Sektörel

Müteahhitlik hizmet kanunu bir an önce yasalaşmalı!

Kayseri İmar İnşaat Müteahhitleri Derneği (KAYİMDER) Başkanı Ali Aydın, "Müteahhitlik hizmet kanununun bir an önce yasalaşarak bu meslek her önüne gelenin müteahhit olduğu bir alan olmaktan çıkarılmalıdır" dedi.

KAYİMDER Başkanı Ali Aydın, yaptığı açıklamasında, "Bizler meslek mensupları olarak inanıyoruz ki, müteahhitlik mesleğinin önündeki sorunlar çözülürse, ülkemizin de üretim alanında 250 ye yakın sektörde üretim artışı olur. Dolayısıyla istihdam olur, kalkınma olur, refah olur. Hepimizin bildiği gibi, bir ülkenin imar edilmesi kalkınması demektir" ifadesinde bulundu. 


"Çevre ve Şehircilik Bakanımızın İstanbul'daki asansör kazasından hemen sonra ifade ettiği gibi Müteahhitlik hizmet kanununun bir an önce yasalaşarak bu meslek her önüne gelenin müteahhit olduğu bir alan olmaktan çıkarılmalıdır. Bu konuda genel başkan yardımcılığını yaptığım İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) ile genel başkanlığı görevini yaptığım Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonuyla birlikte müteahhitlerimizin bağlı olduğu sektör meclisinde olduğum TOBB başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu ile birlikte yaptığımız müteahhitlik yasa taslağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın gündemindedir. Bu yasanın acilen çıkmasını ve bu mesleğe giriş ve işleyişinin bir standarda bağlanacağı günü beklemekteyiz" diyen KAYİMDER Başkanı Ali Aydın, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Son dönemde vergi idareleri, özellikle yapsat müteahhitlerinin arsa karşılığı yapmış olduğu, kat karşılığı bina işlerinin son beş yılını incelemeye almıştır. Kat karşılığı sözleşmesi gereği, arsa sahiplerinin müteahhit payına düşen, kat irtifakı üzerinden arsa paylarını, tapu devri işlemiyle bitmiş konut fiyatları üzerinden değerlendirerek, arsa sahibinden %2 müteahhitten %2 olmak üzere, toplamda %4 tapu harcı istemektedir. 

Arkasından aynı daireyi müteahhit proje üzerinden alıcısına satarken de, hala konuta dönüşmemiş, cins tahsisi yapılmamış, tapu idaresinde kat irtifakı üzerinden yapılan satışların bitmiş konut fiyatıyla değerlendirilerek alıcıdan %2 satıcıdan %2 olmak üzere %4 tapu harcı tahsil edilmesi adaletsiz bir uygulama olmaktadır. Konuta dönüşmemiş, gayrimenkulün niteliği tapuda arsa iken, tapu devri hizmetine esas harcı alımında, harcın matrahının arsa değil, konut fiyatı olarak esas alınması, konut üretiminde satış üzerinden yaklaşık %8 fazladan gizli vergileme olmaktadır.

 

Bu haksız uygulamadan bir an önce vazgeçilmelidir. Müteahhit zaten konuta dönüşmeden bu satışın faturasını kesememektedir. Sebebi henüz konut değildir. Ancak Müteahhit meskeni aldığında faturasını kesip vergisini ödemektedir. Sırf bu nedenle vergi idaresi geriye dönük tapu idaresinin yapmış olduğu satışa gerçek değeri faturadan harç talep etmemesi gerekir. Kaldı ki alıcılar da bu durumdan mağdur olacaktır. 


Müteahhitler inşaat imalatındaki kullandıkları malzemenin tamamını %18 KDV öder, Kurumlar vergisinde %20 öder, Gelir stopajında %15 vergi öder, ruhsat harcı, yapı harcı, mesken harcı, döner sermaye harcı olmak üzere, arsa temininde noterde başlar, adım attıkları her kurum ve kuruluşta adeta bir kıyıma uğramaktalar. Belediyelerde şerefiye dâhil en az 15 kalemde ödeme yapar. 


Kanalizasyona bağlanmasına en az 3 yıl vardır, daha yapı ruhsatı verilmeden belediye Kaski adına o ücretini alır. Otopark parasını, yol parasını, ağaç parasını alır, ruhsatı öyle verir. Bu haksızlığın acilen önüne geçilmelidir. Aksi takdirde bu meslekte yıllarını vermiş devasa firmaları zor günler beklemektedir. 

Müteahhitler olarak elbette kazandığımız paranın vergisini ödeyeceğiz ancak bunun bir ölçüsünün olması gerekir. 


Müteahhitler altın yumurtlayan tavuksa, bu tavuğu kesmemeliyiz. Müteahhitlik yaşatılması gereken meslektir. Bizler bu nedenle, sürdürülen reform niteliğindeki yasal düzenlemelerde, müteahhitlerin kayda alınması, müteahhitlerin sınıflandırılması, çalışanların belgelendirerek eğitimden geçirilmesi, yapı denetim kanununun çıkarılarak yapılmakta olan inşaatların kontrol altına alınması ile İş sağlığı ve iş güvenliği yasalarının çalışma yaşamımızın ruhuna uygun bir şekilde düzenlenmesine destek verdik. 

Bunun en büyük nedeni ise, mesleğimizin güven endeksinin yukarı çıkması, Ülkemize, insanımıza yakışan eserlerin yapılması ve insan yaşamına verilen değerdir."


Deniz Postası