Kent Haberleri

Narmanlı Han'ın Tanpınar Müzesi olması isteniyor!

Beyoğlu'nun müstakil tarihinin en eski şahitlerinden biri Narmanlı Han. Ahmet Hamdi Tanpınar, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Aliye Berger gibi sanatçıların da uzun yıllar ikamet ettiği Narmanlı Yurdu, uzun süren belirsizliğin ardından bu ay satıldı

Rus Hapishanesi, Narmanlı Yurdu ya da Narmanlı Han… 183 yıllık yaşamı boyunca farklı isimlerle anılmış bu güne kadar. Hikâyesine hep yeni sayfalar ekleniyor. Bugün her santimine hüzün çökmüş, metruk bir mekân olarak varlığını sürdürüyor. Mağrur ama mütevazı, sessiz ama heybetli, sakin ama gürültünün içinde… İstiklal Caddesinin bütün o kalabalıklığı, gürültüsü ve hengamesinden sadece birkaç adımla kurtulmanın belki de tek mümkün yolu. Bugün Narmanlı Han'ın, kapısına kilit vurulu. İçine girmeniz, soluklanmanız mümkün değil. Kapısından bakıp, işte tam o merpenlerden, o avlunun kenarından Tanpınar'ın geçtiğini düşünebilirsiniz. O kediler de Tanpınar'ın kedileri zaten.


KÖŞESİNE ÇEKİLMİŞ TARİH


Bugün fazla dikkat çekmeyen bir çehresi var Narmanlı'nın. Tünelden çıkıp meydana doğru ilerlerken çoğu kimse fark etmez bile. Hem dışarıya doğru -şimdi eskide kalan- bir heybet hem de içe doğru bir zenginlik… Bugün yıkılmaya yüz tutmuş gibi duran, yer yer dökülen dış çevresine rağmen biraz gayretle dikkat edildiğinde Narmanlı'nın, Cadde-i Kebir'in en muazzam yapılarından biri olduğu anlaşılabilir. Üç ayrı binadan oluşan bir yapı Narmanlı, avlusunun içinde iki bina var. Dış tarafı iki katlı ve büyük fil ayaklarına oturtulmuş tonozlu bir girişi var. Görmemek mümkün değil. Tam ortada genişçe bir bahçe. Bugün Rus Sefareti, Rus hapishanesi ve konak olarak kullanılan tüm ana yapılar ayakta. Tam olarak nerede mi? İstiklal Caddesi'nin tünele kıvrılan yerinde bugünkü İsveç konsolosluğunun tam karşısındaki tarihi bina. İşte orası 183 yıllık hikâyenin baş kahramanı.


ZAMANDA YOLCULUK


Bazı değişikliklere rağmen inşa edildiği 1831 yılındaki form ve estetiğini korumayı başaran ender binalardan biri olan Narmanlı Yurdu 1880 yılına kadar Rusya Büyükelçiliği ve binalardan birinin bir bölümü Rus Hapishanesi olarak kullanılmış. Yanı sıra ticaret ofisi olarak da faaliyet göstermiş. 1930'lu yılların ortasında ise dönemin önemli tüccar ailelerinden Avni ve Sıtkı Narmanlı kardeşler tarafından satın alınmış. Bugünkü ismi Han'ı satın alan son sahiplerinden geliyor. Narmanlı kardeşler Han'ı sanatçılara çok cüzi ücretler karşılığında kiralıyorlar. Ticaret şirketlerinden daha yüksek ücret almak mümkünken bunu yapmıyorlar.


NARMANLI'NIN BUGÜNÜ


Zaman geç. Gidin muhakkak görün yine de. İstanbul tarihinin önemli bir kısmına şahitlik eden Narmanlı Han'ında şimdilerde yalnızca iki dükkân var. Biri caddeye bakan eczane, diğeri de bütün ailesiyle birlikte hanın içindeki odalarda kalan hanın 40 yıllık kâhyasının işlettiği, hemen girişin kenarındaki ufak büfe. Yakın zamanlara kadar avludan girince misafirlerini tam karşıdan gören noter de burada bulunuyordu, kısa bir zaman önce o da taşındı. Han'ın bugünkü durumu ise artık netliğe kavuştu. Özel bir bankanın restorasyon için başlattığı girişimi devam ettirememesi sonucunda varisler hisselerini geri almışlardı. Banka restorasyonda yapıyı da bozacaktı, olmadı. Geçtiğimiz ayın sonlarına doğru tamamlanan anlaşmayla iki iş adamı Mehmet Erkul ve Tekin Esen 57 milyon dolara Narmanlı Han'ı satın aldılar. Uzu yıllar süren ilgisizlik nedeniyle yıkıma bırakılan Narmanlı'nın artık bir sahip çıkanı olacak. Han'ın yeni sahiplerinden bütün İstanbul'un beklediği tek şey ise Han içerisine bir Tanpınar Müzesi'nin açılması.


Sanatın ve sanatçının yurdu


Narmanlı Han'ı önemli kılan hiç şüphesiz tarihi serüveni kadar, odalarını kiralayan isimler. Peşpeşe sıralandığında bile büyük bir kültür haritasının karşımıza çıktığı Narmanlı'dan bugüne kadar kimler gelip kimler geçmiş. Ressam-şair Bedri Rahmi Eyüboğlu'ndan Ulus Gazetesi'nin temsilcisi Neşet Atay'a, ressam Aliye Berger'den Adrea Kitabevi'ne birçok isim ve kurum var. İstanbul'un en eski Ermeni gazetelerinden Jamanak da yayınını çok uzun yıllar burada sürdürmüş. İnternetten öğrendiğimize göre İstanbul'un ilk konfeksiyoncularından Antoine Visconti'nin mağazası da Narmanlı'da bulunuyormuş. Kara Kitap'ın yazarı Suat Derviş'in de bir dönem Narmanlı'da kaldığı söyleniyor.


Huzur'un mekanı


Narmanlı'nın hiç tartışmasız en önemli misafiri Ahmet Hamdi Tanpınar. Tanpınar, 1944-1951 yılları arasında ikamet ettiği Narmanlı'da oldukça üretken bir dönem geçirmiş. Bugün çok iyi bildiğimiz Tanpınar eserlerinden bazılarının burada yazıldığı söyleniyor; Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler ve Huzur. Beş Şehir'in de büyük kısmı burada yazılmış. Haldun Taner, Ünlü Sanatçılarımızın Yaşadığı Yerlerde Gezintiler'de epey ayrıntılı bilgiyi paylaşır bizimle. Özellikle Tanpınar'ın Narmanlı'daki odasına dair. Ona göre Tanpınar'dan sonra odasını sırayla Bedri Rahmi ve Aliye Berger kiralamışlar ve onlar da peş peşe odayı atölye olarak kullanmışlar. Der ki Taner: 'Ahmet Hamdi'nin Narmanlı'daki odası, sofası hatta mutfağı üst üste derbederce yığılı kitaplarla dolu idi. Çoğu üniversiteden genç asistanlar da olmak üzere üstadın sohbetinden kam almak üzere çok sayıda misafirle dolup taşardı burası.'

Yeni Şafak