Nef Bebeköy'de 68 bin metrekarelik araziyi kiraladı!
Nef, Bebek Mahallesi'nin sırtlarında yer alan Bebeköy'deki 68 bin metrekarelik araziyi ve üzerindeki 16 binayı 2048 yılına kadar Vakiflar Genel Müdürlüğü'nden kiraladı.
Erden Timur, yenilikçi bir zihnin inşaat gibi geleneksel bir iş kolunda bile fark yaratabileceğinin canlı kanıtı. Patentini aldığı “Fold” konseptiyle beş yılda Türkiye’nin kendi servetini kendisi yaratan en genç dolar milyoneri oldu. Bu yıl bitmeden duyurmayı planladığı yeni inovatif fikri ve New York projesiyle de
FORBES’un en genç dolar milyarderi olmaya aday.
Hayat nefesle başlayıp, nefesle bitiyor. Geri vermek zorundasın. Toplumsal birşeyler yapmak istiyordum dolayısıyla işimi o hale getirdim.” Kulağa hoş gelen, bir politikacı ya da STK yöneticisinden gelse şaşırtıcı olmayacak bu sözler bir “inşaatçı”nın ağzından çıktığında ilginç oluyor. Nef’in kurucusu Erden Timur da öyle, sıradışı bir profil. 15 milyon dolar ödeyerek Galatasaray’a forma sponsoru olduktan sonra adını duymayan kimsenin kalmadığı “Nef” markasını 2010’da kurdu. İstanbul’da yaptığı iki inşaat projesinden toplam 100 milyon lira kar ettiğinde sadece 28 yaşındaydı. 34 yaşında da FORBES’un en genç dolar milyoneri oldu. 34 yaşındaki Timur, patentini aldığı “Fold” konseptiyle inşaat yapmadan da para kazanıyor. ABD’de Chicago, Nashville, Miami başta olmak üzere beş kentte faaliyet gösteren gayrimenkul geliştirme şirketi Magellan Development Group, bazı projelerinde Fold konseptinde yer alan müzik odası gibi modüllere yer veriyor. Getirisi şimdilik Türkiye’de yapacakları küçük bir projeyi geçmese de sadece fikir satarak gelir elde etmeleri bakımından önemli bir gelişme.
Timur, Fold için franchise verme niyetinde olduklarını söylüyor. Magellan’ın Nef’ten haberdar olmasına vesile olansa Nef’in New York projesinde birlikte çalıştığı tasarım ofisi Perkins&Will. Şirketin tasarımdan sorumlu müdürü Robert Goodwin, “Nef’in modern kent yaşamının gerekliliklerine odaklanarak; özgün ve rahat alanlar içeren etkili ve dikkatle tasarlanmış modüller geliştirip yeni bir marka yarattığını” söylüyor. Goodwin’e göre ABD’de benzer firmalar var ama marka değiller. “Dola¬yısıyla Nef, ABD’de gerçekten yeni birşey yapı¬yor” diyor Goodwin. Nef markasını bünyesinde barındıran Timur Gayrimenkul’ün 2015 cirosu 1,2 milyar liraydı (bu yıl en iyi ihtimalle bu kadar daha ciro elde etmeyi hedefliyor). Erden Timur, Fold gibi patentini alacakları yeni bir konsept ve New York’tan başlayarak Türkiye dışına taşacak yeni projelerle birlikte cironun 4-5 milyar liraya çıkacağını hesaplıyor. “Duyurusunu bu yıl bitmeden yapmayı planlıyoruz” diyor. Bu plan belki biraz gecikebilir. New York, Manhattan’da dört yıldır üzerinde çalıştıkları iki proje var. Timur’un dediği gibi “herkes New York’ta bir evi olsun ister”. Türkiye dışındaki ilk proje için bu nedenle New York’u seçmiş. Projelerin biri arsa maliyeti dahil 210, diğeri 146 milyon dolar değerinde. Lansmanını yapacakları ilk proje 40 katlı ve 90 daireden oluşacak. Timur, Türkiye’den şimdiden 900 kadar talep topladıklarını söylüyor. Yeni kon-septin lansmanı da işte bu projeyle birlikte yapılacak.
