Naim Süleymanoğlu birikimlerini gayrimenkule yatırıyor!
Uluslararası müsabakalarda başarı elde ederek ödül yönetmeliklerinden faydalanan sporcuların çoğu birikimlerini gayrimenkule yatırıyor
Özellikle olimpiyat oyunları ile dünya ve Avrupa şampiyonalarında dereceye giren ve Türk bayrağını göndere çektiren milli sporcular, dönem dönem yeniden ele alınarak geliştirilen ve bugünkü halini alan ödül yönetmeliği sayesinde belirli kazanımlar elde ediyor. Ay-yıldızlı sporculardan bu kazanımları farklı şekillerde değerlendirenler olsa da çoğu "en sağlam yatırım" olarak gördükleri gayrimenkule yöneliyor.
"Hazıra dağ dayanmaz" diyerek ticarete atılan kimi sporcu, bu alanda başarılı olurken, ticaretten "dili yananlar" ise ev ve arsaya dönüş yapıyor.
Olimpiyat ve dünya şampiyonu halterci Naim Süleymanoğlu, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, birikimlerini arazi, arsa ve mülk alarak, altına yatırarak değerlendirdiğini söyledi. Türkiye´ye geldiği 1987 yılından bu yana devlet memuriyetinin de bulunduğunu ifade eden Süleymanoğlu, kendisinin döneminde çok az miktarlarda ödül verildiğini belirterek, "Zamanla bu miktarlar artırıldı, iyi seviyelere geldi. Sporcular bu ödülleri kat kat hak ediyorlar, hatta az bile veriliyor diyebilirim. Sporcu aktif spor yaparken başka bir işle uğraşması, para kazanması mümkün değil. Uzun yıllar spor yapıp bıraktıktan sonra da başka bir işle uğraşma yaşları geçmiş oluyor" diye konuştu.
-"FUTBOLDA ÇOK İYİ PARALAR KAZANILIYOR"-
Futbolda çok iyi paralar kazanıldığına dikkati çeken Süleymanoğlu, amatör branşlarda ödüllerin artırılması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Artırılsın ki gençler bu branşlara yönelsin. Türk sporunun ileri gitmesi için bu şart. Amerika´da başarılı sporcular milyonlarca dolar kazanıyor. Neden atletizmde en başarılı sporcular oradan çıkıyor? Niye Türk sporcusu 100 metrede dünya rekoru kıramıyor? Çünkü imkanlar az. Zaten spor yapan çocukların çoğunun maddi durumu iyi değil. Durumu iyi olanlar ise spora yanaşmıyor. İnsanlar başarı geldiğinde gurur duymayı biliyorlar ama bu sporcu nasıl bu dereceyi aldı, günde kaç saat idman yaptı, ne yedi, ne içti, kimse bilmiyor. Bunlarla ilgili programlar yapılmalı, gençler bilgilendirilmeli. Önümüzde bir Süreyya Ayhan örneği var. Süreyya gibi sporcular kolay yetişmiyor. Sporcular dopingle ilgili eğitilmeli ki kariyerleri alt üst olmasın."
-MUTLU: "HAZIRA DAĞ DAYANMAZ"-
Dünya ve olimpiyat şampiyonu haltercilerden Halil Mutlu ise birikimleriyle ticaret hayatına atıldığını, bir mobilya mağazasıyla restoranı bulunduğunu belirterek, "Bizim zamanımızda verilen ödüller çok komikti ama artık sporcular çok iyi ödüller alabiliyor. Tabii ki hazıra dağ dayanmaz. Bu paraların bir şekilde işletilmesi gerek. O da kişinin kendisine kalıyor. Ben arsa, mülk almak yerine ticarete girdim. Ayrıca yönetmelik sayesinde devlet memuriyetim de var" dedi.
Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA) tarafından "asrın güreşçisi" unvanı verilen dünya ve olimpiyat şampiyonu güreşçi Hamza Yerlikaya de gayrimenkulü tercih edenler arasında yer alıyor.
Ticarete girmeyi hiç düşünmediğini kaydeden Yerlikaya, kazandığı ödülleri ev ve arsa gibi taşınmaz mallara yatırarak değerlendirdiğini söyledi.
