Nazım Yavuz: 7 milyon bina ve çatı depreme hazır değil!
M. Nazım Yavuz, Türkiye’de konut stoğunun yaklaşık yüzde 40’ının yenilenmesi veya güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “7 milyon bina ve çatının güçlü bir depremde güvenli olmayacağı öngörülüyor. " dedi.
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) M. Nazım Yavuz, yüzde 92’si deprem fayları üzerinde yer alan Türkiye’de konut stoğunun yaklaşık yüzde 40’ının yenilenmesi veya güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Tahminlere göre 7 milyon bina ve çatının güçlü bir depremde güvenli olmayacağı öngörülüyor. Son dönemde artan Kentsel Dönüşüm uygulaması ile güvenli yapı stoğunun artması yönünde çok önemli adımlar atıldı. Bir deprem ülkesi olarak kendimizi güvende hissetmek için daha fazla binamızı ve çatımızı standartlara uygun hale getirmeliyiz. Geleneksel yöntemlerle yapılmış, standartlardan uzak çatı sayımızı milyonlarla ifade ediyoruz ve bu çatıların depremde dayanıklı olamayacağını biliyoruz" dedi.
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, Deprem Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye nüfusunun hemen hemen tamamının deprem riskli bölgelerde yaşadığını ancak çok sayıda konutun bu tehlikeyi atlatacak standartlara sahip olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Türkiye son 20 yıllık dönemde meydana gelen sarsıcı depremlerde binlerce insanını kaybetti, binlerce insan ise hala yaralarını sarmaya çalışıyor. Bu acıların en büyük nedeni ise standartlardan uzak yapılardı. Coğrafyamızın yüzde 92’si, nüfusumuzun yüzde 95’i deprem tehlikesiyle iç içe. Risk bu kadar yüksek olduğu halde geçmişten bugüne gelen hatalar, geleceği de ipotek altına alıyor. Son dönemde hız kazanan Kentsel Dönüşüm uygulaması ile konut stoğumuzdaki sağlıklı ve güvenli yapı oranı artıyor. Buna rağmen halen milyonlarca sorunlu yapı ve çatımız var. Standartlardan uzak yapı ve çatılar nedeniyle, birçok gelişmiş ülkede can ve mal kaybına yol açmayan küçük ve orta şiddetteki depremler bile zaman zaman ülkemizde üzücü sonuçlara yol açabiliyor.”
Geleneksel yöntemlerle yapılan çatılara dikkat!
M. Nazım Yavuz, Türkiye’de yaklaşık 19 milyon konutun bulunduğunu ve 7 milyon konutun güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Konutlar gibi yapıların en önemli bölümlerinden biri olan çatılar da deprem tehdidine karşı hayati öneme sahip bulunuyor. Yaklaşık 7 milyon binanın standartlardan uzak olarak, geleneksel yöntemlerle yapıldığını tahmin ediyoruz. Bu çatıların büyük bölümü, deprem, fırtına, yoğun kar yağışı gibi doğal afetlere karşı güven vermiyor. Deprem anında güvende olabilmemiz için yapıların temelden çatıya kadar her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi gerekiyor. Çatılar uzman kuruluşlar tarafından yapılmalı ve kontrol edilmelidir."
Su deposu ve çanak anten, tehlikeye davetiye çıkarıyor
Yavuz, çatılara plansız şekilde yerleştirilen su depoları, çanak antenler, güneş enerjisi ısıtıcıları ve baz istasyonlarının tehlike yarattığını kaydederek, şunları söyledi:
"Bu ekipman ve sistemlerin çatı üzerinde yer almaları bir hesaba ve projeye dayalı ise, usulüne uygun olarak yapılıyor ve yapımları denetleniyorsa sorun yaşanmaz. Maalesef izinsiz ve bilgisizce yapılan ilaveler, deprem, fırtına gibi olaylarda bulundukları yapı ve çevredekiler için ciddi yaralanma ve ölümlere sebep oluyor. Çatının böyle sistemleri taşımadığı görüldüğünde tedbir alınmadan çatı üzerine ilave yükler konulmamalı. Türkiye’de çatılar sadece düşey kuvvetler göz önüne alınarak, uzman olmayan kişiler tarafından yapılabiliyor. Depremdeki yatay yükleri karşılayan çapraz bağlantıların çatı, kolon, makas düzlemlerinde yapılmaması veya eksik yapılması deprem anında hasar ve yıkımlara sebep olabilir."
Doğru bağlama, riski azaltır
Çatıların montajının çok önemli olduğunu hatırlatan Yavuz şunları dile getirdi:
“Güvenli çatı yapımında yapının tipine göre mimar veya mühendis tarafından hesaplanmış, tüm detaylarıyla çizilmiş, malzemeleri tarif edilmiş bir projenin olması gerekir. Çatı bütünü içindeki, özellikle kalkan duvar, parapet, baca gibi yapı bileşenleri deprem sırasında yıkılmayacak, yapıdan ayrılarak çevreye savrulmayacak şekilde projelendirilmeli ve projeye uygun olarak inşa edilmelidir. Depremlerde sorun yaşanmaması için çatının binaya doğru bağlanmasına özen gösterilmelidir.".
