Nazilli'de imar sınırı 682 kilometreye çıktı!
Aydın Denge Gazetesi, Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık ile röportaj gerçekleştirdi. Alıcık, röportajda Nazilli'deki projeleri, yatırımları ve hizmetleri anlattı. Nazilli'de imar sınırının 24 kilometreden bir anda 682 kilometreye çıktığını belirtti.
Nazilli’de HDP ve CHP tabanından oylar alıyor, partinizi geçiyorsunuz ve bu ‘Nazilli’de MHP yok, HAP (Haluk Alıcık Partisi) var’ şeklinde yorumlanıyor. Nasıl oluyor?
‘Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü’, ‘İncinsen de incitme’, ‘Ne olursan ol, gel’ felsefeleri ve doktrinler bizim için çok önemli. ‘Allah’ın nizamını dünyaya yaymak’ anlayışına sahibiz. Siyasette yola çıktığımızda ‘memleketin hizmetkarı, şehri emini olacağız’ dedik. Bunun dışında bir gayemiz yok. Yedi yıldır belediye başkanıyım, devletin bir lirasına tenezzül etmedim. Kim ne derse desin, biz buradayız. Herkese açığız, biz muhalefetten bir belediye başkanıyız. Bizde hizmet harici bir şey olmaz. Ekonomik çıkar elde edelim, makam peşinde olalım, farklı kazanım ve çıkarlar için uğraşalım derdinde değiliz. İnsana hizmet önemlidir. Böyle başlık biz siyasete ve 2007 yılında milletvekili adayı iken gözlemleme imkanı da bulduk. ‘Aday oldum, kazandım mı iyi, kazanamadım mı, bitti’ gibi bakılıyor genel olarak siyasete. Öyle değil ama siyaset uzun soluklu bir yarış, hep var olacaksınız. Bir anda kazanmak herkese nasip olmaz. Nadiren olanlar var, siyasete girer girmez bir yerlere gelenlere az sayıda da olsa şahit oluyor. 20 yılını veren ama bir yerlere gelemeyenler de var. Bunun ikisi de iyi örnek değil. Biz yılmadık, doğru zamanda doğru işler, doğru meclis üyesi adayı listesi yaptık.
“SEÇİMLERDE BİLE HİÇ ÜÇ HİLALLİ ROZETİM OLMADI”
Seçimlerde bile hiç üç hilalli rozetim olmadı, hep Türk Bayrağı oldu. Burada, Lazı, Çerkezi, Kürdü, Alevisi, Sunnisi, Yörüğü ile hep beraberiz. Bize oy verenlerin de belediye başkanıyız, vermeyenlerin de belediye başkanıyız. Bunu gösterdik. İnsanlar ‘bizim Haluk’ olarak gördüler beni. Belediye başkanlığında insanlarımız şahıslara oy veriyor. Milletvekili seçimlerinde yüksek oy alalım diye koşturuyoruz ama ne yazık ki denk gelmiyor. Öyle bir şey ki belediye başkanı ile meclis üyeleri arasında bile fark oluyor. Her iki dönemde de meclis üyelerimiz 3 bin oy daha az aldılar. Her iki dönemde de 16’şar meclis üyesi çıkardık. Eğer meclis üyeleri benimle aynı oyu alsaydı, 19-20 meclis üyemiz olabilirdi. Nazilli Belediye Başkanlığında birinci dönemimiz çok önemliydi. Çünkü vatandaş bize çekine çekine oy vermiş. Parti bizim partimiz, hiçbir rahatsızlığımız yok. Çok da zorlandık. Hareket yıllardan bu yana hiç iktidar olmamış, işe girmek isteyenler var, burada çalışanlar var, basından tutun, STK’lara kadar, ‘Haluk Alıcık arkadaşları ile beraber nasıl bir yönetim izleyecek, bütün çalışanları işten mi çıkaracak?’ gibi soru işaretleri vardı.
“İŞE ALDIĞIMIZ DUA, ÇIKARDIĞINIZ BEDDUA EDECEKTİ”
Bir adama işe alacaksınız, ‘Allah razı olsun’ diyecek, bir adamı işten çıkaracaksınız ‘Allah belasını versin’ diyecek. Hiç kimseyi işten çıkartmadık. 2014 sonrası, Büyükşehir Yasası ile oluşan sıkıntıları bunun dışında tutuyorum. Nazilli Belediyesi 2014’ten önce bin tane şirket çalışanı olan çok büyük bir aileydi. Bunun yanında 350 civarında da kendi personeli bulunuyordu. Bin 400’e yakın aileyi iş imkanı sağlıyordu. Kendine yettiği gibi büyük yatırımlar yaptık ki ikinci dönem seçildik. 2009’da, ‘yeni yeni imkanlar yarattığımızda yeni işçi alacağız’ dedik. ‘Aldıklarımız da herkesten çok çalışacak’ şartını koyduk. İlk dönemde ben de günde 13-14 saat çalıştığımı biliyorum. İlk yağmur yağdığında ayağına çizmeyi giyip sokakta dolaşan bir Haluk Alıcık var. Sabah namazından çıktığında vatandaşla beraber olan bir Haluk Alıcık oldu. 2009 seçimlerinde bir kere seçimi kazanır, bir daha hayal olabilirdi. Eğer toplumun bütün kesimlerini kucaklamaz, şehrinizin değil yalnız partinizin başkanı olsaydınız, ikinci dönem hayal olurdu. Kendimiz görmediğimiz gibi bizden sonra gelecek olan partideki arkadaşlarımızın da önünü tıkamış olurduk.