“Burada bir daire aldığınız zaman sadece bir ev almış olmayacaksınız’ diyerek ipucu veriyor. Paketin içinde şimdi açıklamadığı başka şeyler de olacak. Belki başka lokas- yonlarda başka evler... Fold’un evlere, kentlere uyarlanmış hali...Nef’in başarısının temelinde Timur’un pa-tentini aldığı “Fold” konsepti var. Sosyal tesis¬ler için kullanmadan da aidat ödeme zorunluluğu olmasını saçma bulduğunu anlatıyor. Onun yerine Fold projelerinde sinema, oyun, hobi, misafir, toplantı odaları, sanat ve müzik stüdyoları hatta istenirse bir şef tarafından yemeklerin pişirildiği yemek odası gibi modüller bulunuyor. Her modül bir tasarımcının elinden çıkıyor. Örneğin müzik ve sanat stüdyosu ile parti & karaoke modüllerini tasarlayan Sebastian Leon Agneessens, Coca Cola’nm Atlanta’daki genel merkezini ve Starbucks Salon’u yaratan kişi aynı zamanda. Fold konseptinde, 50 metrekarelik stüdyo bir daireniz de olsa, aileniz geldiğinde kullanabileceğiniz bir misafir odasına, terasa, sinema salonu gibi lükslere sahip olabiliyorsunuz böylece. Hepsini sadece ihtiyaç duyduğunuzda kullanıp ödüyorsunuz.
Timur, sanayide olduğu gibi inşaatta da bir bant üretimi hayal ediyor. Ürünü standartlaştırıp seri üretime geçmekten söz ediyor. Bir daireyi, yanındaki projenin üç katı fiyatına satmasını sağlayan unsurlardan biri de, en iyi tasarımcılarla çalışması. “Araştırmaya başladığımda ilk fark ettiğim, inşaat işinde küresel bir marka olmamasıydı. En iyileri bile kendi markasını kullanmıyor” diyor ve ekliyor: “100 milyon dolar verip New York’ta bir daire aldınız diyelim. Bu kadar pahalı bir projede bile markalarıyla övünmek yerine 5 bin dolarlık ‘şu marka musluk kullandıklarından’ söz ediyorlar. Bu, bir otomobil markasının ‘şu marka buji kullandık’ diye övünmesi gibi birşey.” Markaları böyle kullanmak yerine Timur, Nef markası için dünyanın en ünlü tasarımcılarıyla çalışıp özel tasarım yaptırıyor. Gültepe’deki dairenin kapı kolunu Bentley’in, seramiğini ise Don Perinon’un tasarımcısı yapıyor. Foster+Partners, SOM, HOK, Perkins & Will gibi dünyanın en büyük tasarım ofisleriyle çalışıyor. “Apartments, flats, residences, houses, dorms, suites ve offices” olarak adlandırdıkları altı serinin her biri için farklı endüstriyel tasarımcılar iş yapıyor. “Otomobilin bir şasesi vardır ve farklı modeller üzerine giydirilebilir. Bizde de bir şase var. Her bir modülü tasarlıyoruz. 1+1, iki tanesi biraraya gelince 2+1 oluyor” diye açıklıyor.
Timur’un örnek verirken Gültepe’den başlaması sebepsiz değil. Şimdi ABD’nin en büyük inşaat şirketlerinden Magellan’a satmaya başladığı bu fikri, Türkiye’de ilk olarak inşaat firması, dördüncü katı çıkarken işi bırakıp babası da rahatsızlanınca, Erden Timur ilgilenmeye başlamış. “2004’tü. Önce ‘dünyada bu iş nasıl yapılıyor’ diye bakmaya başladım” diyor. Bu amaçla New York başta olmak üzere dünyada birçok kenti gezmiş. Konut işinde hiç küresel bir inşaat firması olmadığım fark edince de bunun nedenleri üzerine düşünmeye başlamış. “Çok da büyük yaratıcılık gerekmi¬yor. Aslında tüm bilgiler orada duruyor. Sizin de kanalınız vardır, selim bir kalple. İlham dili odur. Ben pazarlamanın p’sini bilmem, Finansın da f’sinden anlamam” diyerek kendine has üslubuyla anlatıyor. Timur işini anlatırken bile referansım hep tasavvuftan alıyor.
Gayrimenkul geliştirmenin yanı sıra Timur’un sürekli olarak Nef ile birlikte düşün¬düğü bir diğer önemli işi de sosyal sorumluluk projeleri. Belli bir ölçeğe ulaşmış tüm şirketlerin eğitim ve sağlık alanları başta olmak üzere hayır işleri var. Timur’sa bunu bir yan unsur olarak değil, Nef’in varlık nede¬ni olarak görüyor ve Nef Vakfı’m ana işleri arasında sayıyor. Sosyal sorumluluk projelerinde üstlendikleri işler,
Nef çalışanları ve yöneticilerinin performans değerlendirme kriterleri arasında yer alıyor. “Kapitalizmin belli bir noktada tıkandığım görüyorsunuz. İnsanları sadece para kazandı-rarak motive edemezsiniz. İnsanlar en büyük tatmini başkaları için birşeyler yaptıklarında yaşar” diyor. Bu anlayış çerçevesinde şirketin ‘dağıtılabilir karının’ en azından yüzde 51’ini sosyal sorumluluk projelerine aktarma kararı almışlar. “Ortaklar olarak -babam ve ben (Timur Gayrimenkul’un yüzde 95’i Erden, yüzde 5’ ise babası Musa Timur’un) şirketten 1 lira bile kar payı almadık. Maaşla çalışıyorum. Dağıtılabilir karımızın tamamını sosyal işlere verdik” diyor.