-AVLUCA: "HERKES UYURKEN BİZ ANTRENMAN YAPIYORUZ"-
Dünya ve Avrupa şampiyonu güreşçilerden Nazmi Avluca ise gayrimenkule yaptığı yatırımların yanı sıra ticaret hayatında da ilginç bir tercih yapmış. Halk otobüsü alan Avluca, ticarette mutlaka işin başında durulması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Başında durulmayan işten hayır gelmiyor. Türkiye´de kazanımlar başarıdan sonra geliyor. Günümüz yönetmeliği gerçekten hatırı sayılır ödüller veriyor. Deneyimli biri olarak arkadaşlara gayrimenkul yatırımı yapmalarını öneririm. Çünkü ticaret zor. Aynı zamanda devlet memuruyum. Memuriyet hakkı sporcuların sigortalı olması açısından çok iyi oldu. Sporcunun kafası ne kadar rahat olursa, müsabakalara o kadar iyi hazırlanır. Bir güvenceniz olursa spora tam anlamıyla spora kanalize olabiliyorsunuz."
Sporcuların başarı elde edebilmek çok zorluk çektiğini kaydeden Avluca, "Bazen bize ´2-3 ağırlık kaldırıyorsunuz, dünyanın parasını alıyorsunuz´ diyenler oluyor ama biz o noktaya gelene kadar neler çekiyoruz, ne şartlarda çalışıyoruz, bilmiyorlar. Herkes uyurken biz antrenman yapıyoruz. Bir yılda bir dağ kadar ağırlık kaldırmış oluyoruz. Çift antrenmanda kaybettiğimiz sıvı miktarı 4-5 kilo. Bazı spor dallarında arkadaşlarımız, bir salise için yıllarca çalışıyor. Bulunduğumuz noktalara gelmek kolay değil. Sporcu aldığı parayı hak ediyor" ifadelerini kullandı.
-TEKVANDOCULARIN TERCİHİ DE GAYRİMENKUL-
Dünya şampiyonu tekvandocular Bahri Tanrıkulu ve Hamide Bıkçın´ın da tercihi gayrimenkulden yana. Diğer şampiyon sporcular gibi devlet memuriyetleri bulunan ikili, birikimlerini ev ve arsa alarak değerlendirmiş.
Bahri Tanrıkulu, ticareti denediğini, ancak çok zarar ettiğini dile getirerek, "Zarar ettim çünkü ticaret hayatında sürekli işin başında durmanız gerekiyor. Bir iki kez dilim yandı. Gayrimenkul alıyoruz ama hazıra dağ dayanmıyor. Eskidikçe satıp yeniliyoruz" dedi.
Daha önce tekstil ve restoran işine girdiğini, ancak zarar edince bu işlerin kendisine göre olmadığını anladığını kaydeden Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Devletimiz son dönemde çok iyi ödüller veriyor. Özellikle son 8-10 yıldır miktarlar çok yükseldi. Buradan çok daha fazla ödül veren ülkeler de var ama az sayıda. Bu anlamda Türkiye´de gerçekten iyi bir ödül yönetmeliği var. Bence yapılması gereken şey amatör sporların popülerliğinin artırılması. Bir futbolcu kadar gazetelerde yer almıyoruz. Olimpiyat şampiyonu bile 2 gün konuşulup unutuluyor. Amatör sporların daha iyi tanıtılması ve basında yer alması gerekiyor. Daha çok gündeme getirilmeli. Abartılmaması lazım ama hakkı neyse de o verilmeli."
-BIKÇIN: "ÖDÜLÜN BİR KISMINI MUTLAKA KARİYERİM İÇİN AYIRIRIM"-
Ticarete hiç girmediğini, deneyip başarısız olan arkadaşlarını gördükçe ticaretten uzak durduğunu anlatan Hamide Bıkçın ise ödüllerle ilgili hiçbir sıkıntının olmadığını, çok iyi miktarlar kazandıklarını söyledi.
Bir dönem istihdam konusunun sıkıntı yarattığını, ancak devlet memuriyeti hakkı verildikten sonra bunun da çözüldüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Spor yüzünden üniversite okuyamıyoruz, çalışamıyoruz. Bu anlamda memuriyet hakkı çok iyi oldu. Ayrıca ben ödüllerin bir kısmını mutlaka kariyerim için ayırırım, yakında bir turnuva ya da şampiyona varsa kamp masraflarım için kullanırım."