“ROMANIN CENAZESİNE DE 52 HAYRINA DA GİTTİK”
Biz cami de yaptık cemevi de. Bir Roman arkadaşımız var, atçılık yapıyor, evladı kanserden vefat etti. Cenazesine katıldık, elli ikinci hayrına da gittik. Ağabeyimiz, ‘Eskiden bizi adam yerine koyup gelen mi vardı?’ dedi. Alevi Dernekleri Genel Başkanımız Doğan Bey, geldi, ‘CHP’li bir sürü zengin işadamı var, bize yardım etmiyorlar’ dedi. Cemevi için talepte bulundu, Ali Haydar Yetim de şahittir. ‘Yardım ederim, ama sizden bir şey istiyorum. Biz sizleri, Hazreti Ali’yi çok seviyoruz. Siz CHP’ye oy vermeye devam edin ama bizim sizi sevebileceğimiz bilin, yeter’ dedim. Hiçbir zaman, ‘Bana oy vereceksiniz, oy vermezseniz hizmet yok’ demedim, demem de. Hiç ummadığınız anda yaptıklarınız ve söyledikleriniz karşınıza çıkıyor. Cemevinde aşure gününe katıldım, yaşlı bir amca yanıma geldi, ‘Sen kazan diye dua ettim, kazandıktan sonra da kurban kestim’ dedi. Gözlerim yaşardı, sonra aileye ziyarete de gittim. Bazılarına hayal, hikaye gelebilir ama ben bunu yaşadım.
“ÇOCUKLARIMA BIRAKACAĞIM EN BÜYÜK MİRASTIR”
2009’da 16-17 bin kişi seçim yürüyüşümde arkamda yürüdü. 2014’de seçim öncesi son Cuma yürüyüşümüze emniyetin rakamlarını söylüyorum 24 bin kişi katıldı. Benim çocuklarıma bırakabileceğim en büyük miras, o yürüyüşlerin videoları, fotoğraflarıdır. Param olmayabilir, olması için uğraşmam da söz konusu değil. Sokakta yürüdüğümüzde çok iyi bir itibarımız var. Kimse olumsuz bir şey söyleyemez. Bir gün muhakkak musalla taşına konacağız. Herkese ‘iyi adam’ diyorlar. Ben istiyorum ki bana gerçekten gönülden, ‘iyi adam’ desinler. Nazilli’de bunun için çalışıyoruz. Cumartesi-Pazar 60-70 cemiyete gittiğim oluyor. İnsanlarla beraberiz. Seçimler böyle kazanıldı. 2014’te hükümet bütün ağırlığını koydu. Ekonomi Bakanı, Maliye Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı buradaydı, milletvekilleri, siyasi büyükleri hep buradaydı. 2014’de çıkarabilecekleri en iyi adayı da çıkardılar. CHP’nin adayı da çok iyiydi. Ferda kız kardeşim gibidir, kendisini çok severim. Hatta 2011 seçimlerinde milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Sonra buraya ziyaretime geldi. Ona ‘ilk kez böyle bir seçime katılıyorsun ve önemli bir başarı elde ettin, önümüzde belediye başkanlığı seçimi var, aday olabilirsin’ dedim. ‘Abi kendi makamın için mi söylüyorsun’ dedi. ‘Evet, CHP öyle ya da böyle bir tane aday çıkaracak, bu sen niye olmayasın’ dedim. AK Parti’nin adayı hem kişisel olarak hem de partisi açısından Mustafa Acar da çok güçlü bir rakipti. Yüzde 45 oy aldık, ama kolay kazanılan bir seçim değildi.
“3 MİLYON LİRADAN FAZLA YATIRIM YAPTIĞIM KÖY VAR”
2009 ile 2014 arasında ne değişti?
