Magazin

Nasuh Mahruki evinin kapısını Hello dergisine açtı!

Nasuh Mahruki,mutlu bir eş ve 1 yaşında bir erkek çocuk babası. Şimdi, ailesine bir de kız çocuğu eklemenin düşünü kuruyor. Mine-Nasuh Mahruki, evlerinin kapısını Hello! dergisine açtı, mutluluklarının sırrını paylaştı.


Türkiye’nin ilk sivil kurtarma ekibi AKUT’un kurucusu Nasuh Mahruki, gençlik yıllarında “40’ımdan sonra yurtdışında evleneceğim” diyormuş. Bunu da gerçekleştirmiş. 41 yaşında Bhutan’da evlenen Mahruki, bugün düşlediklerine sahip olan mutlu bir eş ve 1 yaşında bir erkek çocuk babası. Şimdi, ailesine bir de kız çocuğu eklemenin düşünü kuruyor. Mine-Nasuh Mahruki, evlerinin kapısını Hello! dergisine açtı, mutluluklarının sırrını paylaştı.



Evliliğe nasıl karar verdiniz?

Nasuh Mahruki: Benim “evlilik istemiyorum” diye bir duruşum olmadı hiçbir zaman. Sadece çok hareketli ve hedefli, bir de tabii riskli ve tehlikeli bir hayatım olduğu için daha ileriki bir zamana bırakmıştım. Yıllar önce, 40 yaşından sonra yurtdışında evleneceğime karar vermiştim. 41 yaşında, Himalaya Krallıkları’na yaptığımız bir motosiklet seyahatinde Mine’yle Bhutan’da evlendik. Barlas da aramıza katılınca aile olduk. Aile hayatı ilk defa deneyimlediğim bir şey. Her anından da çok keyif alıyorum. Bebek dünyanın en güzel şeyiymiş. Büyüdükçe çok daha keyifli oluyor. 

Sizi birleştiren ya da ayrıştıran noktalar neler? 

Nasuh Mahruki: Mine benim gibi profesyonel bir sporcu geçmişinden gelmiyor ama o da hayatla çok ilgili. O da öğrenmeyi, gezmeyi, yeni kültürleri tanımayı, yeni insanlarla tanışmayı çok seviyor. Afrika’ya safariye de gittik, motosikletle Hindistan’a, Nepal’e de. Birlikte epey seyahat ettik, bundan çok keyif alıyoruz. Mine çok tertipli, düzenli, organize, gayet iyi plan yapıyor ve çok iyi bir yol arkadaşı. Ben de sonuçta bir gezginim ve yol yordam bilirim, dünyanın her yerine girip çıkabilirim. Bu iki özelliği birleştirdiğimizde rahatlıkla çok egzotik coğrafyalara gidebilme imkanımız oldu. Herhalde 20 ülke gezmişizdir.



Bu birlikteliği aynı zamanda işe de taşıdınız değil mi?

Nasuh Mahruki: 8 yıl ilişkimizi İzmir-İstanbul arasında sürdürdük. Evlendikten sonra İstanbul’a yerleşti eşim. Mine yıllarca bir Amerikan şirketinde satış müdürlüğü yaptı. Ben de 1995’teki Everest tırmanışımdan bu yana motivasyon konuşmaları yapıyorum, seminerler veriyorum. Mine’nin Ekonomi okuması ve Pazarlama yüksek lisansı yapmış olmasını, evlendikten ve İstanbul’a yerleştikten sonra benim bütün konuşmalarımın ve seminerlerimin organizasyonuyla birleştirdik ve gerçekten de çok hoş bir sinerji oldu. Benim de verimliliğim yükseldi. O da iş tatminini yaşıyor ve keyif alıyor diye düşünüyorum. Birbirimize çok şey kattığımızı söyleyebilirim.

Mine Mahruki: Nasuh’la hayattan her zaman keyif almayı ve sürekli yeni şeyler deneyimlemeyi çok seviyoruz. İkimizin de yaşam enerjisi çok yüksek. O yüzden birlikte hedefler koyup onları gerçekleştirebiliyoruz. Birlikte çalışmaya başlayarak da hayatımızın birçok alanında takım gibi olduk. Bu da çok nadir yakalanabilecek bir şey. Fazla ayrışan noktamız yok ama Nasuh’un gözü karalığı bazen beni ürkütmüyor değil...



Aşkı ve sevgiyi nasıl tanımlıyorsunuz?

Nasuh Mahruki: Aşk çok yüksek bir duygu. Aşkın formülü yok, türevleri var. İnsanın durdurabileceği ya da başlatabileceği bir şey değil. Çok başka bir yerden insanı yakalayan bir duygu. Bence ideal olan, ilişkide zamanla çoğalacak bir şekilde sevginin devam edebilmesini sağlayabilmek. Biz Mine’yle bunu başardık. Barlas’la birlikte evliliğimiz taçlandı. Düşündüklerimin de ötesinde güzel bir şey. Yaşamadan tarif etmek mümkün değil. Arkadaşlarım hep “Çocuk yapın, çocuk yapın” diyordu. Ben de zaten çocuk istiyordum ama olunca anladım bunun ne kadar olağanüstü bir şey olduğunu ve aslında ne demek istediklerini. Çocuk, karı-kocayı aile yapıyor ve anneyi babayı birbirine başka türlü yaklaştırıyor. Barlas’ın mutlu olabilmesi için ikimizin de mutlu ve iyi anlaşıyor olması lazım. Ancak bu şekilde Barlas daha kaliteli, daha keyifli ve daha mutlu olabilir. Barlas’ın ikimize de ihtiyacı var. 

Mine Mahruki: Aşk, hiçbir şeyin önüne geçemeyeceği kadar mükemmel bir duygu. Sevgiyi de aşktan çok uzakta bir yerde düşünemiyorum. Bana aşkın olgunlaşmış, ağırbaşlı, uzun soluklu haliymiş gibi geliyor. Ben bu hayatta aşkı yaşadığım insanla evlendiğim için çok şanslı bir kadınım. Bu eşsiz güzellikteki duyguyu birlikte yaşadıklarımızla daha da büyüttük. Barlas da bu aşkın meyvesi olarak bize o kadar iyi geldi ki, heyecanlarımızın, umutlarımızın, sevgimizin sınırlarını bizim bile hayallerimizin ötesinde genişletti. Anne ve baba olmak nasıl bir duygu?

Nasuh Mahruki: Olağanüstü. Her anından müthiş keyif alıyorum. Bir de kızımız olursa cennet! Kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil. Ancak yaşanınca anlaşılabilecek bir şeymiş.



Mine Mahruki: Barlas bugün 1 yaşına basıyor ve onu hayatımızın bir parçası yapabildiğimiz için çok mutluyuz. Biz Barlas’a bakıcı tutmadık. Biz nereye gidersek Barlas da bizimle geliyor. Sürekli başka bir şehirde, ülkede ve farklı insanlarla iletişim içerisinde. Barlas’ın uyumlu bir çocuk olması ve Nasuh’la birlikte çalışıyor olmamız sayesinde bunu başarabildik. Bu şekilde hareket edebildiğimiz için çok şanslıyız. Barlas’ın doğduğu günden bu zamana kadar her anını birlikte yaşamak çok heyecan verici, inanılmaz bir deneyim.



Hürriyet