AA
Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler
Şampiyonlar gayrimenkul zengini
Uluslararası müsabakalarda başarı elde ederek ödül yönetmeliklerinden faydalanan sporcuların çoğu birikimlerini gayrimenkule yatırıyor.
Özellikle olimpiyat oyunları ile dünya ve Avrupa şampiyonalarında dereceye giren ve Türk bayrağını göndere çektiren milli sporcular, dönem dönem yeniden ele alınarak geliştirilen ve bugünkü halini alan ödül yönetmeliği sayesinde belirli kazanımlar elde ediyor. Ay-yıldızlı sporculardan bu kazanımları farklı şekillerde değerlendirenler olsa da çoğu "en sağlam yatırım" olarak gördükleri gayrimenkule yöneliyor.
"Hazıra dağ dayanmaz" diyerek ticarete atılan kimi sporcu, bu alanda başarılı olurken, ticaretten "dili yananlar" ise ev ve arsaya dönüş yapıyor.
Olimpiyat ve dünya şampiyonu halterci Naim Süleymanoğlu, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, birikimlerini arazi, arsa ve mülk alarak, altına yatırarak değerlendirdiğini söyledi. Türkiye'ye geldiği 1987 yılından bu yana devlet memuriyetinin de bulunduğunu ifade eden Süleymanoğlu, kendisinin döneminde çok az miktarlarda ödül verildiğini belirterek, "Zamanla bu miktarlar artırıldı, iyi seviyelere geldi. Sporcular bu ödülleri kat kat hak ediyorlar, hatta az bile veriliyor diyebilirim. Sporcu aktif spor yaparken başka bir işle uğraşması, para kazanması mümkün değil. Uzun yıllar spor yapıp bıraktıktan sonra da başka bir işle uğraşma yaşları geçmiş oluyor" diye konuştu.
"FUTBOLDA ÇOK İYİ PARALAR KAZANILIYOR"
Futbolda çok iyi paralar kazanıldığına dikkati çeken Süleymanoğlu, amatör branşlarda ödüllerin artırılması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Artırılsın ki gençler bu branşlara yönelsin. Türk sporunun ileri gitmesi için bu şart. Amerika'da başarılı sporcular milyonlarca dolar kazanıyor. Neden atletizmde en başarılı sporcular oradan çıkıyor? Niye Türk sporcusu 100 metrede dünya rekoru kıramıyor? Çünkü imkanlar az. Zaten spor yapan çocukların çoğunun maddi durumu iyi değil. Durumu iyi olanlar ise spora yanaşmıyor. İnsanlar başarı geldiğinde gurur duymayı biliyorlar ama bu sporcu nasıl bu dereceyi aldı, günde kaç saat idman yaptı, ne yedi, ne içti, kimse bilmiyor. Bunlarla ilgili programlar yapılmalı, gençler bilgilendirilmeli. Önümüzde bir Süreyya Ayhan örneği var. Süreyya gibi sporcular kolay yetişmiyor. Sporcular dopingle ilgili eğitilmeli ki kariyerleri alt üst olmasın."
MUTLU: "HAZIRA DAĞ DAYANMAZ"
Dünya ve olimpiyat şampiyonu haltercilerden Halil Mutlu ise birikimleriyle ticaret hayatına atıldığını, bir mobilya mağazasıyla restoranı bulunduğunu belirterek, "Bizim zamanımızda verilen ödüller çok komikti ama artık sporcular çok iyi ödüller alabiliyor. Tabii ki hazıra dağ dayanmaz. Bu paraların bir şekilde işletilmesi gerek. O da kişinin kendisine kalıyor. Ben arsa, mülk almak yerine ticarete girdim. Ayrıca yönetmelik sayesinde devlet memuriyetim de var" dedi.
Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA) tarafından "asrın güreşçisi" unvanı verilen dünya ve olimpiyat şampiyonu güreşçi Hamza Yerlikaya de gayrimenkulü tercih edenler arasında yer alıyor.
Ticarete girmeyi hiç düşünmediğini kaydeden Yerlikaya, kazandığı ödülleri ev ve arsa gibi taşınmaz mallara yatırarak değerlendirdiğini söyledi.