Nazilli’de çok hizmet ettik. Su fabrikasından, fen lisesine, oradan sağlık meslek lisesine, ağız diş sağlığından, MOSESE'sine, köprüsünden camisine, 6 köprü, 6 cami yaptık. Köylere inanılmaz yatırımlar yaptık. Hiç vermediğimiz köye 150-200 bin lira verdik. 3 milyon liranın üzerinde yatırım yaptığımız köy var. Nazilli Belediyesi çok güçlüydü ve biz burada devlet babaydık. Ben ilk günden bu yana Büyükşehir Yasası'na karşıyım. Başkanının kim olduğuna değil yasanın bütününe karşıydık. Karşı olduğumuz nokta tescillendi. Doğu ve Güneydoğu’da yaşananlar basit konular değil. İl özel idareniz yok, devletin imkanları kaybolmuş, hendek kapatacaksınız kepçeniz yok. Bu büyükşehir değil, bütün şehir yasası. Eskiden ilçelerde köylere hizmet götürme birlikleri, illerde il özel idareler vardı. Vali ve kaymakamlar hizmet ederdi. Bu yasa iktidarın yapacağı bir şey değildi. Nazilli Belediyesi'nin ortalama aylık geliri 7-8 milyondan, 2-3 milyona düştü. Bununla Nazilli’yi yönetmeye talip oluyorsunuz. Bir kitapçık hazırladım, partilere ve belediye başkanlarına ulaştırdım. Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, Ödemiş ve Zeytinburnu belediye başkanları ile Büyükşehir Yasası'nı yeniden hazırlayan komisyonda görev alıyor. Ödemiş Belediye Başkanı ile sürekli görüşüyoruz, Zeytinburnu Belediye Başkanı ile geçen hafta görüştüm. Dertlerimiz aynı. 150 bin nüfuslu Nazilli Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı, İller Bankası'ndan gelen parası 2 milyon lira, büyükşehir olmayan aynı nüfusa sahip ilçenin payı 4,5 milyon lira, üstüne su parası, garaj parası, hal, otoparklar, inşaat ruhsatı, emlak vergisi, reklam vergisi gibi daha onlarca gelir kalemi var. İmar sınırımız 24 kilometreden bir anda 682 kilometreye çıktı. İller Bankası geliri tam tersi düştü. Siz diyorsunuz ki ‘Bu memlekette hizmet et’ böyle bir şey var mı?
“İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARINA SAYGI DUYMAK ZORUNDALAR”
Yöneticilerden kaynaklanan sıkıntılar da var. Bazı şeyler çok çabuk giderilebilirdi. Birimler kurulurken yapılacak işler, izlenecek yöntemler farklı olabilirdi. Mesela ASKİ kurulurken, arızaların giderilmesi, hizmetlerin verilmesi, paraların toplanması konusunda sistem oturana kadar ilçe belediyelerinden yararlanılabilirdi. Bunun yanında ilçe belediyelerinin belediye başkanlarına saygı duymak zorundalar. Bugün bürokratların ilçe belediye başkanlarına karşı bir saygısı, sevgisi yok. Seçilmiş olmanın bir ağırlığını hissetmiyoruz. Ben Özlem Hanım'ın yerinde olsam, bürokratlarımı çağırır, ‘Seçilmiş belediye başkanları, arkadaşlarımdır. Seçim bitmiştir, zaman hizmet zamanıdır, parti rozetleri çıkmıştır, önümüzde 2019 seçimleri var, siyaset yapacaklar kendini 2019’a saklasın’ derdim. Geçen gün Binali Yıldırım ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bir arada, İzmir’e yapılacak yatırımlarla ilgili programdalar, her ikisinin söylediği, ‘Seçim seçimde kaldı, iştahınızı 2019’a saklayın, şuan hizmet zamanıdır’ şeklinde. Çerçioğlu, bürokratlara belediye başkanlarına yardımcı olmaları, zorluk çıkarmamaları yönünde talimat verecekti, yapmadı. Bürokratlar da bunu kullanıyor, çok farklı yaklaşım sergiliyorlar. Nazilli Belediye Spor’un sosyal tesislerinin suyunu kesmeye geliyorlar.
“HER İŞ BİTTİ DE…”
1984’te Mehmet Özalp zamanında yapılmış, o zamandan beri orası inşaat suyu ile kalmış, 1984’ten bu yana belediyeler Nazilli Belediye Spor’a sahip çıktığı için su parası bakılmamış. Siz su saatini kesmeye geliyorsunuz. Bunun mahsuplaşması var, başka yöntemleri var. Bugün her şeyi bitirdik de ilçe belediyelerle uğraşmak mı kaldı, akıl sır erdiremiyorum. İçerideki arkadaşlar söyleyemiyor ama biz dışarıdakiler olarak onların da sesi oluyoruz, bütün ilçe belediye başkanları sıkıntılı. Mart geliyor, iki yıl bitiyor. Son yılı sayma iki yıl daha hizmet etme süreci kalıyor. Hadi bize Allah nasip etti iki dönem yaptık, ikinci dönemde insanlarımız, ‘Bizim Haluk, bizim çocuk’ diyebiliyor, sıkıntılarımız biliyor, bir önceki dönemin hizmetlerini bildikleri için hoş görüyorlar. Bunca ekonomik sıkıntıya rağmen Nazilli’yi şantiyeye çevirdiğimizi iddia ediyorum. Hizmet ediyorum. Yeni seçilmiş arkadaşlarımız ne yapacak. İster istemez insanların bir daha seçilme isteği olacaktır. Bulundukları konum gereği insanlara hizmet etmek isteyeceklerdir. Rahatlatılmalılar.
Emin AYDIN/Aydın Denge Gazetesi