Nef sürekli büyümek ve yeni projeler için büyük kaynak ayırmak zorunda olan bir şirket. Bu yüzden muhtemelen Timur’un sözünü ettiği bu “dağıtılabilir kar” henüz çok büyük değil. Yine de şirketin
bu felsefesi büyümesinde önemli bir itici güç. Bazen dezavantaj yarattığı söylenebilir... Örneğin Timur, “bugüne kadar hiçbir projemiz için sonradan imar değişikliği başvurumuz olmadı” diyor gururla. İmar planında ne varsa onu yapmışlar. Timur’un şehir planlamacı Faruk Göksu ile birlikte kurucusu olduğu Kentsel Vizyon Platformu, 2012’den bu yana çeşitli proje ve fikirlerle şehircilik ve imar konusunda çözümler öneriyor. “81 kent 81 Vizyon” projesiyle Türkiye’nin tüm illeri için vizyon planları yaptılar. Platform son olarak ağustos ayında düzenlediği bir basın toplantısıyla İstanbul için “Yeşil Yol” adını verdiği bir projeyi duyurdu. Platformun üzerinde çalıştığı ilk konu ise 700 bin dolar kadar bir bütçe kullanarak Fikirtepe’nin Kentsel Dönüşümü için öneri ve projeler hazırlamak olmuştu. “Orada projemiz falan yok ama kentsel dönüşümün ilk uygulama alanlarından biri olarak orası önem taşıyordu” diyor.
Tüm bunlar Timur’a bu konuda oldukça keskin bir üslupla konuşmak için de cesaret veriyor: “Umarsızlık diye bir seçenek yok. Elinden birşey gelmiyorsa, o zaman bu işten para kazanmayacaksın.” Erden Timur ise bu işten para kazanmaya Türkiye dışında da devam edecek. Bu Nef’in küreselleşme adımının başlangıcı olacak. New York’un yanı sıra dünyanın beş büyük kentinde olmayı hayal ediyor. Küreselleşme konusunda ilk planladıklarından biraz daha hızlı gidiyorlarmış. Timur Nef için aşamalı hedefler koyduğunu anlatıyor. 2010’dan başlayarak 2015’e kadar geçen beş yıllık süreç test ve ko¬numlandırma dönemi... 2015-2020 büyüme ve ölçeklendirme ki şu anda bu aşamadalar... 2020-2025 arası ise küreselleşme ve franchi- sing süreci.
Peki sonra... Erden Timur, “İnsanların derdini dert edinerek, çare arayarak cevabı bulursunuz” diyor. Nef ile yaptığı da bu. Kendi tabi¬riyle Nef’i bir “Sosyoloji AŞ” olarak düşünüyor. Çatısı altına ofis, öğrenci yurtları ve konutlar dışında ürünler de eklemek niyetinde. Mobilya bile olabilir hatta bir gıda markası ile görüşme halindeler...
İstanbul, Gültepe projesiyle duyurmuştu. “Nef 163” olarak adlandırılan proje bugün “Levent” diye tarif edilse de, Telsizler olarak adlandırılan ve ağırlıklı olarak Romenlerin oturduğu bir mahallede yer alıyor. İhalede belediyenin belirlediği 1,3 milyon lira muhammen bedel üzerinden İnanlar İnşaat ile yarışıp 3,7 milyon liraya kazanmışlar. “Bize ‘teminat mektubunuzu yakın, bu işten vazgeçin’ diyenler oldu. Babama ayrı bana ayrı ulaştılar bu işten vazgeçmemiz için. Bir daire bile satmayacağımı söylediler. O zaman o bölgede metrekaresi 4 bin 800 liradan ev satılacağına kimse inanmadı” diye anlatıyor. Ama öyle olmamış. “308 daire vardı ve üç ay 10 gün sonra hepsi satılmıştı” diyor. Böylece İstanbul’da hayata geçirdiği iki projenin satışından 100 milyon lira kar elde etmiş.