Vida ve ankraj sistem kullanılmalı
Yavuz, uyarılarını şöyle tamamladı:
“Çatılar, binadaki durumları gereği sürekli basınç ve çekmeye maruz kalır. Çatıların betonarme malzemeye bağlantıları, her yönde gelebilecek yükleri alabilecek şekilde uygulanmalı. Sadece çivilerle yapılan bağlantılarda uzun vadede performans düşer. Vida ve ankraj sistemleri kullanılmayan yani betonarme yapıya sabitlenmeyen yanlış uygulamalar, bu noktalarda zayıflığı ve deprem açısından ciddi riskleri oluşturur. Çatılarda çalışacak kişilerin çatı sistemleri, çatı yapımı ve teknikleri, yüksekte çalışma ve iş güvenliği konularında eğitimleri ve sertifikaları olmalı, sosyal sigortalar ile ilgili güncel mevzuata uyulmalı. Yapılan iş her safhasında çatı konusunda uzman bir teknik eleman tarafından kontrol altında tutulmalı. ÇATIDER olarak sektörün ihtiyaç duyduğu uzman uygulama usta ve teknikerleri eğitiyoruz."
Bu haber Sözcü Gazetesi'nde şöyle yer aldı:
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği’ne (ÇATIDER) göre Türkiye’de yaklaşık 7 milyon yalıtımsız ve hatalı çatı var. Bu çatıların ülke ekonomisine verdiği zarar, son dönemde yıllık 4 milyar TL seviyesinde.
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, Tüketiciyi Koruma Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, standartlara uymayan ve yalıtımı bulunmayan çatıların en büyük zararı Türk ekonomisi ve tüketici bütçesine verdiğini söyledi. Yavuz, “Yalıtımsız ve hatalı çatıların son 10 yılda verdiği ekonomik zarar 26 milyar TL’yi aştı. Tüketiciler ayrıca yalıtımlı çatı uygulamalarıyla, enerji faturalarında yüzde 50’ye ulaşan oranda tasarruf sağlayabilir” dedi.
Tüketicilerin çatı konusunda doğru karar vermesinin hem ülke, hem kendi ekonomileri açısından büyük öneme sahip olduğunu belirten Yavuz, şöyle devam etti:
“Tüketiciler, daha ucuz çatıyı tercih ederken aslında ekonomik değil hatalı ve faturası ağır bir seçim yapabiliyor. Her sektörde olduğu gibi, çatı alanında da merdiven altı üretim, en büyük sorunlarımızın başında geliyor. Bu ürün ve uygulamaların tercih edilmesi, yarardan çok zarara neden oluyor. Türkiye’de yaklaşık 7 milyon yalıtımsız ve hatalı çatı var. Bu çatıların ülke ekonomisine verdiği zarar, son dönemde yıllık 4 milyar TL seviyesinde. Son 10 yılda ise 26 milyar TL’den fazla harcamayı boşa yaptık.”
DOĞRU ÇATI, YÜZDE 50 ENERJİ TASARRUFU SAĞLAR
Yavuz, standartlara uygun ve yalıtımlı çatıların, enerji tüketimini de önemli ölçüde azalttığını vurguladı. Türkiye’de konutlara ait enerji tüketiminin aynı iklim koşulları ve kullanım alanına sahip ülkelere oranla 2-3 kat fazla olabildiğini belirten Yavuz, “Yalıtımı olmayan binalar, kat adetine bağlı olarak en az ortalama yüzde 20 ile 30 aralığında enerji israfına neden oluyor. Çatı ve binada yapılacak tadilat ve yalıtım uygulamaları ile enerji harcamalarında yüzde 50′den fazla tasarruf sağlanabilir. Yalıtım sistemi, sağlanan tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayıp, binanın ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
ÇATI TAMİRATINA 1,2 MİLYON DOLAR
Tüketicilere merdiven altı ürünlerden uzak durarak, sertifikalı, CE belgeli ürünleri tercih etmeleri ve uygulamaları uzman kişilere yaptırmaları uyarısında bulunan Yavuz, “Yılda 5 milyon metrekare çatıda yenileme, aktarma ve tamirat çalışması yapılıyor. Bu tamirat ve aktarma uygulamalarının parasal büyüklüğü yaklaşık 1,2 milyon dolar seviyesinde. Standartlara uygun şekilde yapılması halinde tamirat ve aktarma harcamalarını da azaltabiliriz” dedi.
Yavuz, standartlara uygun çatıların, doğayı korumaya da katkı sağladığını belirterek, şunları aktardı:
“Doğru tercih yaparak, aynı zamanda doğayı da korumuş oluruz. Bilinçli bir tüketici olarak, mal ve hizmet alırken doğru seçim yapmalı, ihtiyacımız olan ürün ve uygulamayı yetkili satıcısından almalıyız. Avrupa Birliği, 20-20-20 planı ile 2020 yılına kadar enerji tüketimini yüzde 20 azaltmayı, yenilenebilir enerji kullanımında yüzde 20 artışı ve zararlı sera gazını en az yüzde 20 azaltmayı hedefliyor. Türkiye olarak bizim de binalarımızdaki enerji tüketimini kısa dönemde metrekare başına yılda 80 kilovat saat seviyesinin altına düşürmemiz gerekiyor. Bunu çatı ve çatı sistemlerine önem vererek sağlayabiliriz.”
Sözcü