AVLUCA: "HERKES UYURKEN BİZ ANTRENMAN YAPIYORUZ"
Dünya ve Avrupa şampiyonu güreşçilerden Nazmi Avluca ise gayrimenkule yaptığı yatırımların yanı sıra ticaret hayatında da ilginç bir tercih yapmış. Halk otobüsü alan Avluca, ticarette mutlaka işin başında durulması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "Başında durulmayan işten hayır gelmiyor. Türkiye'de kazanımlar başarıdan sonra geliyor. Günümüz yönetmeliği gerçekten hatırı sayılır ödüller veriyor. Deneyimli biri olarak arkadaşlara gayrimenkul yatırımı yapmalarını öneririm. Çünkü ticaret zor. Aynı zamanda devlet memuruyum. Memuriyet hakkı sporcuların sigortalı olması açısından çok iyi oldu. Sporcunun kafası ne kadar rahat olursa, müsabakalara o kadar iyi hazırlanır. Bir güvenceniz olursa spora tam anlamıyla spora kanalize olabiliyorsunuz."
Sporcuların başarı elde edebilmek çok zorluk çektiğini kaydeden Avluca, "Bazen bize '2-3 ağırlık kaldırıyorsunuz, dünyanın parasını alıyorsunuz' diyenler oluyor ama biz o noktaya gelene kadar neler çekiyoruz, ne şartlarda çalışıyoruz, bilmiyorlar. Herkes uyurken biz antrenman yapıyoruz. Bir yılda bir dağ kadar ağırlık kaldırmış oluyoruz. Çift antrenmanda kaybettiğimiz sıvı miktarı 4-5 kilo. Bazı spor dallarında arkadaşlarımız, bir salise için yıllarca çalışıyor. Bulunduğumuz noktalara gelmek kolay değil. Sporcu aldığı parayı hak ediyor" ifadelerini kullandı.
TEKVANDOCULARIN TERCİHİ DE GAYRİMENKUL
Dünya şampiyonu tekvandocular Bahri Tanrıkulu ve Hamide Bıkçın'ın da tercihi gayrimenkulden yana. Diğer şampiyon sporcular gibi devlet memuriyetleri bulunan ikili, birikimlerini ev ve arsa alarak değerlendirmiş.
Bahri Tanrıkulu, ticareti denediğini, ancak çok zarar ettiğini dile getirerek, "Zarar ettim çünkü ticaret hayatında sürekli işin başında durmanız gerekiyor. Bir iki kez dilim yandı. Gayrimenkul alıyoruz ama hazıra dağ dayanmıyor. Eskidikçe satıp yeniliyoruz" dedi.
Daha önce tekstil ve restoran işine girdiğini, ancak zarar edince bu işlerin kendisine göre olmadığını anladığını kaydeden Tanrıkulu, şunları söyledi: "Devletimiz son dönemde çok iyi ödüller veriyor. Özellikle son 8-10 yıldır miktarlar çok yükseldi. Buradan çok daha fazla ödül veren ülkeler de var ama az sayıda. Bu anlamda Türkiye'de gerçekten iyi bir ödül yönetmeliği var. Bence yapılması gereken şey amatör sporların popülerliğinin artırılması. Bir futbolcu kadar gazetelerde yer almıyoruz. Olimpiyat şampiyonu bile 2 gün konuşulup unutuluyor. Amatör sporların daha iyi tanıtılması ve basında yer alması gerekiyor. Daha çok gündeme getirilmeli. Abartılmaması lazım ama hakkı neyse de o verilmeli."
BIKÇIN: "ÖDÜLÜN BİR KISMINI MUTLAKA KARİYERİM İÇİN AYIRIRIM"
Ticarete hiç girmediğini, deneyip başarısız olan arkadaşlarını gördükçe ticaretten uzak durduğunu anlatan Hamide Bıkçın ise ödüllerle ilgili hiçbir sıkıntının olmadığını, çok iyi miktarlar kazandıklarını söyledi.
Bir dönem istihdam konusunun sıkıntı yarattığını, ancak devlet memuriyeti hakkı verildikten sonra bunun da çözüldüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Spor yüzünden üniversite okuyamıyoruz, çalışamıyoruz. Bu anlamda memuriyet hakkı çok iyi oldu. Ayrıca ben ödüllerin bir kısmını mutlaka kariyerim için ayırırım, yakında bir turnuva ya da şampiyona varsa kamp masraflarım için kullanırım."
Hürriyet