lazım; İnşaatlan, binaları değiştirmek işin bir boyutu, biraz kafalan ve gönülleri değiştirmek lazım”.
İYİKİ ÇİMENTO KULLANMAMIŞIM!
İnsan unsurunun olduğu yerde her zaman problemin olabileceğini kaydeden Aktaş, bir fıkra daha anlattı. Japon, Amerikalı ve Türk müteahhittin fıkrasını anlatan Aktaş, “Ortaklaşa bir konsensüs oluşturuyorlar ve çok büyük bir inşaata başlıyorlar. İnşaat bittikten sonra açılışı yapacaklar ki büyük bir gürültüyle bina yıkılıyor. Japon harakiri yaparak intihar ediyor. Amerikalı da silahı kafasına dayayarak intihar ediyor. Türk müteahhit ise, iyi ki çimento kullanmamışım diyor. Artık daha kaliteli binalar yapılıyor. Tebrik ediyorum.” Dedi. Konuşmaların ardından çekiliş yapıldı. Katılımcılara ücret karşılığı dağıtılan numaralar arasından çekiliş yapıldı. Yapılan çekilişle çeşitli ürünler sahiplerini buldu.
Okur Gazetesi