Eğitim

Müteahhitler, Nazım Hikmet'i andılar

Yurtsever ozan Nazım Hikmet'e devletin yanı sıra iş dünyası da sahip çıkmaya başlıyor. 'İnsan' isimli yayın organında Nazım'ın 'Yapıyla Yapıcılar' adlı şiirini yayınlayan İNTES bu örneklerden biri

Yıllarca Moskova'da yaşadığı sürgün hayatı sonrasında 46 yıl önce yaşama gözlerini yuman yurtsever ozan Nazım Hikmet'e yavaş yavaş tüm kesimler sahip çıkmaya başlıyor.
Moskova'daki mezarı başında çarşamba günü düzenlenen anma törenine ilk kez Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı katıldı. Devlet televizyonu TRT ise aynı gece Nazım Hikmet hakkında bir belgesel yayımladı. Devletin yanı sıra iş dünyasında da benzer bir eğilim oluşmaya başlamış gibi görünüyor. Çünkü merkezi Ankara'da olan Türkiye İnşaat Sanayicileri Sendikası'nın (İNTES) "İnsan" isimli yayın organında Nazım'ın "Yapıyla Yapıcılar" adlı şiiri ön kapak içinde yayınlandı. Yani derginin kapağını açar açmaz Nazım Hikmet'in, bir anlamda müteahhitleri ve inşaat işçilerini anlattığı şiiri sizi karşılıyor.
 
1955'te Moskova'da yazdı
İşsizlik sorununun ayrıntıları ile işlendiği dergide yer alan büyük usta Nazım'ın Moskova'da 1955'te yazılmış bu güzel şiirini, "yüreklerimizin pasının silinmesi için" bir defa da biz yayınlayalım istedik: 
"Yapıcılar türküler söylüyor, yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama/Bu iş biraz daha zor/Yapıcıların yüreği bayram yeri gibi cıvıl cıvıl/Ama yapı yeri bayram yeri değil/Yapı yeri toz, toprak, çamur, kar/Yapı yerinde ne çay her zaman şekerli, her zaman sıcak/Ne ekmek her zaman pamuk gibi yumuşak/Ne herkes kahraman, ne dostlar vefalı her zaman/Türkü söyler gibi yapılmıyor yapı/Bu iş biraz daha zor/Zor mor ama yapı yükseliyor, yükseliyor/Saksılar konuldu pencerelere alt katlarında/İlk balkonlara güneşi taşıyor kuşlar kanatlarında/Bir yürek çarpıntısı var/Her putrelinde, her tuğlasında, her kerpicinde/Yükseliyor, yükseliyor/Yükseliyor yapı kan ter içinde."
 
 
Kabine revizyonu Meclis Enerji
Komisyonu'na 'tatlı dil' ile yansıdı
Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun değişikliğini öngören yasa teklifinin TBMM Enerji Komisyonu'ndaki görüşmelerinde mayıs ayı başında gerçekleşen kabine revizyonuna yönelik "ilginç" diyaloglar yaşandı.
Maddelerin oylamasına geçilmeden önce Enerji Komisyonu Başkanı AK Partili Soner Aksoy, "Bakanlar da komisyonumuzdan çıkıyor" diyerek, eskiden komisyon üyesi olan ve şimdinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a vurgu yaptı. Seçimlerden hemen sonra kurulan yeni hükümet için ismi geçen bir başka AK Partili Afif Demirkıran da, "Her milletvekilinin bakan olma yönünde bir hayali zaten vardır" deyince, salonda tebessüm hakim oldu. Soner Aksoy'un bakanlık koltuğuna oturma yönünde bir isteği bulunduğu kabine değişikliği öncesinde kulislerde zaten konuşuluyordu. Aksoy, Demirkıran'ın bu sözü üzerine komisyonun bakan çıkarmış olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bakan adaylarının bu konuşmaları üzerine Yıldız da söz alarak, "Komisyonumuzdaki herkesin bakanlık yapacak kabiliyeti var. Buna inanıyorum" diyerek ortamın daha yumuşamasını sağlamış oldu.
 
'Yenebilir' enerji
Bunun yanı sıra, tasarıda yenilenebilir kelimesi yerine "yenebilir" yazılmış olması da tepki çekti ve bir milletvekili tarafından düzeltilmesi istendi. Bu hatanın düzeltilmesi kararı alınırken, "Yenilenebilir enerji, yenebilir de... Bir zararı olmaz, faydası olur" yönündeki espriler ise komisyonda iyice bahar havası esmesine vesile oldu.
 
 
Meclis TV'de
'Üsküdar'a gider iken' nağmeleri
TBMM, geçen haftalarda hayli hareketliydi. Mayın temizleme ihalesini düzenleyen yasa tasarısı Genel Kurul'da sıcak saatlerin yaşanmasına neden oldu. Özellikle tasarının görüşüleceği çarşamba günü Genel Kurul'a birçok kez ara verildi ve tekrar başladı.
Genel Kurul çalışmaları Meclis televizyonundan vatandaşlara yayınlanıyor. Genel Kurul ara verdiğinde, Meclis TV de yayınına ara veriyor ve müzik yayınına geçiyor.
 
Alışılmışın dışında
Geçmişte Genel Kurul ara verdiğinde Meclis TV'de sadece klasik batı müziği tarzında sabit bir fon müziği ve Genel Kurul salonunun boş hali gösterilirdi. Şimdilerde ise Meclis TV'den daha değişik müzik türlerinin notaları duyulmaya başladı. Örneğin "Üsküdar'a gider iken" şarkısının nağmeleri Meclis kulisindeki televizyonlarda yankılandı. Yıllardır alıştıkları dışında bir yayına tanık olanlar ise "Amaç, kulağımızın daha dolgun olduğu ve gönül telimize hitap eden müzik parçaları ile aşırı gerginleşmiş vekilleri rahatlatmak mı?" diye sormadan edemediler.
Referans