Nef 163 aslında Timur’un Fold konseptiyle yaptığı ilk proje değil. Ondan önce Kemerburgaz var. Mersin’de babası için maaş karşılığı çalışan Timur, İstanbul’a elinde sermayeyle gelmediğini söylüyor. İlk işlerinde kat karşılığı anlaşmış. “Mersin’de babamın binasını yaparken İstanbul’da arsa bakıyordum ama bulamıyordum. Suadiye’deki apartmanlar bile kabul etmiyordu. Sonra Kemerburgaz’da dere ile cami arasında kaldığı için kimsenin pek talip olmadığı bir arsayı aldım” diyor. Çok talibi olmadığı halde rekabetçi olabilmek için yüksek bir oranda kat karşılığı verdiği bu ilk projesinde Otoban ile çalışmış. Konsepti duyurmak içinse lokasyon olarak daha çok ses getirecek bir yer olan Nef 163’ü beklemiş.
Timur’un ilk adımlarını bile bu kadar planlı atması ilginç. O dönem birlikte çalıştığı iletişim ve marka yönetimi ajansı Bernaylafem’in kurucusu Berna Sağlam Naipoğlu, “İlk toplan-tımızdan sonra ‘herhalde kamera şakasıydı’ diye konuştuk aramızda” diyor. Nef 163’ün nasıl ortaya çıktığını, Erden Timur’un vizyonunu ve bu projeyle ne yapmak istediğini anlatmak için basın mensuplarını New York’a götürmüşler.
“Toplantıyı New York’ta yapmak dahil bütün önerilerimizi kabul etti. Ne yapmak istediğimizi hemen anladı. Vizyoner ve farklıydı. O kadar genç ve o kadar saygılıydı ki etkilenmemek elde değildi” diyor Timur hakkında izlenimlerini anlatırken. Türkiye’deki bir proje için New York’ta lansman yapmak başta garip bir fikir gibi görünüyor. Ancak Timur’u Fold fikrine ulaştıran yolu ve Nef için vizyonunu anlatmak için doğru bir başlangıç noktası hem tasarımcıları çoğunlukla oradan seçtiği hem de inşaat işine girdiğinde incelediği ilk kent...Timur’un babası Musa Timur, Mersin Sa-nayici ve İşadamları Derneği’nin bir dönem başkanlığını yapmış, tanınmış bir işadamı. Enerji, lojistik ve turizm gibi alanlarda şirketleri bulunan ailenin arazi geliştirme işleri de olmuş. Yine de Erden Timur’un inşaatçı olması aslında şaşırtıcı. Musa Timur, ticaretten para kazanıp okul hayatından soğumasından çekindiği için oğlunu ticaretten ve işlerinden uzak tutmuş. Erden Timur da Tarsus Amerikan Koleji’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş. “Aslında 22 yaşıma kadar hayalim politikaya atılmak ve birgün başbakan olmaktı” diyor. Hukuk fakültesi sonrası işletme mastırı yapmak üzere London School of Economics’e gitmiş.
Bu sırada Mersin’deki arsaları üzerine üç bloktan oluşan 17’şer katlı binalar yapacak .
Nef, Bebek Mahallesi'nin sırtlarında yer alan Bebeköy'deki 68 bin metrekarelik araziyi ve üzerindeki 16 binayı 2048 yılına kadar Vakiflar Genel Müdürlüğü'nden kiraladı.
Ortak İşler
Erden Timur ortaklıkla büyümeyi seviyor. 2013’te Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barutun, kendi adını taşıyan gayrimenkul şirketiyle ortak olarak "BTE Kağıthane Gayrimenkul”ü kurdu. Nef’in yüzde 62,5,NBG (Nezih Barut Gayrimenkul) şirketininse yüzde 37,5 oranında hissedar olduğu BTE çatısı altında NEF 03 Kağıthane, NEF 12 Merter ve NEF 13 Merter projeleri bulunuyor. Timur, Barut’un önce Nef in bir projesinden ofis aldığını bu vesileyle tanıştıktan sonra ortaklığa gittiklerini anlatıyor. Bu ortaklığın hemen ardından 2015’te 2,5 milyar dolarlık bir portföy yöneten Amerikalı
gayrimenkul fonu Amstar ile Türkiye’de proje geliştirmek üzere anlaşma imzaladılar. Bu anlaşma kapsamında henüz bir adım atılmış değil. Timur’un en önemli iş ortaklarından biri de iş GYO. Topkapı’da Şişecam’a ait arsayı 160 milyon dolara satın alarak yarı yarıya ortak olan iki şirket burada dört etaptan oluşan “inistanbul” projesini inşa ediyor, iş GYO Genel Müdürü Turgay Tanes, 2013’ün sonlarında imzaladıkları iyi niyet anlaşmasının ardından kolları sıvadıklarını söylüyor ve ekliyor: “inistanbul’a gösterilen yoğun ilgi bu birlikteliğin doğru bir adım olduğunu tescil etti. Nef’in yenilikçi yaklaşımını takip ve takdir ediyoruz. Elbette bunda Erden Bey’in vizyoner liderliğinin rolü büyük.”
Forbes